Dolar 35,4856
Euro 36,4774
Altın 3.091,70
BİST 9.977,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 8°C
Açık
Ankara
8°C
Açık
Pts 8°C
Sal 7°C
Çar 6°C
Per 8°C

İŞTE O TOPLANTI TUTANAKLARI

İŞTE O TOPLANTI TUTANAKLARI
18 Şubat 2016 18:49
287

Milli Savunma Komisyonu 17 Şubat 2016 günü toplandı. Toplantıya özellikle İzimir Milletvekili Murat BAKAN’ın konuşması damga vurdu.

 

İzmir Milletvekli Murat BAKAN’ın ısrarı üzerine, TSK personelinin özlük hakları konusunda planlama kararı aldı. Toplantı da görüşülen hususlar ve diğer konuları aşağıdaki toplantı tutanaklarından okuyabilirsiniz. 

 

İŞTE O TOPLANTIYA AİT TUTANAK;

T B M M

Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır

Komisyon : Millî Savunma Kom.

Tarih : 17/02/2016 Saat : 10.30 Kayıt: Millî Savunma Stenograf : Uzman : Sayfa: 1
17 Şubat 2016 Çarşamba

 

BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 10.36
BAŞKAN: Faruk ÖZLÜ (Düzce)
BAŞKAN VEKİLİ: Hüseyin ŞAHİN (Bursa)
SÖZCÜ: Murat BAYBATUR (Manisa)
KÂTİP: Metin AKGÜN (Tekirdağ)

—– 0 —–
 

BAŞKAN – Millî Savunma Komisyonunun değerli üyeleri, ilgili kurumlarımızdan gelen değerli katılımcılar, basınımızın kıymetli mensupları; toplantı yeter sayımız vardır.
Komisyonun 26’ncı Dönem Birinci Yasama Yılı 8’inci toplantısını açıyorum.
Bugünkü gündemimizde 7 uluslararası anlaşma yer almaktadır.
Öncelikle, gündemimizde olan anlaşmalarla ilgili olarak bir hususu ifade etmek istiyorum.
1’inci olarak, bu kanunların tümünde komisyonumuz tali komisyon konumundadır. İç Tüzük’ün 23’üncü maddesi çerçevesinde, bu anlaşmaların görüşmelerinin maddelerini görüşmeksizin tümü üzerinde yapılarak Komisyonumuzun görüşlerinin bu çerçevede esas komisyona bildirilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, gündemimizin ilk sırasında, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ve Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Özel Harekât Komutanlığı Arasında Birleşik Özel Harekât Kuvvetleri Tatbikatlarının İcrasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı vardır.
Tasarı’nın tümünü görüşlerinize açıyorum.
Tasarı hakkında bilgi vermek üzere Hükûmet temsilcisi olarak Albay Murat Yaman.
Sayın Yaman, buyurun.

 

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI KONTROL KORUMA DAİRE BAŞKANLIĞI ŞUBE MÜDÜRÜ ALBAY MURAT YAMAN – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bu vesileyle, Komisyon üyelerimizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ve Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Özel Harekât Komutanlığı Arasında Birleşik Özel Harekât Kuvvetleri Tatbikatlarının İcrasına İlişkin Mutabakat Muhtırası Temmuz 2012’de imzalanmıştır. Bu muhtıranın onaylanmasının uygun bulunduğuna dair tasarıyla, 2 ülke özel kuvvetleri arasında dostluk, iş birliği ve birlikte çalışabilirliği geliştirmek, yeni konsept ve doktrinlere yönelik kazanımlar sağlamak, bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmak amaçlanmaktadır. Muhtıra da, ev sahibi ülke desteği kapsamında taraflara ev sahibi ülke tarafından sağlanacak hizmetlerin gerçekleştirilmesini ilgilendiren politika, sorumluluklarla, genel prosedürler ve tatbikat sırasında ev sahibi ülkenin gönderen ülkeye sağlayacağı desteğin türü, seviyesi, standart ve metotları yer almaktadır. Yıllık iki taraflı uygulama planlarında ana hatlarıyla belirtilecek olan tatbikatlar Amerika Birleşik Devletlerinde ve ülkemizde icra edilecektir. Bu tasarı, geçen yasama döneminde, Dışişleri Komisyonunda kabul edilmiş, Meclis Genel Kurulunda zaman yetersizliği nedeniyle görüşülemediğinden kadük olmuştur.
Takdirlerinize arz ediyorum.

 

BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum Sayın Yaman.
Sorusu olan var mı?
Buyurun Sayın Çiçek.

 

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) – Herkese günaydın.
Burada dikkatimizi çeken bir konu var, onu soru olarak yöneltmek istiyorum. Şimdi, anlaşmanın tarafları arasında Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Özel Harekât Komutanlığı var, bir tarafta da Genelkurmay Başkanlığı var; yani muhataplar denk değil. Niye bizim Özel Kuvvetler Komutanlığı değil taraf? Bunu merak ediyorum.

 

Diğer bir konu da, şu anda Suriye’de politikalarımız, askerlik politikalarımız çatışıyor. Bu aşamada bunun Meclise gelmesi iç kamuoyunda tepki yaratmaz mı? Bunu sormak istiyorum.
 

BAŞKAN – Şimdi, 1’inci konuyla ilgili, Sayın Albayım, siz…
 

MURAT BAKAN (İzmir) – Sayın Başkanım, ben de bir ekleme yapabilir miyim?
 

BAŞKAN – Evet, buyurun.
 

MURAT BAKAN (İzmir) – Şimdi, bu, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Sözcüsünün açıklaması oldu PYD’yle ilgili. “Biz PYD’ye destek veriyoruz ve destek vermeye devam edeceğiz. PYD, işte, Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan en önemli güçlerden birisi” diye açıklama yaptı. Şimdi, PYD ile PKK arasındaki organik bağı hepimiz biliyoruz, ülkemizin güneydoğusundaki terörist faaliyetlerin şu an geldiği boyutu biliyoruz. Türkiye ile müttefiki olan Amerika Birleşik Devletleri arasında bizim için en yakıcı sorun noktasında bir uzlaşmamız söz konusu değil. PYD’ye verilen destek sadece bir ekonomik destek midir, manevi destek midir, silah desteği midir? Eğer PYD’ye Amerika Birleşik Devletleri bu anlamda bir destek veriyorsa, bizim ülkemizin Güneydoğusundaki terörist faaliyetleri dolaylı olarak destekliyor demektir. Bu aşamada, Türkiye’nin stratejik açıdan müttefikimiz dahi olsa böyle bir anlaşmayı Meclisten geçirmesinin bugünkü konjonktürde uygun olmadığını düşünüyorum.

 

BAŞKAN – Murat Albayım, 1’inci soruyla ilgili, yani muhataplar konusunda bir açıklamanız olacak mı?
Bir tarafta Genelkurmay Başkanlığı bir tarafta Amerikan Özel Harekât Komutanlığı. Muhataplar arasında bir şey var mı?

 

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI KONTROL KORUMA DAİRE BAŞKANLIĞI ŞUBE MÜDÜRÜ ALBAY MURAT YAMAN – Öncelikle şunu ifade edeyim: 2012 tarihli bir anlaşma, eski anlaşma. Daha sonraki bütün anlaşmalarda Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve bir başka ülke hükûmeti şeklinde Dışişleri Bakanlığıyla mutabakat sağlanarak anlaşma isimleri bu şekilde ortaya konmuş durumda. Burada Genelkurmay Başkanlığı tüzel kişiliğinde ama anlaşmayı imzalayan bizim özel kuvvetler komutanlığında görevli MAK Alay Komutanımız, yani bizimki de Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli, Alay Komutanı.
 

 

BAŞKAN – Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı, tamam.

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI KONTROL KORUMA DAİRE BAŞKANLIĞI ŞUBE MÜDÜRÜ ALBAY MURAT YAMAN – Evet. Karşı taraf da Özel Kuvvetler Komutanı.
 

BAŞKAN – O zaman muhataplar denk, tamam.
 

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI KONTROL KORUMA DAİRE BAŞKANLIĞI ŞUBE MÜDÜRÜ ALBAY MURAT YAMAN – Muhataplar denk Sayın Başkanım.
 

BAŞKAN – Şimdi, bu PYD konusu Dursun Albayım, yani, evet, Türkiye ile Amerika arasında bir görüş ayrılığı var. Bu taraflar tarafından açıkça ifade ediliyor. Fakat biz NATO üyesi bir ülkeyiz, Türkiye NATO üyesidir. Herhâlde, NATO üyesi, stratejik ortak dediğimiz, müttefik dediğimiz ve ciddi, savunma konusunda ilişkili olan bir ülke. Yani, bir konuda ihtilaf var olduğu için tamamını, yani genelini askıya alacak bir durumumuz herhâlde yok. Yani olmadığını ben şahsen düşünüyorum. O yüzden, hani, bunu, yani PYD konusundaki ihtilaflı durum, görüş farklılıkları. Amerika’yla olan bütün ilişkilerimizi gözden geçirip ya da askıya alacak hâlimiz yok. Yani, bence, hani, bir görüş ayrılığı var ama bu aslında normalde, rutin yapılan anlaşmalar, görüşmeler ki bunun da aslında, NATO üyesiyiz, ortak tatbikatlarımız, ortak işlerimiz var. Yani, ben bunun çok, askıya alacak kadar önemli olmadığını düşünüyorum.
 

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) – Ben katılıyorum. Uzun vadede zamanlama açısından çok önemli. O nedenle, Komisyonumuzun bu konuya duyarlılığını göstermesi açısından, buraya bir not düşülmesinin Dışişleri Komisyonuna olumlu bir mesaj olacağını, destek olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
 

BAŞKAN – O zaman, notumuzu aldık, Komisyon notunu almıştır.
Şimdi, evet, bununla ilgili başka bir değerlendirme var mı efendim Komisyonumuzda? Bir de zaman konusunda Sayın Bozkurt’un ikazı oldu toplantı öncesi.
O zaman, yapılan görüşmeler çerçevesinde, esas komisyona olumlu görüş bildirilmesini oylarınıza sunmak istiyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Gündemimizin ikinci sırasında yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti…

 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Başkanım, Nihat Bey’in bir söz talebi var.
 

BAŞKAN – Pardon, özür dilerim Nihat Bey.
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Sadece not olsun diye bir şey söylemek istiyorum.
 

BAŞKAN – Özür dilerim ben sizi göremedim.
Buyurun.

 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Çok önemli bir şey değil aslında da sadece not düşülmesi açısından… Başkanım, söylediğinde de haklılar ama kendi genel başkan yardımcılarının o Fransa’daki açıklamasının da bir not düşülmesini, özellikle PYD’nin aklanması konusunda yapmış olduğu o açıklamaların da gündeme gelmesinin not olarak bir kenara yazılmasını ben sizlerden talep ediyorum.
 

BAŞKAN – Tamam.
CHP Genel Başkan Yardımcısının açıklamasını mı?

 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Şimdi, yine iş buna geldiyse, ben bir şey söyleyeyim o zaman. Anlaşılan arkadaşların burada bir askerî terim olarak kullanılan şehir gerillası…
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Yo, yo, onunla ilgili değil.
 

BAŞKAN – Hüküm sizinle ilgili değil, sizinle ilgili değil efendim.
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Bir şey söyleyeceğim canım, ben onunla ilgili…
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Onunla ilgili değil…
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Ya müsaade et, ben ne dediğimi biliyorum, bir saniye. Sana laf atmıyorum yani.
“Şehir gerillası savaşı hüküm sürüyor.” lafından “Vay, teröriste ‘gerilla’ dedin.” konusunda gösterdikleri hassasiyeti anlıyorum. Terörist teröristtir bir daha altını çiziyorum. Teröristle ancak savaşılır. Elinden silah bırakmamış terör örgütüyle müzakere yapılmaz, bunun da altını çiziyorum. Ama bizim “terörist” dediğimiz bir örgüte “Benim müttefikimdir ve buna ben destek vermeye devam edeceğim.” diyen Amerika’ya gereken hassasiyetin gösterilmediğini görüyorum. Yani bizim böyle çifte standart içinde olmamız lazım. Birbirimizle konuşurken bu hassasiyetleri gösteriyorsak, bir yabancı ülkenin bizim ısrarla söylememize rağmen, hatta Cumhurbaşkanının “Karar verin bizden yana mısınız, sizin müttefikiniz biz miyiz yoksa PYD midir?” diye sormasına rağmen, buna karşılık “Hayır, biz PYD ile orada beraberiz, PYD bizim müttefikimizdir, destek de veriyoruz.” denmesine rağmen ben de aynen katılıyorum. Şu zamanlamayla böyle bir anlaşmayı onaylamamız doğru değil. Arkadaşımızın, bizim Genel Başkan Yardımcımızın böyle bir demeci olmadığı açıklandı. Özellikle, “PYD terör örgütü değildir.” diye bir açıklama hiçbir CHP’li tarafından yapılmış değildir.
Teşekkür ediyorum.

