Dolar 34,0451
Euro 37,5805
Altın 2.753,87
BİST 9.624,04
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 30°C
Çok Bulutlu
Ankara
30°C
Çok Bulutlu
Sal 29°C
Çar 28°C
Per 29°C
Cum 30°C

TANKÇI ASTSUBAYDAN HAKARET DAVASI!

TANKÇI ASTSUBAYDAN HAKARET DAVASI!
8 Nisan 2016 15:34
207

 

Gazeteci Umur Talu, Habertürk Gazetesindeki köşesinde, yine olay yaratacak bir yazı yazdı. İşte  o yazı; 

 

‘HAKARET’ DEYİNCE…
 

 
Memlekette her gün gazeteci veya değil, çok sayıda kişi “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanıyor.

Böyle böyle 1000’den fazla dava.

Üstelik iki ciddi davada iki hakimden biri “eleştiri-beraat” kararı, diğeri “Bu suç Anayasa’ya aykırıdır” kararı verdiği halde.

Buna karşılık sivil-asker, çok sayıda insanın maruz kaldığı “hakaret” ise herhalde “akaret” sayılıyor.

Geçenlerde burada İstanbul’da “ Paşa komutan hakareti”ne karşı dava açan bir astsubayı yazmıştım.

Bugün de Trakya’da bir birlikte “Tank komutanı” sayılan ama tanktan inince “harita çantası kopuk” diye herkesin önünde, “Üsteğmen komutan”ın “Defol git. Seni mezun eden hocanın anasını vs…” ve hatta boğazı sıkılan, ordudan attırılmakla tehdit edilen bir astsubayın “Beni askerlikten soğuttu” diyerek, raporuyla birlikte açtığı davayı söylemiş olayım.

“Kendilerine hakaret”te yeri göğü inleten ama sıradan insanların maruz kaldıklarını pek göremeyenler için bir vaka daha o zaman:
Kendisinin de kabul ettiği (önemli de olabilir) “bir hata yaptığı için”, sorgu-yargı yerine, “Yarbay Komutan”ın “Öldürmeli” sözlerine ve esas duruştayken suratına vurduğu yumruğa ve tanık astsubaylar ve subay önünde “Buna yetkim var” beyanına maruz kalan astsubay mesela.
Biliyor musunuz, Askeri ceza Kanunu’nda şöyle bir madde var üstelik:

“Madununu kasten itip kakan, döven, eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan, tazip maksadıyla madununun hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine müsamaha eden amir veya mafevk iki seneye kadar hapis olunur.”

Belki de sorun “madun, eza, sıhhat, tazip, müsamaha, amir, mafevk” ne demektir, nedir, kimdir diye “tercüme” edilemediği içindir!

 

Halbuki işte Nusaybin: Binbaşı ile astsubay birlikte “şehit.” Başka astsubaylar, uzman çavuşlar da, hatta “aşıya götürürken çocuklarının önünde vurulan korucu” da!

Kimileri ise onları sağ iken, kimileri ise “şehit olduktan sonra” bile bir ve aynı görmüyor.

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ…