O HARİTA TEKRAR ÖNÜMÜZDE!
100 yıl önce yırttıp attığımız haritayı tekrar önümüze koydular.
16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya ile Fransa arasında yapılan ve Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu’daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli anlaşma 100’üncü yıldönümünden iki gün önce yayımlanan “Farklı sınırlar Ortadoğu’yu kurtarabilir miydi?”
başlıklı Nick Danforth tarafından kaleme alınan makale 14 Mayıs’ta New York Times’ın İnternet sayfasında yayımlandı.
(http://www.nytimes.com/interactive/2016/05/13/opinion/sunday/15danforth-web.html?_r=0)
Sykes Picot Anlaşması’nın doğurduğu sorunların halen sürdüğüne dikkat çekilen yazıda, ABD eski başkanlarından Woodrow Wilson’ın 1919’da alternatif bir harita sunduğu belirtildi.
Yazıda, “Wilson’ın, söz konusu coğrafyayı bölecek daha iyi bir yol belirlenmesi amacıyla gönderdiği heyette bulunan teolog Henry King ve sanayici Charles Crane, uluslara kendi kaderlerini tayin hakkı tanınması ilkesiyle bağdaşan bir harita hazırlanması için bölgede yüzlerce görüşme yaptı” denildi.
Makale şu ifadelerle sonlandı: “Bu bölgenin gerçek sınırlarının çizilmesi için kaçırılmış bir fırsat mıydı? Şüpheli… Sonuç itibarıyla Fransa ve Britanya bu heyetin tavsiyelerini göz ardı etti. Dinlemiş olsalardı, durum aşağı yukarı aynı olabilirdi.”
New York Times’ın yayımladığı harita, Wilson’ın gönderdiği heyetin 1919’daki önerileri doğrultusunda çizildi.
Haritada İzmir’in “Türkiye sınırları içinde yarı-otonom”, Trakya bölgesinin ise “Uluslararası Bizans Devleti” olarak tasarlandığı görüldü.
Türkiye’nin bir kısmını Suriye’ye, Doğu Anadolu ve Karadeniz’in bir bölümünü de Ermenistan’a bağlayan harita, bağımsız bir “Kürdistan” devleti kurulmasını ya da bu bölgenin “Mezopotamya”ya katılmasını öngörüyor.
Adını İngiliz diplomat Mark Sykes ve Fransız diplomat François Georges-Picot’tan alan Sykes-Picot Anlaşması, Ortadoğu’da böyle bir harita öngörüyordu.
KRAL FAYSAL’IN BİRLEŞİK ARAP KRALLIĞI HAYALİ
Danforth makalesinde 1920’de İngilizler tarafından Osmanlı’ya karşı desteklenen Faysal Bin Hüseyin’in Şam’da bir krallık kurduğunu ve asıl hayalinin Suriye, Ürdün, İsrail ve Türkiye’nin güney kısımlarının yer aldığı bir Birleşik Arap Krallığı kurmak olduğunu yazıyor.
Danforth, bugünkü gelişmelerin de bu yönde gittiğini ileri sürüyor. Faysal’ın o zamanki planına Fransa’nın karşı çıkması ve onu yenmesiyle ulaşamadığını belirten yazar, yazının sonunda bu haritanın gerçekçi olup olmadığını tartışıyor.
Yazısını şu sözlerle bitiriyor Danforth:
“Acaba bu Wilson’un haritasının gerçekleşmemesi, ‘gerçek sınırların’ çizilmesinde kaçırılmış bir fırsat mıydı? Şüpheli. Detaylı çalışmaların ardından King ve Crane işin ne kadar zor olduğunun farkına vardı. Kürtlerin, Lübnan’ın, Şii ve Sünnilerin durumu karışıktı. Fransız ve İngilizler bu haritaya ikna olmadı. Eğer belki de olsalardı bile işlerin bugün geleceği nokta aşağı yukarı aynı olacaktı”