NARİN CİNAYETİNDE SON DAKİKA: Adli Tıp’tan “diş izi” raporu! Narin’i kim öldürdü, abisinin kolundaki diş izleri kime ait?
Narin Güran cinayetinde soruşturma derinleşerek devam ederken, Adli Tıp Kurumu’ndan kritik öneme sahip “diş izi” raporu geldi. Soruşturma başladığında şüpheliler arasında yer alan Narin’in ağabeyinin kolundaki diş izleri ile ilgili Adli Tıp Kurumu’nun tespiti netleşti. Öte yandan şüphelilerden Narin’in annesi ve amcası ise cinayetle ilgili iddia ve bilgilerinin olmadığını ifadelerinde belirtmeye devam ediyor. Yaşanan gelişmeler kamuoyunda yakından takip edilirken gözler ise bir yandan cinayetin kim tarafından neden işlendiği sorusunun cevabına çevrilmiş durumda. Peki, Narin’i kim neden öldürdü? Narin’in katili belli oldu mu? İşte merak edilip araştırılan detaylar….
Narin’i kim neden öldürdü? Tüm Türkiye’yi kahreden cinayetle ilgili soruşturma hassasiyetle sürerken gözler başta belirtilen sorunun cevabına çevrilmiş durumda. Son olarak Adli Tıp Kurumu, Narin Güran’ın ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki ısırığın “(annesi) Yüksel Güran tarafından mı, Narin Güran tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırılmış olduğu” hususunda Adli Tıp Kurumu’nun raporu belli oldu. Öte yandan cinayetin şüphelileri arasında yer alan Narin’in annesi, amcası ve ağabeyi ise cinayetle ilgilerinin olmadığını ifadelerinde yineliyor. Peki, minik Narin’i kim öldürdü? İşte Narin cinayetinde yaşanan son dakika gelişmesinin ayrıntılar…
ADLİ TIP RAPORU ÇIKTI
Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu, 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’ndeki dere yatağında cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki ısırığa ilişkin raporu tamamladı.
Raporda, 8 yaşındaki kızın ağabeyi Enes Güran (18) ile annesi Yüksel Güran’a (44) ait adli ve tıbbi belgeler, ağız ve diş ölçü modelleri ve kalıpları fotoğraf, video ve grafilerin birlikte değerlendirildiği belirtildi.
Enes Güran’ın sağ ön kolunda tarif ve tespit edilen yumuşak doku lezyonlarının lokalizasyonu, travmatik etkileri, rengi dikkate alındığında kuruldaki muayene tarihi olan 27 Ağustos itibarıyla gerçekleşme zamanının 3-6 günle (21-24 Ağustos) uyumlu olduğu aktarılan raporda, anılan lezyonların mor renkli, ark (yarım daire/hilalvari) görünümlü, bütünlük arz eden kesintisiz lezyonlar olup tipik diş izlerine ait kesici kenar ve derinlik gibi belirgin morfolojik özellikler içermediği, bununla birlikte mevcut lezyonların görünümü itibarıyla insan ısırık iziyle uyumlu olabileceği ifade edildi.
Söz konusu raporda, “Adli Tip Kurumu Adli Bilişim ihtisas Dairesi Ses ve Görüntü inceleme şubesinin raporu, Yüksel Güran’a ait olduğu bildirilen ağız ve diş ölçü modelleri, Enes Güran’ın diş ve çene muayenesi ile alınan diş izleri, Narin Güran’a ait panoramik grafi, otopsi verileri, skopi görüntüleri ve fotoğraflardan elde edilen diş ve çene bulguları hep birlikte değerlendirildiğinde Enes Güran’ın sağ ön kolundaki lezyonların Yüksel Güran, Enes Güran ve Narin Güran tarafından ısırılmak suretiyle meydana getirilmiş olabileceği ancak Cumhuriyet Başsavcılığınca sorulduğu üzere söz konusu lezyonların ABFO (American Board of Forensic Odontology) kriterlerine göre ‘5 sonuçsuz’ kategorisinde olduğu, dolayısıyla diş izinden kimlik tespitine dönük özellikleri tanıya elverir ölçüde içermediği” tespitine yer verildi.
Sonuç olarak eldeki tüm verilerle ağabeyinin kolundaki ısırığın “Yüksel Güran tarafından mı, Narin Güran tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırılmış olduğu” hususunda adli tıbbi açıdan kesin bir ayrım yapılamadığının oy birliğiyle mütalaa edildiği raporda kaydedildi.
