UMUR TALU’DAN ÇOK KONUŞULACAK BİR YAZI…
Habertürk Gazetesi yazarlarından Umur TALU, yine çok konuşulacak bir yazıyı gazetesindeki köşesinde paylaştı. “Eski Bardaklar Yine Çam Oldu” isimli yazı bu günkü Habertürk Gazetesinde yayımlandı.
Umur TALU, yazdığı yazılar nedeni ile Genelkurmay Başkanlığı tarafından, hakkında davaların açıldığını dile getirdiği yazısında, astsubayların başlangıç dereceleri ile TSK’ya ait vakıflara, bağış yapmak istemeyen personelin ikna yöntemlerine yer verdi.
İŞTE O YAZI;
BİR HAKSIZLIK MEKTUBU
Başkalarının çocukları veya babaları ile savaşmak isteyenlerin bari “askeriyede adalet” fikri olsa.
Bu köşede bin türlü haksızlık yazıldı, biliyorsunuz. Maddi ve manevi şiddetler de.
Aşağıdaki mektupta yazılan daha “şiddetsiz” ama esasen gizli gizli bir cezalandırma:
“Assubaylara 2003 yılına kadar yüksek okul hakkı tanınmadığından birçoğu terfi ve derece yükselme hakkı olmadığı için emekli oldu. Sonra subaylarda olduğu gibi intibak yasası ile mesleğin kaynağı olan Astsubay Meslek Yüksek Okulu düzeyine getirilince büyük çoğunluğun yarasına merhem oldu.
Ancak, yüksek okul mezunlarının müktesep hakları korunmadı. Ofislerde görevli birçok memur MYO mezunu ise 9’un 2’si, yüksek okul mezunu ise 8’in 1’i dereceden göreve başlarken, üniforması kefen olan, bir emirle ölüme gönderilenlerden bu hak esirgendi.
Genelkurmay Başkanı’nın söz vermesine rağmen bu hak esirgendi, adaletsizlikte ısrar edildi. Binlerce kişi mağdur oldu. Bunlar değersizlik ve adaletsizlik psikolojisine yol açıyor. Ayrıcalık değil, adalet istiyoruz.”
Tabii ki teknik yönünün ayrıntılarını çok iyi bilmeyebilirim…
Ama psikolojik yönü, yanılmıyorsam şu:
Asker de olsa, toplumun bir kesimine yüksek okul yasaktı.
Buna rağmen yüksek okul bitirmiş olanlar cezalı sayıldı!
***
Bir başka mevzuu da,bir zamanlar burada çok yazdığım, bir dönem astsubayların “Pes Hareketi”nin güncel sebebi olmuş “Vakıflara zoraki yardım” meselesi.
Bu konuda da bana davalar açıldı..
Şu sıra “zoraki üyelik” yeniden devreye girmiş.
Yumuşak ikna üslubu, “Vakfa üye olmayan şehitlerin ailesinin nasıl ortada kaldığına” dair… Sert ikna üslubu ise, “görüşme odaları”nda galiba!
Bu kez vakıflara zoraki üyelik ve kesinti, “Sadaka, zekât” gibi motiflerle de kutsallaştırılıyor mu, bilmiyorum!
Önceki Genelkurmay Başkanı, bir baskı-zorlama dalgasını yazdığım dönemde, “Üyelik gönüllüdür” demişti. Anlaşılan “Gönül ferman dinlesin” diye emir var!
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ…