OYAK, NEDEN YÜZDE 77.1 NEMA VERDİ?
Seçim vardı. Adaylardan birinin doktor, diğerinin ise şeker dükkanı sahibi bir şekerciydi.
Şeker dükkanın sahibi, rakibi doktor için şöyle diyecekti: “Bakın bu adam size çok kötü şeyler yaptı. Canınızı yaktı, acı iksirler verdi ve ne yiyip içtiğinize karıştı. Size hiçbir zaman benim yaptığım gibi ziyafet sunmayacak. Ben size tatlı şekerler vererek sizi hoşnut ediyorum ama doktor hep acı ilaçlar ve reçeteler veriyor”
Doktor ise kendini şöyle savunacaktı; ‘Şeker yiyerek hastalıklarınız iyileşmez, sizin sağlığınız ve iyileşmeniz için ben size acı ilaçlar veriyorum ama bu sizlerin sağlığı için, şekercinin tatlı şekerlerine ve sözlerine kanmayın, “Size yardım etmek için arzularına karşı geliyorum”’ diyecekti.
Sonuçta toplumun hoşuna giden tatlı vaatlerde bulunan şekerci seçimi kazanacak, toplum sağlığını düşünen ve gerçekçi davranarak hastaların iyileşmesi için acı reçeteler sunan doktor seçimi kaybedecekti.
Yukarıda anlatmış olduğum olay, Filozof,Socrates’in demokrasiye karşı eleştirilerinden biridir ve bu eleştirilerinin sonucu olarak Milattan önce 39 yılında, “Atina gençliğini bozmak -zehirlemek” gibi uydurma bir suçtan mahkeme karşısına çıkartıldı. 500 Atinalı’dan oluşan juri davayı değerlendirmek için çağrıldı. Ve ufak bir farkla Filozof suçlu bulundu. Verilen ceza, düşünen insanlar için, en az Hristiyanlar için İsa’nın çarmıha gerilmesinin olduğu kadar trajik bir olaydı. Socrates’in baldıran otuyla idamına karar verildi.
Şimdi ‘bu olayın bizimle ne ilgisi var?’ diyebilirsiniz?
Aslında çok ilgisi var. Günümüzde hepimizin kullandığı sosyal medyada maalesef bizlere tatlı hayaller sunan çok ‘Şekerciler’ ve acı reçeteler sunan çok az sayıda ‘Doktorlar’ var.
Tatlı hayaller sunan şekerciler, OYAK konusunda gerçekleşmesi imkansız olan, gerçek ekeonomik verilerden uzak, %300, %500, %700 gibi nema oranı ile tatlı hayaller sunarak toplumu büyük beklenti içine sokan kişilerdir.
Acı reçeteler sunan doktorlar ise, finansal okur yazarlığı olan, gerçek piyasa koşulları ve finansal verileri okuyarak, topluma doğru bilgi vermeye çalışan insanlardır.
Tabi yüzlerce yıl önce Socrates’in de başına geldiği gibi; bugün de sosyal medyada toplumun büyük bir bölümü ‘şekercilerin’ tatlı sözlerine, hayallerine kapılırken, acı reçeteler vererek sağlığımızı koruyan, bizlerin iyileşmesini sağlayan, doğru analizler yaparak gerçekçi rakamları önümüze sunan kişilerin tepki görmesi, sosyal medyada linçlenmesi kaçınılmazdır.
OYAK NEMASI NEDEN % 77,1 ÇIKTI?
İlk önce şunu belirtmekte fayda var. Bizim tahminimiz % 100 ve üzeri bir beklentiydi ve bunu yazarken ‘Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100’üncü yılında %100 nema umuyoruz’ diye yazmıştık. Yani biraz ‘şekercilik’ yapmıştık ve nemanın açıklanmasıyla birlikte biraz hayal kırıklığına uğramıştık.
Ancak ‘%100 ve üzeri nema vermek varken neden OYAK % 77.1 nema verdi?’ diye araştırmadan olayın iç yüzünü öğrenmemek olmazdı.
Bizim gibi gazetelerde, sosyal medyada yazan insanların birinci görevi; topluma doğru bilgileri tarafsızca aktarmaktır. Bu anlamda OYAK Faaliyet Raporu üzerinden konuyu araştırdık.
Nemanın % 77.1 olarak çıkmasının nedenlerini irdeledik. Sonuç olarak 4 ana maddede nemanın neden %77.1 çıktığını anlayabildik.
İşte nemanın %77,1 çıkmasının 4 ana nedeni.