NELER OLMUŞTU?
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’ndeki evinden Kuran kursuna gitmek için ayrılmış, camiden çıktıktan sonra da en son 18.47’de bir kız arkadaşı tarafından görülmüştü. O günden bu yana hem köy hem de çevresi özel ekipler tarafından defalarca aranmış ancak tek bir ize bile rastlanmamıştı.
8 Eylül günü ise Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan Narin’in cansız bedeni Jandarma ekiplerince bulundu. Olaya ilişkin 23 şüpheli gözaltına alındı.
İlk bulgulara göre kayıp Narin Güran’ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içerisine konup dere kenarına getirildiği, burada çuvalla birlikte derenin kenarında suyun içerisine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla şüphe uyandırmayacak şekilde ve doğal bir görüntü verilerek kapatıldığı anlaşıldı. Daha önce aranılan tüm bölgelerin yeniden aranması çalışması kapsamında Eğertutmaz Deresi’nin bu bölgesi yeniden aranmış, uzman jandarma, JAK ve JÖH ekiplerimizce kayıp kızımızın cenazesine ulaşıldı.
“ÜSTÜ TAŞ VE DALLA GİZLENMİŞ”
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya ve İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım ile birlikte yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:
“8 Eylül 2024 Pazar günü (dün), Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı koordinesinde 1 Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timi, 2 sualtı kurtarma timi, 2 jandarma özel harekât timi, 2 komando timi, 1 iz takip köpek unsuru, 2 kadavra köpek unsuru, 1 arama kurtarma köpeği, 1 dron ve 2 yeraltı görüntüleme cihazı ile mahallenin yakınından geçen Eğertutmaz Deresi’nde yapılan aramada kayıp çocuk Narin Güran en son üzerinde görüldüğü şahsi kıyafetleriyle birlikte dere kenarında, çuval içerisinde, üzeri taşla gizlenmiş vaziyette sabah saat 08.45 sıralarında maalesef ölü olarak bulunmuştur.
İLK İTİRAF GELDİ
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe mahallesinde kaybolduktan 19 gün sonra derede cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın (8) ölümüne ilişkin gözaltına alınan 24 şüpheliden sıva ustası Nevzat B. ifadesinde muhtar amca Salim Güran’ın isteği üzerine Narin’in cansız bedenini bulunduğu yere kendisinin sakladığını itiraf etti. Nevzat B.’nin itirafı ifade tutanağına şöyle yansıdı:
BATTANİYEYE SARILI GETİRDİ
“21 Ağustos’ta evimizin şebeke sularının kesik olduğundan dolayı köyümüzün muhtarı Salim Güran’ı aradım. ‘Ben arıza için yetkilileri ararım’ dedi. Benim evim ve muhtar Salim Güran’ın evi arasında yaklaşık 80-100 metre mesafe vardır. Evden 23 AN 630 plaka aracım ile çıktım, sonra arkamdan Renault marka beyaz renkli ve 47 plakalı araçla Salim Güran’ın geldiğini gördüm. Bana korna ve selektör yaptı. Araçtan indik. Salim Güran bana eliyle aracın ön yolcu koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek ‘Bunu yok edeceksin’ dedi.
ARAÇTA TORBA VAR MI
Ben de gösterdiği şeyin yanına yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı ve hareketsiz vaziyette yatan bir insan gördüm. Salim Güran, bana hitaben ‘İyi düşün, sana 200 bin lira veririm’ dedi. Bu esnada etrafımızda kimse yoktu. Bana ‘Aracında torba var mı?’ dedi. Ben de aracımın bagajından rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak Salim Güran’a verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp çuvalın içerisine birlikte koyduk, bu esnada çocuğun üzerinde siyah tişört ve şort vardı. Üzerinde asılı bir küçük çanta vardı, çocuğu torbaya koyduğumuz esnada sağ kulağının arkasında, boyun bölgesinde bir kızarıklık vardı.
DEREYE GÖTÜRMEMİ SÖYLEDİ
Çuvala çocuğu yerleştirdikten sonra çuvalın ağzını orada bağlamadan aracımda ayak paspasının olduğu yere koydum. Aracımın yönü mezarlık tarafıydı. Muhtar Salim Güran, ayrılmadan önce Eğertutmaz Deresi’ni işaret etti ve ‘Oraya götür’ dedi. Derenin yanındaki stabilize yoldan aşağı doğru inerek uygun bir yer baktım, aracımı derenin kenarında durdurdum.
ÜZERİNE 20 KİLOLUK TAŞ KOYDUM
Çuvalı aracımdan alarak elime almıştım, çocuğun tüm vücudu çuvala sığmıştı. Çocuğun ayağının kesik olup olmadığını hatırlamıyorum, çünkü çok telaşlıydım. Çevrede ip aradım. Bulamayınca çocuğun çantasının ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım ve ağacın yanında çok derin olmayan bir yer buldum. Burada biraz su vardı. Bu alana çuvalı bıraktım, üzerine bir taş koydum. 15-20 kilogram civarındaydı. Yanında da birer taş vardı. Üzerine çalı koymadım. Çünkü üzeri kapanmıştı. Daha sonra buradan çıkarak aracıma bindim. Stabilize yoldan çıktıktan sonra baldızımın evine gittim.”
KIRMIZI OTOMOBİL İTİRAFÇIYI YAKALATTI
Devam eden soruşturmada yeni detaylar da ortaya çıktı.
TRT’de yer alan habere göre çok yönlü sürdürülen soruşturma kapsamında jandarma ekipleri, Narin’in cansız bedeninin bulunduğu dereye çıkan yol ve bölgedeki tüm kamera kayıtlarını incelemeye aldı.
GÖRÜNTÜLER SANİYE SANİYE İNCELENDİ
Saniye saniye incelenen kamera görüntülerden Narin’in kaybolduğu bildirilen 21 Ağustos günü Eğertutmaz deresine giden patikada, kırmızı bir otomobilin saat 15.40 ile 16.30 arasında 50 dakika boyunca park halinde olduğu tespit edildi. Ekipler, plakasını tespit ettikleri kırmızı otomobili bulup sürücüsü sıva ustası Nevzat Bahtiyar’a ulaştı. Yapılan sorguda Nevzat Bahtiyar, Narin’in cansız bedenini nasıl amcadan alıp, dereye gömdüğünü anlattı.
SİLİNEN WHATSAPP KONUŞMALARI İÇİN META’DAN OLUMSUZ YANIT
Bu arada güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre Jandarma Genel Komutanlığı, Meta şirketinden amca ve sıvacının silinen Whatsapp konuşmalarını istedi. Ancak olumsuz yanıt aldı.
Soruşturma kapsamında gözaltındaki 23 şüphelinin çapraz sorguları devam ediyor.
İTİRAFÇI TUTUKLANDI
Narin Güran’ın cesedini dereye gizlediğini itiraf eden N.B (48), jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı 1. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nde ‘çocuğu iştirak halinde kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. Öte yandan tutuklanan mahalle muhtarı amcası Salim Güran’ın avukatı davadan çekildiğini duyurdu.
Narin’in tutuklu amcası Salim Güran’ın 11 sayfalık ilk ifadesi ortaya çıktı.
Salim Güran’a sorulan bazı sorular ve yanıtlar şöyle:
Soru: Geçtiğimiz aylarda aile olarak yüklü bir miktarda para ödediniz. Bu ödemelerin Narin’in kaybolmasından 1-2 gün önce yapılması ve bu duruma aile arazilerinin satılarak ödenmesini Arif (Narin’in babası) tarafından ödenmesinin istenmesine karşı çıktığınız istihbari bilgisi alınmıştır. Böyle bir durum oldu mu?
Salim Güran: Böyle bir şey yaşanmadı.
Soru: Arif Güran’a sana öyle bir acı yaşatacağım ki ömür boyu unutamayacaksın dediniz mi?
Salim Güran: Öyle bir şey yok.
Soru: Narin Güran’ın babası olma olasılığınız var mı?”
Salim Güran: Yoktur. Yok öyle bir şey
Soru: Narin Güran’a kim, neden zarar verdi?”
Salim Güran: Ne bileyim, kim zarar vermiş
Soru: Narin Güran’ı siz mi öldürdünüz?
Salim Güran: Yok öyle bir şey. Ben öldürmedim
BU SORUYA CEVAP VERMEDİ
Narin’in amcası Salim Güran, “Narin Güran’ın amcalarının tamamında araç mevcut olup sadece sizin aracınızda DNA çıkmasını izah ediniz?” sorusuna ise yanıt vermedi.
Soru: Sizin kullandığınız araçta neden diğer yeğenlerinizin DNA’sı çıkmıyor da sadece Narin’in DNA’sı çıkıyor? Bunu açıklar mısınız?
Salim Güran: Ben bunu açıklayamam.
Soru: Narin Güran görmüş olduğu bir olay neticesinde mi ortadan kaldırıldı?”
Salim Güran: Benim hiçbir fikrim yoktur.
ANNE VE AMCAYI GÖRDÜ İDDİASI
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu 12 kişi arasında yer alan ve daha önce verdiği ifadede Narin’in cansız bedenini dereye taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar, tutuklu bulunduğu cezaevine yazdığı dilekçe adliyede ifade vermek istediğini bildirdi. Yoğun güvenlik önlemleri altında Diyarbakır Adliyesi’ne dün akşam saatlerinde getirilen Nevzat Bahtiyar, Narin’in cinayetini yürüten savcılar tarafından 4 saat sorgulandı. Nevzat Bahtiyar’ın savcılığa verdiği ifadede, amca Salim Güran’ın, Narin’in annesi olan Yüksel Güran ile cinsel ilişki yaşadığını Narin’in görmesinden dolayı öldürdüğünü ileri sürdü.
Bahtiyar, daha önce verdiği ifadelere ilişkin, bazı olayları olayın sıcaklığı ve Salim Güran’ın tehditlerinden dolayı farklı anlattığını öne sürerek 21 Ağustos günü yaşananları anlattı.
Narin’in öldürüldüğü 21 Ağustos günü saat 15.08’de Salim Güran’ı su meselesi yüzünden aradığını aktaran Bahtiyar, daha sonra Salim’in de kendisini ağabeyi Arif Güran’ın evinin bulunduğu tepeden seslenerek yanına çağırdığını söyledi.
Salim ile Arif Güran’ın evine girdiklerini ileri süren Bahtiyar, şunları söyledi:
KOMŞU KÖYDE CENAZE
Diyarbakır’da ölü bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cenazesi, Adli Tıp Kurumunda yapılan otopsinin ardından yakınlarına teslim edildi. Narin Güran için Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Batı Karakoç mahalle camiinde cenaze töreni düzenlendi.
Narin’in cenazesi kendi köyüne birkaç kilometre uzaktaki komşu köy olan Karakoç’ta defnedildi.
“TAMAM DAHA ÖLMEMİŞ”
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve dün adli kontrolle serbest bırakılan tutuklu sanık Salim Güran’ın işçisi R.A. ile yaptığı görüşme soruşturma dosyasına girdi.
elefonda yapılan imaj çalışmasında Salim Güran ile R.A. arasında yapılan Kürtçe görüşme, uzman ekip tarafından çözümlendi. İfadesinde Salim Güran ile 21 Ağustos’ta 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52 ve 18.54’te yapmış olduğu görüşmelerin içeriğini sorulan R.A., hiç bir konuşmayı hatırlamadığını söyledi.
Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmalarında, aralarında yapılan görüşmede Salim’in ‘O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey, sondaki yamaçta. Yamacın köşesi taş’ şeklinde konuşmaya karşılık, ‘eeee’ şeklinde cevap verdiğiniz, Salim Güran’ın da ‘Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, buna karşılık ‘Tamam henüz bende değil, tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir? Sorusu üzerine R.A., ‘Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum’ cevabını verdi.
‘PAMUK KURTLANMASI OLAYI, OLAY GÜNÜ GERÇEKLEŞMEMİŞTİ’
R.A. ayrıca kendisine sorulan, ‘Salim’in yanınızdan hiç ayrılmadığını beyan etmenize rağmen Salim’in alınan ifadesinde Mehmet Şerif Güran’ın tarlasına gittiğini ve pamuk tarlasındaki kurtlanmasına ilişkin Mehmet Şerif Güran ile görüştüğünü beyan ettiğini, bu hususun beyanınızla çeliştiği, bu çelişki hakkında diyecekleriniz nelerdir? sorusu üzerine ‘Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı, olay günü gerçekleşmemişti’ dedi.
R.A., diğer tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar’ı tanıyıp tanımadığı sorusuna ise ‘Ben o köyde sadece muhtarı tanırım. Başka hiç kimseyi tanımam’ cevabını verdi.
NARİN’İN ANNESİ OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI
Narin Güran (8) cinayeti ile ilgili soruşturmada tutuklanan anne Yüksel Güran’ın savcılıktaki detaylı ifadesi ortaya çıktı.
‘NARİN’İN NE GİYDİĞİNİ GÖRMEDİM’
Yüksel Güran, ifadesinde, olay gününü anlatarak, ‘Saat 13.00’tü. Sofra üzerinde yemek yiyorduk. Sonra sofrayı topladım. Kızım Narin toz alıyordu. Koltukta uzanıyordum. Narin bana, ‘Kur’an kursuna geç kaldım’ dedi. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum. ‘Kızım hava sıcaktır, gitme’ dedim. O da çok ısrar etti ve bana, ‘Saat 16.00’ya kadar kurs var, gitmek istiyorum sonra Hüseyin amcanın evine gideceğim’ dedi. ‘Bana onları çok özledim’ dedi. Çok ısrar etti.
Gitmek için ısrarlı şekilde çığlıklar atıyordu. Narin yaz boyunca hiç evden çıkmamıştı. Hatta kızıma, ‘Kızım bacakların çıplak bu haliyle insan kursa gider mi’ dedim. Üzerine siyah şort ve tişört giymişti. Sonra M. geldi. Bu sırada Narin dışarı çıkmıştı. Narin’in dışarı çıktığını görmedim. Bu nedenle dışarı çıktığında ne giydiğini görmedim. Oturma odasında oturuyordum. Bu oda evin çıkış kapısını görmemektedir. M. geldi ve biraz konuştuk. Çok yorulmuştum, orada yattım.
M. de orada yattı. Enes de orada yatıyordu. E. ise telefon ile oynuyordu. Bir ara uyanıp, mutfağa gidip, su içip, tekrar yattım. Sonra kalktım. M. uyanıktı. Elinde benim telefonum vardı. Bana, ‘Yenge elbiselerimizi getirdi’ dedi. Ben de ona ‘Neden beni uyandırmadın’ dedi. O da ‘Yenge bırakmadı’ dedi. Sonra H. geldi. H. dönüşte bana kendisine ait su dinamonun şalterini kapattığını söyledi. İlk geldiğinde dinamonun şalterini açıp, ikinci gelişinde şalteri kapatmıştı. H. ikinci gelişinde Enes uyuyordu.
H.’nin evime ilk gelip, beni uyandırmadan dönmesi ile ikinci geldiği süre arasında ne kadar geçtiğini bilmiyorum. Ancak geldiğinde uyanmıştım. H.’nin su dinamosu şalteri, Salim’in evinin kapısının hemen önündedir.
Salim ile H.’nin dinamosu aynı şalteri kullanmaktadır. H. geldiğinde biraz oturup, sohbet ettik. Valizi getirdim. Valizin içerisindeki tüm elbiseler, Enes’e aitti. Elbiselerin tümünü H. ile katlayıp, valize koyduk. Oturmaya devam ettik.” dedi.
‘CAMİNİN KAPISINA GİDİP, FERYAT ETTİM’
Yüksel Güran, ifadesinin devamında, şunları anlattı:
“Mutfağa girene kadar Muhammed eve döndü ve ‘Narin orada değil’ dedi. Dışarı fırlayarak, ‘Enes sen camiye git bak’ dedim ve ben de tepeye çıktım. Tepeden Maşallah’ı çağırdım. Çünkü daha önce yüzlerce defa Narin’i, Maşallah’ın evine bırakmıştım. Kurstan sonra orada olabileceğini düşünerek oraya gittim. Narin’i sordum. Maşallah bana Narin’in orada olmadığını söyledi. S. de oradaydı. ‘Narin sizde değil mi’ diye sordum. Çünkü İ.H.G.’nin de küçük kızı vardı. Belki oradadır diye düşünmüştüm. Sonra H.’yi aradım. ‘Narin orada değil mi’ diye sordum. O da ‘Yok, burada değil’ dedi. Sonra H.’nin kızı E.’yi, Y.’nin evine Narin’i sormaya gönderdim.
Sonra çocuklarım Eren veya Muhammed’e telefonumda Y.’nin telefonunun numarasını bulmalarını söyledim. Enes de bu sırada caminin orada Narin’i arıyordu. S.’yi de arayıp, Narin’i sordum. Gittik, halası A.K.’nin kapısını çaldık. Narin’i sorduk ve ‘Orada değil’ dediler. Hemen camiye gittik. Cami inşaattır. Belki bir yere düşmüştür diye oraya gittik. Caminin kapısına gidip, feryat edip, ‘Narin burada mı’ diye sordum. O sırada İ.K., bana saat 18.00’de Narin’i cami civarında gördüğünü söyledi. Onun bunu söylemesi üzerine biraz gevşedim. Dedim belki arkadaşları ile oynamaya dalmıştır. Sonra eve gittiğimde bütün köy toplandı.”
