Dolar 38,8417
Euro 43,6540
Altın 4.031,62
BİST 9.668,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 21°C
Açık
Ankara
21°C
Açık
Sal 22°C
Çar 23°C
Per 26°C
Cum 27°C

‘O GECE PARMAĞI KANAYAN GAZİ OLDU, OYSA…’

‘O GECE PARMAĞI KANAYAN GAZİ OLDU, OYSA…’
28 Kasım 2016 10:31
88

Gazeteci Saygı ÖZTÜRK, son günlerde çok konuşulan ve gazileri ilgilendiren, tartışma yaratan konuya parmak bastı. 

 

 

İŞTE O YAZI:

 

Güneydoğu’da mayına basıp bacağını kaybeden birisinin protezini, koşullara bağlayarak ödeyen devlet, 15 Temmuz’dakine koşul aramıyor. Gazi demek için doğu ve güneydoğuda çatışmada yaralanıp vücudunda şu anda mermi bulunan bir sürü Gazi sayılmayan insan var.

 

 

Onlara siz ‘Gazi’ demezken ‘parmağı kanayanı Gazi sayarım’ derseniz 15 Temmuz’da toplumu en çok birleşmesi gereken iki kavram üzerinden toplumu bölersiniz.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 15 Temmuz demokrasi şehitleriyle, Güneydoğu şehit ve gazilerinin ayrıldığı iddiasına, Güneydoğu gazileri de katıldı.

 

 

Gaziler, “onlara gazi değil, ‘kahraman’ denilmelsi” önerisinde bulundu. Tartışmanın odağında olan Güneydoğu’daki çatışmalarda, patlamalarda gazi olan bir grup adına gazi Koray Gürbüz, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:

 

 

ASKER VE POLİS SIRADANLAŞTIRILIYOR

 

 

Son dönemde toplumun alıştığı şeklin dışında, yani askerlerin vatan savunması için mücadelesi dışında ya da polislerin görevlerini yerine getirirken hayatlarını kaybetmesi ya da yaralanmaları sonucunda kullanılan şehit ve gazi kavramları hemen hemen her konu ile ilgili kullanılmaya başlandı.  Örneğin maden kazası oluyor,  oradakiler şehit ilan ediliyor ki her biri çok değerli insanlardır. Ya da 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi darbe girişimi sırasında mücadele edenlere şehit deniyor ya da gazi deniyor. Daha öce Uludere’dekilerine Şehit-Gazi dendi. 15 Temmuz mağdurlarına ‘kahraman’ diyebilirsiniz yada başka yüceltici bir sıfat bulabilirsiniz. Ama şehit ve gazi demekteki ısrar onları yüceltir gibi gözükürken aslında ister istemez asker ve polisin sıradanlaşması ve itibarsızlaştırması anlamına getiriliyor.

 

 

Çünkü şehit ve gazi kavramı fikirler, ideolojiler ve yaklaşımlar üstü olmalı oysa şuan son dönemde sürekli bunlar kullanıldığı için ‘senin şehidin, benim gazim’ gibi bir tartışmaya sebep oluyor.  Biz bu durumdan rahatsızız.

 

 

 

MADDİ KONULAR AKLIMIZDAN GEÇMEZ

 

 

Sorunun bir de maddi kısmı var. Bir asker ya da polis; vatan savunması için mücadele edip görevini yerine getirirken hiçbir zaman aklının ucundan maddi konular geçmez. Yani elde silah vatan beklerken ‘şu kadar para alacağız şöyle edeceğiz’ diye düşünemezsin. Sizi oraya götüren vatan sevgisidir. Ancak olaylar başınıza geldikten sonra geride kalanlar için birilerinin mücadele etmesi ve söz söylemesi gerekir. Burada biz yani şehit aileleri ve gaziler kendimiz için bir şey talep etmeyiz. Bunu doğruda bulmayız. Devlet neyi uygun gördüyse, Millet neyi uygun gördüyse onu kabul ederiz. Sadece ‘madalya vereceğim’ derse onu kabul ederiz. ‘Vermeyeceğim’ derse onu da kabul ederiz. Çünkü, biz bunu bir karşılık için yapmayız.

 

 

BİZİ İKİNCİ SINIF GAZİ YAPTILAR

 

 

Ama siz doğu ve güneydoğuda şehit olanın ailesine 90 bin TL tazminat, 15 Temmuz’da gazi olana 250 bin TL tazminat verirseniz, doğal olarak biz kendimizi ikinci sınıf olarak hissederiz.  Biz herkese şehit, gazi denilmesine karşıyız ama madem aynı kavramlar kullanılıyor, o zaman ya bütün şehit ve gazilere aynı hakkı vereceksiniz ya da bu ismi kullanmayacaksınız.  Yaklaşımdaki farklılık insanların gururunu kırıyor. İnsanların itibarını zedeliyor. Biz buna karşıyız.  

 

Güneydoğu’da mayına basıp bacağını kaybeden birisinin protezini, koşullara bağlayarak ödeyen devlet, 15 Temmuz’dakine koşul aramıyor. Gazi demek için doğu ve güneydoğuda çatışmada yaralanıp vücudunda şu anda mermi bulunan bir sürü Gazi sayılmayan insan var. Onlara siz ‘Gazi’ demezken ‘parmağı kanayanı Gazi sayarım’ derseniz 15 Temmuz’da toplumu en çok birleşmesi gereken iki kavram üzerinden toplumu bölersiniz.

 

 

Cumhuriyet tarihi boyunca şehitlik ve gazilik konularında tartışma yoktu. İlk kez AKP sayesinde Şehit ve Gazi kavramları da bu şekilde ayrımcılığın ve bölücülüğün malzemesi haline getirildi.

 

 

BİZİM NE OLDUĞUMUZ BELLİ DEĞİL

 

 

Şehit ailelerine ve gazilere verilen tanıtım kartında bile ne olduğumuz belli değil. Gazi, SGK’da ‘engelli’ olarak görülüyor. Şehitlik ve Gazilik  Kanunu çıkarılmalı, her şey net olarak tanımlansın.  Açılım döneminde itibarsızlaştırılmasına karar verilen TSK’nın yanında Şehit ve Gazilerinde itibarsızlaştırılması projesi uygulandı. Topluma şu imajı vermeye çalıştılar: Bunların bir eli yağda bir eli balda. Gerçek olmayan rakamlarla gazilerin ve şehitlerin itibarını ayaklar altına aldılar. Bugün açılım süreci bittiği için ‘Gaziler başımızın tacı, Şehitler bizim varlık sebebi’ diye hamaset yapıyorlar.

 

 

KENDİMİZİ MİLLETE EMANET ETTİK

 

 

Bir şehit ailesi ya da gazi için hiçbir maddi kaygı yoktur. Biz kendimizi millete emanet ederiz. İstediğimiz şey eşitlik ve ayrım yapılmaması. Yoksa Türk milleti şunu da söyleyebilir, ‘siz vatan için yapmanız gerekeni yaptınız, size hiçbir hak vermiyorum, sadece madalya veriyorum’ ya da ‘sizi şehit ya da gazi olarak tanımlıyorum onun dışında hiçbir maddi şey vermiyorum’ da diyebilir. Biz bunu da kabul ederiz. Ama siz ayrım yaptığınız taktirde biz bunu kabul etmeyiz.

 

 

AMERİKA’DA DURUM NASIL?

 

 

Savaşmış, kolunu, bacağını kaybetmiş bir Amerikan askeri bir alışveriş merkezine girdiği zaman, alışveriş merkezinin girişinde kendisin gazi olduğu biliniyorsa, ya da kendisine girerken soruluyorsa ‘gazi aramızdadır. Kendisine hizmetleri için teşekkür ediyoruz’ diye anons yapılır. Bu sadece gaziye bir maddi bir şey değil ama çocuklarının ya da eşinin yanında onura edilmesidir.

 

Aynı şekilde uçakta da Gazi olduğu biliniyorsa anons edilir ve sürpriz pasta kesilir. Aslında pasta dediğiniz şey ise 10 liralık bir şey. Ama orada aileye o ilginin gösterilmesinin yarattığı bir coşku var. Bu ve buna benze birçok uygulama var.  İşte bunlar maddi şeyler değil bunlar maneviyat.

 

 

 

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ…