Dolar 38,8185
Euro 43,6724
Altın 4.033,06
BİST 9.668,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 21°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
21°C
Hafif Yağmurlu
Pts 21°C
Sal 22°C
Çar 22°C
Per 26°C

‘ASTSUBAY OLDUĞUMUZ İÇİN BİZİ SALLAMADILAR!’

‘ASTSUBAY OLDUĞUMUZ İÇİN BİZİ SALLAMADILAR!’
24 Ağustos 2017 12:30
209

Cumhurbaşkanına suikast sanığı: Silah arkadaşlarıma hakkımı helal etmiyorum
 

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1’i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43’ü tutuklu 47 sanığın Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi.

Savunmasını yapan astsubay Aydın Özsıcak, “Tabancayla darbe yapılamayacağı gibi, bu konuda makinalı tüfeği kullanacak aparatı takar, helikopterin altına zırh takardım. Bu teçhizatlar da alayda hazırdı, gerekli hazırlık sürecine de sahiptik. Bu hazırlıkların yapılmaması Cumhurbaşkanı’nın alınmasına yönelik bir bilgim olmadığını zaten açıkça ortaya koymaktadır” dedi.

 

Aydın Özsıcak, darbeyi bilip de kendilerine haber vermeyen silah arkadaşlarına da hakkını helal etmediğini söyledi.

 

Geçen 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin de aralarında bulunduğu 43’ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

 

Yoklamayla başlayan duruşmada darbeci timi taşıyan helikopterde teknisyen olarak görev alan Astsubay Aydın Özsıcak, savunmasını yaptı.

 

Savunmasına “Kendime ve vicdanına söylediğim doğruları ifade ediyorum” sözleriyle başlayan Aydın Özsıcak, “14 Temmuz da beni kısım amirimiz Bahattin Akgül Yarbay aradı ve VIP uçuşa gideceğimi söyledi. Efes Tatbikatı’nda VIP uçuşta bir astsubayın kılık kıyafet konusunda kötü olduğu, saç sakal traşı olmadığı için bu durumu gören yeni alay komutanının sıkıntılı durumlar yaşandığı bana ifade etti. Bu nedenle dikkatli olmamızı istedi” dedi.

 

“KANUNSUZ EMİR ALMADIM” 

15 Temmuz günü yaşananları da anlatan Aydın Özsıcak, savunmasını şöyle sürdürdü:

“Ilıksu’dan Çiğli’ye VIP uçuşu yaptım. Saat 15.30’da Gaziemir’e indik. 16.00’da 4 helikopter hazır olmasını istedi. Gece görevine gelmem alay komutanı Murat Dağlı’nın verdiği emirle olmadı. Bana arkadaşım Ahmet Yaşarburuk, teklif etti. Ben de her zaman yaptığımı yaptım ve görevi kabul ettim. Ahmet Yaşarburuk’un teklifini kabul etmeseydim şu anda burada değildim. Meslek hayatımda kanunsuz emir almadım, kanunsuz emirleri uygulamadım. Kısım amirlerimden emir aldım. İyi niyetimden yardım etmek istediğim için buradayım. Yeni Alay komutanımız hem kendimizin, hem de VIP yolcunun güvenliği için tabanca bulundurmamızı isterdi. Tabancayla darbe yapılamayacağı gibi bu konuda makinalı tüfeği kullanacak aparat takar, helikopterin altına zırh takardım. Bu teçhizatlar da alayda hazırdı, gerekli hazırlık sürecine de sahiptik. Bu hazırlıkların yapılmaması Cumhurbaşkanı’nın alınmasına yönelik bir bilgim olmadığını zaten açıkça ortaya koymaktadır.”

 

BAHATTİN AKGÜL, KULAĞIMA FISILDASA HELİKOPTERLER HAVALANMAZDI

15 Temmuz gecesi telefonunu şarj sorunundan dolayı saat 22.00 gibi kapattığını bir kez çocuğu için eşini aradığını söyleyen sanık Aydın Özsıcak, helikopterlerin havalanmasının gecikmesine neden olan Yarbay Bahattin Akgül’le ilgili de açıklama yaptı. Aydın Özsıcak, “Bahattin Yarbay, o gece kulağıma bir şey fısıldasa o zaman helikopterlerden hiçbirisi kalkamazdı. Bir ‘huylandım’ dese yine helikopterler kalkamazdı. Bunu sağlamak beş dakikamızı almazdı. Sizin karşınızda olmazdım. Şüpheyi fısıldasa çoğu olayın önüne geçerdi” dedi.

Sanık astsubay Özsıcak, Çiğli’de bulundukları sırada sanıklardan Murat Dağlı’nın kendisine timi Marmaris’e bırakacaklarını söylediğini, kendisinin de Aksaz’a gidileceğini düşündüğünü ileri sürdü.

 

“ASTSUBAYLARI SALLAYAN OLMADI”

Imsık Hava Meydan Komutanı Fethi Şahbaz’a da Bahattin Akgül’e yaptığı gibi eleştirilerde bulunan Aydın Özsıcak, “Fethi Şahbaz bizi uyarsa darbeyi söylese net olarak söylüyorum helikopterler kalkmazdı. Ama astsubay olduğumuz için bizi sallamadılar. Eğer söyleseydi ben de ondan Allah razı olsun derdim ama olmadı. Evet bize güvenmemişler. Güvenmemekte de haklılar. Darbeyi bilsek o helikopterler uçmazdı, uçurtmazdık. Ne karar çıkarsa çıksın benim vicdanım rahat. Bilgim olsa gereğini yapardım. Kahraman olmak için değil ama vicdanen yapardım, ama olmadı işte. Şunu aklım almıyor. Helikopteri uçuracak olan birinci ve ikinci pilotlar listeyle alınmıyor ama biz teknisyen olarak alınıyoruz. Uyarı olsa bu görevde yer almazdım. Buna emin olun.

Darbeyi bilip de bize haber vermeyen silah arkadaşlarıma hakkımı helal etmiyorum. FETÖ’yle de ne benim, ne de ailemin ilişkisi olmadı” dedi.

GÖZYAŞI DÖKTÜ

Savunmasının sonunda gözyaşı döken Aydın Özsıcak mahkeme heyetine yönelik, “Önünüzde iki seçenek var. Kendimin suçsuz olduğunu size ifade ettim. Vicdanım rahat. ‘Adil karar vereceğiz. İfadesini veren gidiyor. Biz buradayız, herkesi tek tek dinliyoruz. Vereceğimiz kararı burada ve öbür dünyada sorumluluğu var’ demiştiniz. Benimle ilgili adil tarafsız bir karar vereceğiniz güveni oluştu. Diğer seçeneği düşünmek dahi istemiyorum. Vicdanınıza dayanarak, somut kriterleri göze alıp karar vereceğinize inanıyorum” dedi.

 

DARBEYE KATILDI, ‘KANUNSUZ EMİR ALMADIM’ DEDİ

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1’i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43’ü tutuklu 47 kişinin Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına, verilen aradan sonra devam edildi. MAT timinde görevli Astsubay İlyas Yaşar, savunması sırasında çok sayıda tanığın ifadesi ile köşe yazarlarının yazılarından ve bazı adreslerde paylaşılan tweetleri okudu.

Bunun üzerine söze giren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, “Köşe yazarları oturup kendileri bir şey yazıyorlar. Komplo teorileri uyguluyorlar. Doğru yalan yazıyorlar bilmiyorum.  Savunmanda akşama kadar köşe yazıları okuyup zaman doldurmaya çalışma” dedi.

Ancak İlyas Yaşar’ın bu tavrını sürdürmesi ve 15 temmuz darbe girişimi için planlı olduğuna dair söylemlerde bulunması üzerine Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, yeniden sözünü kesti “Savunmanın dışına çıkıyorsun. Algı oluşturmaya çalışıyorsun, suçlamalarda bulunuyorsun, insanlara ithamlarda bulunuyorsun. Bu yöndeki uyarılarımızı dikkate almadığın için savunma hakkını elinden alıyorum” dedi. İlyas Yaşar’ın itirazlarına rağmen, duruşmaya ara verildi.

“BEN GÖREVLENDİRİLDİM, EMRİ SORGULAMADIM”

Darbeci sanıklardan Özel Kuvvetler’de görevli Yüzbaşı Mehmet Cantaz ise kendisinin nasıl görevlendirildiğini anlattı.

15 Temmuz günü eşini hastaneye götürdüğünü ifade eden Mehmet Cantaz, “15 Temmuz sabah saat 09.00’da eşimi hastaneye götürmek için yola çıktım. Hastanede kan testleri yapıldı sonuçları alıp öğle saatlerinde eve geldim. İsmail Yiğit saat 18.00 gibi hazır olmamı istedi. Normal şartlarda İsmail Yiğit’in bana gelip bunu söylemesi şu açıdan önemli. Ona gereken soruları sordum. Şükrü binbaşının talimatı olduğunu söyledi. Başka bilgi vermedi. Hem Özel Kuvvetlerde hem de Kayseri Komando Tugayı’ndan tanıyorum. Herhangi birisi değildir benim için. Özel kuvvetlerde gayri nizami harp usulleri izlenir, uygulamalar yapılır. Biz 15 Temmuz günü saat 18.30’da Burkay Karatepe, İsmail Yiğit, Muammere Gözübüyük ile yola çıktık. Telefonumu evde bıraktım. Yolda görevin neyle ilgili olduğunu kendi aramızda konuştuk, tahminimiz PKK üzerineydi. Fransa Başkonsolosluğu kapatılmıştı. Ben IŞİD de olabileceğini söyledim. Askeri aprona gittiğimizde yeni kişileri gördük. Yabancı olduğum kişiler değildi. Anormallik orada sezmedim” dedi. 

“EMRİN GENELKURMAY BAŞKANI’NDAN GELDİĞİ SÖYLENDİ”

Şükrü Seymen’in kendilerine Genelkurmay Başkanı’nın emriyle görevli oldukları ve İzmir Çiğli’ye gideceklerini söylediğini anlatan Mehmet Cantaz, “15 Temmuz günü izinliyim. Şükrü Binbaşı var işin içinde. Bundan amirimin haberdar olduğunu düşündüm. Göreve neden benim seçildiğimi kendi kendime de sordum. Özel kuvvetler mensubu olmam, çatışma tecrübem olması, fiziki kabiliyetlerimden seçildiğimi düşünüyorum” dedi.

 

Çiğli’de mühimmatları kuşandıkları sırada Gökhan Şahin Sönmezateş’in açıklamada bulunduğunu söyleyen Mehmet Cantaz, “Bize sıkıyönetim ilan edildiğini söyleyene kadar benim için her şey normaldi. Sıkı yönetim ilan edildiği tebliğinden sonra herkeste olduğu gibi bende de kafa karışıklığı oldu. Yönetime TSK neden el koydu. Bunun için bir şey olması lazımdı, normal şartlar altında bende de tedirginlik arttı. Olayları sorgulamaya başladım. Neden itiraz etmedim. Ben o sırada Çiğli Ana Jet Üssü’ne ilk kez geldim, saat 22.30 sıralarında geldim. Karanlıkla bilmediğim bir yerde üssün komutanı tarafından sıkıyönetim tebliğ ediliyor, onların malzemeleri arasında silahlarını alıyorum. Burada benden itiraz etmem bekleniyorsa, etseydim beni derdest ederler diye can güvenliğim açısından itiraz etmedim. Helikopter pistine kadar oradan nasıl kaçacağımı düşündüm. Ama üsse yabancıyım, kaçmak için fırsatı bulamadım. Çiğli’de benim tedirgin olduğumu anlayınca, özel kuvvetlerin gurubundan çıkardılar ve MAK grubuna dahil ettiler. Ben de Marmaris’te helikopterden inmedim. Çiğli’ye dönünce de kaçabilirdim ama teslim oldum” dedi.

“KANUNSUZ EMİR ALMADIM”

Mehmet Cantaz, 15 Temmuz darbe teşebbüsünde bulunmasına rağmen kanunsuz emir almadığını ileri sürerek, “Emir ve talimatlar hizmete uygun olmuştur. Konusu suç olan hiçbir emir almadım. FETÖ’cülükle ilgili 8 madde var. Bir dolarım yok, Bank Asya’ya para yatırmadım, dershanesine gitmedim. Bunlar da bende yok. 2004 yılından beri aynı telefon hattını kullanıyorum. Eğer gizliliğe önem veren örgüte üye olsam bir senede bir numara değiştirirdim. En sıkı görüştüğüm insanların hiçbirine yönelik FETÖ üyeliği soruşturması yoktur” dedi. Mehmet Cantaz bunun yanı sıra, Zekai Aksakallı’yı almaya giden ve onu vuran askerlerin suikastle suçlanmadığını, ama kendisinin bu suçtan yargılanmasını anlayamadığını ifade etti.

 

“ONUR KIRICI OLUR DİYE GÖREVİ KABUL ETTİM”

Mahkemede MAK timinde görevli Astsubay Ekrem Benli de savunmasını yaptı. Devletin gücünü arkasına alıp mülakata bile girmeyenlerin aksine güçlükle MAK timine girmeye hak kazandığını anlatan Benli, görev aldığı bazı operasyonları anlattı. Benli, 15 Temmuz gecesine ilişkin olarak ise “Mesaiden sonra eve gittik. Burada bulunduğumuz sırada telefon geldi ve acilen işyerine çağırıldık. Depoda malzeme hazırlamamız söylendi. Malzeme hazırladığımız sırada merakla sorduk. Gerekli açıklamayı okul komutanının yapacağı söylendi  ve telefonlar toplatıldı. Ben telefonumu açık olarak teslim ettim. Taner Binbaşı gelip bizi topladı ve terör yöneticisine operasyon yapacağımızı söyledi. Operasyonu özel kuvvetlere bağlı timini yapacağını bizim emniyeti alacağımızı söyledi.

 

Şehit olabileceğimizi gelmek istemeyen olursa anlayışla karşılayabileceğini söyledi. Her askere şehit olmayı ister. Bende kendi şahsıma bunun onur kırıcı olabileceğini düşündüm ve çok istediğim terör operasyonuna katılmak, şehitlik mertebesi için görevi kabul ettim.

 

Gökhan General malzeme kuşandığı sırada TSK’nın yönetime el koyduğunu, sıkıyönetim ilan edildiğini emirleri Genelkurmay Başkanı’ndan aldığını söyledi. Helikopter başına geçtik. Gökhan General’in bulunduğu helikopterdeydik. Bir zaman bekletildik. Sonra kalkış yaptık, bölgeye iniş yaptık. Burada bir kaç kez havaya ateş ettik. 25 dakika sonra silah sesleri gelmeyle başladı. Bir iki dakika silah sesleri sürdü” dedi.

Oteller bölgesinde yaşanan silahlı çatışma hakkında bilgi veren kendilerinin havaya ateş ettiğini ve sonrasında da dağa kaçtıklarını ifade eden Ekrem Benli, “Dağa çıktığımız sırada Şükrü binbaşının emriyle telefonları kırdık. Sonra ben iki arkadaşım Serkan Elçi ve Yakup Özcan’la birlikte uzaklaştım. Bir baraka bulduk, etrafında arı kovanları gördük. Arıların orada su olacağını düşünüp suyu bulup içtim. Serkan Elçi’yi yemek alması için gönderdik.

 

Serkan gittikten sonra binanın sahibi geldi ve bizim çıkmamızı aksi takdirde emniyeti arayacağımızı söyledi. Bizde aramasını söyledik. Binadan çıktık 1.5 saat sonra jandarma geldi ve teslim olduk. Jandarmaya teslim olduk kendi istek ve arzumuzla. Olayın ne olduğunu bilmiyorduk ama yukarı çıktığımız zaman bunun içerisinde istemeyerekte olsa yer aldığımızı öğrendik” dedi.

Ekrem Benli, kendisine yeterli süre verilmediği için iki polisin şehit olmasına dair olayla ilgili olarak ise savunma hazırlayamadığını ifade etti. Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, duruşmayı yarına erteledi.