Dolar 38,8361
Euro 43,5010
Altın 4.033,39
BİST 9.541,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 16°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
16°C
Hafif Yağmurlu
Per 18°C
Cum 22°C
Cts 26°C
Paz 20°C

TÜMGENERAL; ‘BAŞIMDAN AŞAĞI KAYNAR SULAR DÖKÜLDÜ!’

TÜMGENERAL; ‘BAŞIMDAN AŞAĞI KAYNAR SULAR DÖKÜLDÜ!’
29 Temmuz 2017 23:03
179

Fikret Seçen’in kayınbiraderi darbe gecesi nerede çıktı

Balyoz mağduru paşa nasıl farkettiğini anlattı…

Balyoz kumpası mağdurlarından emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden yeni çıkan kitabı “Vesayet Savaşları / İleri Demokrasi Hayalinden Darbe Gerçeğine”de, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sonrasına ait dikkat çeken detaylar yer alıyor.

Firari eski savcı Fikret Seçen’in eşinin erkek kardeşinin, darbecilerin Kırşehir sorumlusu olarak görevlendirme listesinde yer aldığı ve 15 Temmuz gecesi Kırşehir’e görevini almaya giderken polisle çatışıp yaralandığını belirten Ahmet Yavuz; aynı ismin Çukurca’da görev yaptığı süreçte bilgi-belge sızdırma, insansız hava aracı görüntülerinin yayımlanması gibi olayların bazılarının yaşanmasının kendisinde “Acaba bağlantı var mı?” sorusunu uyandırdığının da altını çiziyor.

 

FİKRET SEÇEN’İN KAYINBİRADERİYLE NASIL TANIŞTI

Kara Harp Akademisi (KHA) komutanlığının son yılında tanıdığı Eylül 2015’te şehit olan Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay İlker Çelikcan’ın cenaze töreninde olayın nasıl olduğunu öğrenmek istemesi üzerine KHA’da öğretim görevlisi olan Binbaşı Talip Güler’in kendisini Ömer Albay’la tanıştırdığını söyleyen Ahmet Yavuz; sonrasında yaşadıklarını ve öğrendiklerini şu şekilde aktarıyor:

“Ömer Albay’ın ismini telefonuma kaydetmiş ama soyadını yazmamıştım. Soy adı da zihnimde hiç yer etmemişti. Kasım 2015’te TÜYAP Kitap Fuarı’na gelip imza yaptığım standı ziyaret etmişti. Bu arada kitap imzasına iki genç subay daha geldi. İsimleri Murat ve Mehmet’ti. Zaman zaman Harp Akademileri’nden gelen konferans davetlerine katıldığımda diğer tanıdıklarımla olduğu gibi kendileriyle selamlaşıyor, görüşüyordum. 

Asker ve Siyaset kitabımızın sayfalarından bazı bölümleri Twitter’da paylaştıkları da oluyordu. İşin doğrusu hiçbirine ilişkin bir şüphe taşımadım. Ancak Ömer Albay’la ilgili olarak Twitter’da bir takipçim, bana doğrudan mesaj göndererek, Fethullahçı olduğu bilgisini verdi. Not ettim ama yeterli de bulmadım. Başka maksatlı olabileceğini düşündüm. Çünkü bu uyarıyı yapanın da ortada kimliği yoktu. Epey bir zaman sonra attığı bir tweetin altına, mealen ‘asker sadece komutanından emir alır, abisinden, vb. yerlerden emir almaz’ yazdım. Anılan tweeti hemen sildi. İçime bir kurt düştü. Emin olmalıydım. Bundan kısa bir süre sonra, Kanyon’da Remzi Kitabevi’nin bir etkinliğinde buluştuk. Ardından birlikte yemek yedik. Yemekte şarap içmeyi teklif ettim. Reddetmedi. Kendisine askerin siyaset dışı kalmasının önemini, Fetullahçı yapının verdiği zararları anlattım. Hiç renk vermedi. Bu arada, Akademi’den sınav sorularının çalınmasıyla ilgili düşüncelerini sordum. Böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söyledi. İçimdeki kuşku katlanmıştı.

O günlerde Mustafa Önsel’in ‘Ağacın Kurdu’ adlı kitabını okumuştum ama birkaç kişi hariç isim kısaltmalarıyla ilgilenmemiştim. 

 

AĞABEYİ YARGITAY’DA HAKİMDİ

Eve döner dönmez, ‘Ağacın Kurdu’ kitabındaki isim kısaltmalarına baktım. Başımdan aşağı bir kazan kaynar su dökülmüş gibi oldu. Kendisinin de daha önce bahsettiği gibi amiral olan ağabeyi Hasan Kulaç ile birlikte kitapta ismi geçenlerden biriydi. Yetmedi, bir ağabeyi de Yargıtay’da hâkimdi. Yetmedi, Fikret Seçen de kız kardeşinin eşiydi. Kısa bir süre sonra da 15 Temmuz gecesi ortaya çıktı. Darbecilerin Kırşehir sorumlusu olarak görevlendirme listesinde yer almıştı. Kırşehir’e görevini almaya giderken polisle çatışmış ve yaralanmıştı. 

 

Ne tesadüf kitabın önceki sayfalarında yer verdiğim Van’da cereyan eden olayın kahramanlarıyla aynı dönemde bu personel de Çukurca’da görev yapmış, bilgi ve belge sızdırma, insansız hava aracı görüntülerinin yayımlanması gibi olayların bazıları bu dönemde yaşanmıştı. Nazım Paşa’yla ‘acaba bağlantı var mı’ diye sormadan edemedik.”

Ahmet Yavuz, kitabında Türk tarihinden örnekler vererek Cumhuriyet ve sonraki süreçte ordu-devlet ilişkilerini ve “askeri vesayet” kavramını ayrıntılı biçimde inceliyor.