‘17.00-17.30 SIRALARINDA NARİNİ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ’
Yüksek Güran, ifadesinde, “Hava kararmıştı. Ancak saatin kaç olduğunu bilmediğim bir sırada Maşallah’ı tekrardan gördüm. Kendisi de bana 17.00-17.30 sıralarında Narin’i gördüğünü söyledi. Ancak Narin’i bulamadık. Ağlayıp, çocuklarım da aşağıya inip, çeşmeye koşmaya başladık. Bütün köylü, Narin’i aramaya başladık. Ancak bulamadık. Kocama Narin’in kaybolduğunu söylemedim. Ancak köyden biri, kocamı arayıp, Narin’in kaybolduğunu söylemiş.
O da beni aradı ve ‘Narin nerede’ diye sordu. ‘Ben de bilmiyorum’ dedim ve kocam telefonu kapattı. Saat kaçta aradı, bilmiyorum. Narin’in biri ayağında, diğeri de eskisi evde olmak üzere iki adet terliği vardır. Evdeki terliğinin rengi pembedir. Terliğin önünde ne olduğunu hatırlamıyorum. Terliği halen evdedir. Salim ile hiç görüşmedim. Ancak bu görüşmeler varsa çocuklarım yapmış olabilir.
Nereye gitsem Arif’in telefonu yanımızda olduğu için kendi telefonumu evde bırakıp, öyle giderim. Arif ile nişanlanmadan önce Salim ile M. nişanlandı. Salim nişanlandıktan sonra Arif askere gitti. Arif acemi birliğinden döndükten sonra Arif ile nişanlandık. Benim mutlu bir ailem vardır” dedi.
‘HER İKİ İFADEMDE DE SÖYLEMİŞ OLDUĞUM SAATLER YANLIŞ OLABİLİR’
‘Tüm gün evde olduğunu, özellikle Narin’in kaybolduğu saatlerde evde olduğunu beyan etmenize rağmen Narin’in 15.15’te kurstan gelerek patika yola girmekte ve evlerinin olduğu tepeye çıktıktan sonra dönüp, arkadaşlarına el salladığı dosya kapsamında sabit olmasına karşın Narin’in eve gelmediğini beyan ettiniz. Bu hususta söyleyecekleriniz neler?’ sorusuna Yüksel Güran, “Bahsettiğiniz saatlerde eltim H.’nin bizde olduğunu hatırlıyorum. O geldiğinde yatıp, uyuyorduk” dedi.
Daha sonra kollukta müşteki olarak alınan ifadesinde H.’nin saat 16.00 sıralarında eve geldiğini beyan etmesine rağmen şu anki ifadesinde 15.15’te beraber oturduklarını söylemesi ile ilgili soru üzerine, Yüksek Güran, “Saate bakmadığımdan saatleri hatalı söylemiş olabilirim. Her iki ifademde de söylemiş olduğum saatler yanlış olabilir. Uyuduğumdan H.’nin saat kaçta eve geldiğini bilmiyorum” diyerek karşılık verdi.
Olay günü 15.15 sıralarında Salim ile bir arada olup olmadığı sorusuna ise Yüksel Güran, “Hayır değildim. Salim’i sadece dinamoyu çalıştırmaya gittiğimde, hacı Hüseyin’in evinin önünde gördüm. Kendisi ile bir araya da gelmedik” cevabını verdi.
BAKAN YERLİKAYA AİLEYE BAŞSAĞLIĞI DİLEMEDİ
– İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Narin Güran’ın cansız bedenine ulaşıldığını sosyal medya mesajıyla açıkladı. Paylaşımında aileye başsağlığı dilememesi dikkat çeken Yerlikaya, “Narin kızımızın maalesef cansız bedeni Jandarma ekiplerimiz tarafından bulundu. Narin kızımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. Başımız sağ olsun” dedi.
BAKAN’DAN AÇIKLAMA
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada 1 Cumhuriyet başsavcıvekili ile 3 Cumhuriyet savcısı daha görevlendirilmiştir. Narin kızımızla ilgili otopsi işlemi devam etmektedir. Soruşturmanın bu aşamasında 21 şüphelinin gözaltına alınması talimatı verilmiştir” dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: TAKİPÇİSİ OLACAĞIM!
Kabine Toplantısı sonrası yaptığı konuşmada Türkiye’nin yüreğini yakan cinayete değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Narin kızımızın canını alanlardan hesabını soracağız. Masum yavruyu öldüren canilerin en ağır cezaya çarptırılması için konunun bizzat takipçisi olacağım.” dedi.