(1) OYAK ÜYE SAYISINDAKİ OLAĞANÜSTÜ ARTIŞ
Birinci neden üye sayısındaki olağanüstü artış. 2017-2023 yılları arasında muvazzaf ve emekli OYAK üye sayısı yaklaşık 165 bin kişi artmış. Bir önceki yıl yaklaşık 300 bin kişi nema için pastadan pay alırken, bu yıl yaklaşık 472 bin kişi pastadan pay almış. Yıllık üye sayısındaki ortalama artış 23 bin 400 kişi ve bu artış, normal artış trendindeki kişi sayısından 87 bin kişi fazladır. TSK ve Jandarmaya alınan personel sayısındaki artış nemaya doğrudan etki etmiş diyebiliriz.
Kısacası birinci neden; üye sayısındaki muazzam artış nemanın istenilen düzeyde çıkmamasındaki birinci engel diyebiliriz.
Dağıtma esas kaynak (DEK) 2022 yılı neması için 93 Milyar 840 milyon lira iken, 2023 yılı neması için DEK 54 milyar 324 Milyon lira artışla; 148 Milyar 164 milyon liraya çıkmış. Yani neredeyse 2023 yılında, 2022 yılına göre, % 50’nin üzerinde bir DEK artışı olmuş ancak üye sayısındaki olağanüstü artış nedeniyle, pastadan pay alan oran bunun çok üzerinde arttığı için nema %77.1 çıkmış.
(2) ÜYE BİRİKİMLERİNDEKİ ARTIŞ
Üyelerin yıllar içindeki birikimlerindeki artış, her yıl yaklaşık bir misli artmakta ve bu etken nema oranını aşağıya çekmektedir.
Ayrıca sistemden üye çıkışının yok denecek kadar az olması da nemayı etkileyen önemli bir husus olduğu gözlerden kaçmamalıdır.
(3) DEPREM’İN ETKİSİ
Malum ülkemizde yaşanan ve büyük bir bölgeyi kapsayan depremden, OYAK iştiraklerinin de etkilenmediğini söyleyemeyiz. En basiti ile nemanın lokomotiflerinden olan İSDEMİR’de oluşan hasar, fabrikanın yaklaşık 5 ay devre dışı kalmasına ve üretim yapamamasına
engel olmuştur. İSDEMİR gibi bir iştirakin neredeyse yarım yıl kapalı kalmasını ekonomik anlamda takdirlerinize sunuyorum.
(4) ÇİN’İN DÜNYA PİYASLARINDAKİ ETKİSİ
OYAK Nemasının lokomotifi olan ve nemanın %40’ını getiren Ereğli Demir Çelik ve depremde büyük zarar gören İSDEMİR, dünyanın en büyük Demir ve çelik üreticilerinden olan ÇİN’in fiyatları aşırı derecede aşağıya çekmesi, Türkiye’nin aksine dünya piyasalarındaki demir çelik ürünlerindeki olağanüstü fiyat düşüşü nedeniyle satışlar istenilen düzeyde olmamış ve nemaya olumsuz etki etmiş diyebiliriz.
Çin devletinin kendi demir çelik üreticilerine sağladığı önemli desteği maalesef İSDEMİR ve EREĞLİ demir çelik alamamış ve dünya piyasalarında haksız bir rekabetle karşı karşıya kalmıştır.
Söz konusu 2 şirketin karşılaştığı olumsuzluklar doğrudan nemaya etki etmiş diyebiliriz.
DİĞER NEDENLER
Pandemi ve sonrasında oluşan ekonomik sıkıntılar, önce faiz düşüşleri daha sonra yapılan faiz artışları da nemaya dolaylı ve direk etkisi olmuştur.
Çalışan personelden kesilen OYAK aidatlarının toplamı, Emekli Maaş Sistemi (EMS)’de bulunanların maaşının ancak, yüzde 40 civarını karşıladığını bilmekte fayda var.
Piyasada yaşanan her ekonomik sıkıntının, piyasada ticaret yapan OYAK gibi büyük bir ticari sermayeyi etkilememesi tabi ki düşünülemez.
TÜM BUNLARA KARŞI OYAK NE YAPMIŞ?
Evet iç ve dış piyasalarda ekonomik anlamda bunlar yaşanırken, üye birikimleri her yıl bir misli katlanırken, üye sayısı olağanüstü derecede artarken OYAK ne yapmış?
Birinci öncelik üye sayısındaki olağanüstü artışa karşı, sürdürülebilir bir nema sağlamak için, üye sayısındaki artışa paralel karlılığı artıracak bir çalışma yapması ve büyümesi gerekir.
OYAK büyümemeden üzerindeki bu yükü kaldırmaz. İşte bu anlamda; OYAK Bültenleri ve Faaliyet Raporundan da anlaşılacağı üzere, 2016 yılında göreve gelen Sn. Süleyman Savaş ERDEM döneminde 80 küsur olan şirket sayısı, karlılığı artıracak yatırımlar yapılarak, yeni şirketler kurarak ve yeni şirketler satın alınarak, yeni sektörlere yönelerek, yurt dışı yatırımlarını ve ortaklıklarını çoğaltarak mevcut şirket sayısını 150 küsura çıkararak, nerdeyse şirket sayısını ikiye katlayarak olağanüstü bir büyüme sağlamıştır.
Dağıtıma Esas Kaynak (DEK) tablosuna baktığımızda DEK’in 2016 yılından sonra istikrarlı bir şekilde arttığını, özellikle yapılan yatırımların dönüşlerinin arttığı son 3 yılda DEK 48 Milyar 713 milyon liradan, 2022 yılında 93 Milyar 840 milyon liraya, 2023 yılında ise 148 Milyar 164 Milyon liraya arttığını görebiliriz.
YÜZDE BİR NEMA İÇİN NE KADAR PARA GEREKİYOR?
Yıllara göre nemanın her %1’i için;
2017 yılında 242 Milyon Lira,
2018 yılında 287 Milyon Lira,
2019 yılında 399 Milyon Lira,
2020 yılında 468 Milyon Lira,
2021 yılında 582 Milyon Lira,
2022 yılında 1 Milyar 41 Milyon Lira,
2023 yılında 1 Milyar 921 Milyon Liraya ihtiyaç duyulmaktadır.
İşte yukarıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı; 2022 yılında %90,1 olan nema oranı, 2023 yılında 58 milyar lira daha fazla kar edilmesine rağmen % 77.1 olarak gerçekleşmiştir. Eğer üye sayısında olağanüstü artış olmasaydı 2023 yılı neması % 95 civarında çıkacaktı.
Burada basit bir örnek vermek gerekirse, çimento sektöründe yurt için bir üretici olan OYAK ÇİMENTO, yapılan operasyonlarla uluslar arası bir oyuncu konumuna gelmiş ve karını 7 Milyar liraya yükseltmiştir. Benzer hususlar, otomotiv, finans ve diğer alanlarda da kendini göstermiştir.
Sn. Süleyman Savaş ERDEM’in aldığı önemli ve karar, strateji ve öngörüleri ile OYAK güzel bir ivme ile büyümüş ve adeta Türkiye’nin bir numaralı holdingi haline gelirken, enflasyona karşı dirençli bir nema dağıtımını da sağlamıştır.
OYAK, üye sayısındaki anormal artış dezavantajını, üye lehine avantaja çevirmek için Çimento, enerji, otomotiv, demir/çelik finans, Tarım ve Hayvan Sağlığı, kimya vb. alanlarda büyüme stratejisine devam etmesi kaçınılmazdır.
OYAK büyümek zorundadır ve dünyaya açılmaya devam etmek zorundadır .Pasta büyümeyip, tükentenler artarsa sonuç hayal kırıklığı olur. Bir şekilde pastayı büyütmek zorundayız.
Şimdi bu rakamlardan sonra ‘%300, %500 nema verilmelidir’ diyen ‘Şekercilerin’ isteklerinin ne kadar büyük bir meblağ tuttuğunu ve böyle bir nemanın imkansızlığını sanırım anlamışsınızdır.
KIYAS YAPACAKSAK EMSALLERİ İLE KIYASLAYACAĞIZ!
Yıllardır, Sn. Şerif Coşkun ULUSOY dönemi ile mevcut yönetim kıyaslanmakta ve acımasızca eleştirilmektedir.
Örnekleme gerekirse; enflasyonun düşük olduğu yıllarda verilen nema oranı normal kabul edilmekte iken, enflasyonun ve hayat pahalılığının yüksek olduğu günümüzdeki nema oranları sertçe eleştirilmektedir.
Burada arkadaşlarımızın gözden kaçırdığı bir nokta var, konu sadece enflasyon değil, o yıllardaki büyüme oranları da çok önemli.
Sn. Ulusoy’un görevde olduğu 2004-2015 yılları enflasyon ortalaması % 8,26 iken aynı yıllarda verilen nema ortalaması % 23,15 civarında. Bu % 23,15 nema oranına OYAKBANK’ın satışı da dahil.
Ayrıca söz konusu yıllardaki büyüme ortalaması 6,7 ve ekonominin en iyi olduğu yıllar. Şirketlerin karlarını katladığı, olağanüstü büyümelerin yaşandığı yıllar. Ama maalesef o yıllardaki büyüme oranına paralele bir nema oranı artışı alamamışız.
Aynı şekilde Sn. Süleyman Savaş ERDEM’in Genel Müdürlük yaptığı 2016-2023 yılları arasında enflasyon ortalaması % 29,1 iken, verilen nema ortalaması % 48,05 civarında. Yani neredeyse nema her yıl yarı yarıya artmış. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi Sn.
ERDEM dönemindeki yıllarda ortalama büyüme hızı 4,6 civarında. Hatta 2019 yılında büyüme hızı 0,9, 2020 yılında ise 1,8 olmuş. Yani pandeminin de etkisiyle ülke genelinde şirketlerin karı düşmüş, büyüme oranları minimuma inmiş. Ayrıca hain darbe girişimi 15 TEMMUZ’un ekonomi üzerindeki olumsuz etkisini de unutmamak gerekir.
İşte bu şartlarda bile OYAK yıllık ortalama % 48 nema vermiş.
Buradaki amacımız birini kötüleyip, diğerini övmek değil, asıl amacım bir durum tespiti yapmaktır.
HİÇ KİMSE KENDİ MALINI KÖTÜLEMEZ!
Eğer biz 471 bin küsur üye olarak OYAK’ın gerçek sahibiysek ve yazılıp çizilenlerde olduğu gibi yöneticiler bizim çalışanımız ise, kendi öz malımıza sahip çıkmalıyız. Sosyal medyada sağda solda kendi yuvamızı, kurumumuzu eleştirerek, ağza alınmayacak sözler söyleyerek bir sonuç alamayız. Dilek ve önerileri iç iletişim kanalarından OYAK’a iletmeliyiz.
Bu kadar göz önüne getirilen bir kurum, zaten ekonominin dip, enflasyonun tavan yaptığı bu dönemde bir çok kamu ve özel sermayenin hedefi olur ve 2 satırlık bir yazı ile özelleştirilmeye vs. gidebilir ve kimse hiçbir şey yapamaz. Koskoca Jandarma teşkilatı, Sahil Güvenlik Teşkilatı bir kanun hükmünde kararname ile bir gecede TSK’dan ayrılıp İçişleri Bakanlığına devredilmedi mi?. Kimse bir şey yapabildi mi? Muhalefetin birkaç cılız eleştiri ile konu kapandı gitti. Benzer bir durumun başımıza gelmemesi için sağduyulu davranıp kurumumuza sahip çıkmalıyız.
OYAK DÜŞMANLARIN HEDEFİNDE OLAN YERLİ VE MİLLİ BİR KURULUŞTUR
Diğer yandan zırh çeliği üretimi gibi konularla ülke savunmasında önemli bir rol oynayan OYAK, yabancı ülkelerin ve onların istihbarat örgütlerinin maşası olan FETÖ yapılanması gibi hain unsurlarla boy hedefi haline getirilmeye çalışılmakta, OYAK’ın pasifize edilmesi hatta lağv edilmesi için örtülü bir mücadele verilmektedir.
OYAK; Yabancıların satmaktan imtina gösterdiği zırh çeliği üretimini kendisi yapmaktadır. Türkiye’nin zırh çeliği konusunda Avrupa ve ABD’ye muhtaç kalmasını engellemiştir.
Yabancı güçlerin ve içimizdeki hain uzantılarının asıl amaçları ise, Milli bir güç olan OYAK üzerinden TSK’ya zarar vermektir.
OYAK önünde eylem yapan OYAK üyesi olmayan kişilere, üyelere yönelik ‘üyelikten ayrılın’ diyen ama kendisi emekli olalı 15 yıl olmasına rağmen halen üyeliği devam edenlere asla prim vermemeliyiz.
OYAK BİZİMDİR! SAHİP ÇIKMALIYIZ!
Bugün masum talepler için kurulan sivil toplum örgütlerinin, çok dikkatli olması ve yabancı güçlerin içlerine sızarak, masum taleplerini istismar ederek, OYAK’a zarar vermelerini önlemeleri elzemdir.
Sözün özü, OYAK’ı sadece verdiği nema üzerinden bencilce ‘cebime giren’ şeklinde değerlendirip, diğer yönlerini göz önüne almazsak ve bizler kendi kurumuza sahip çıkmazsak, her ortamda kötülersek, daha da kötü durumlarla karşılaşmamız asla sürpriz olmaz.
Nema bu yıl az gelir, seneye fazla gelir, bu husus değişebilir ama OYAK gitti mi nema hiç gelmez. Akıllı davranmalı, birlik beraberlik içinde kurumuza sahip çıkmalıyız.
Sonuç olarak 2023 yılı neması, tüm çalışan ve üye olan personele hayırlı uğurlu olmasını dileriz.
bir sonraki yazımız ‘ALTIN MI? DÖVİZ Mİ? OYAK MI?’