 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Başkanım ben kısaca söylemiştim ama, açıklama üzerine o zaman açayım ben.
 

BAŞKAN – Buyurun efendim.
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Yani, şimdi, sayın vekillerimizin söylemiş olduğu, özellikle bugünle alakalı, işte bu anlaşmanın, özellikle PYD’ye verdiği destekten dolayı, “Madem böyle bir destek veriliyor, biz de o zaman bu anlaşmayı geçirmeyelim.” sözünden dolayı benim de anlatmak istediğim şey şu: Oradaki konuşmayı ben çok net dinledim, yani basın toplantısını uzun vadede dinledim ve orada PYD’nin ne kadar doğru bir örgüt olduğu, Türkiye’ye işte PYD, neyse… “Doğru” derken aklanmaya yönelik, Türkiye’ye yönelik hiçbir tehdit olmadığını kendi gözlerimle, kulaklarımla duydum ve PYD’nin aslında Türkiye’ye hiçbir şekilde bu zamana kadar hiçbir zaman tehdit etmediğini, PKK’yla alakası olmadığını söyleyen Genel Başkan Yardımcılarının -şu an Genel Başkan Yardımcısı mı bilmiyorum- sözleri benim kulaklarımda. Yani, şimdi, özle söyledi diye onlar, yarın öbürsü gün getirdiği herhangi bir öneriye veyahut da kendi içlerindeki herhangi bir şeye ret mi…
 

Yani bu olayın ondan bağımsız olduğunu söylemeye çalıştım. Orada, ben, çok net bir şekilde, CHP’li, şu anki milletvekili, eski Genel Başkan Yardımcısı, şu an genel başkan Yardımcısı mı onu bilmiyorum, şu an değil, di mi?
 

MURAT BAKAN (İzmir) – Değil.
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Ama sonuç itibarıyla eski 2 Genel Başkan Yardımcısının çok net bir şekilde yurt dışında…
 

ERKAN HABERAL (Ankara) – İsmi nedir efendim o Genel Başkan Yardımcısının?
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Sezgin Tanrıkulu ve yanında da Gürsel Tekin Beyefendi vardı.
 

ERKAN HABERAL (Ankara) – Kayıtlara geçsin.
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Tabii.
Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin Beyefendi çok net bir şekilde PYD’yi aklamaya yönelik ve… Evet, ben de size katılıyorum; şu an ülkemizin çok hassas günlerden geçtiği bugünlerde, herkesin üzerinde konuşurken, özellikle Türkiye meselesi üzerinde konuşurken çok dikkat etmesi gereken bir günde, bu şekilde yurt dışından… Daha önce de yapıldı bu. Biz alıştık gerçi yurt dışına çıkıp Türkiye’ye yönelik birtakım bu tür ithamlara alıştık. Bu kayıtlara geçsin diye söyledim, benim söylediğim bu, yoksa…

 

BAŞKAN – Evet, kayıtlara geçmiştir.
Tabii, Sezgin Bey’in şu anda partide bir görevi yok bildiğim kadarıyla, Genel Başkan Yardımcısı değil. Şahsi görüşü olabilir.

 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Ben, bunun için, “Genel Başkanı Yardımcımızın böyle bir demeci yoktur.” dedim. Yani yurt dışında ve havada konuşmalara bakarsak bu vatanın belli bir bölümünün vatan olmaktan çıktığını söyleyen Cumhurbaşkanımızı ve Başbakanımızın da konuşalım o zaman. Ne zaman ne yaptınız da bu ülkenin bir kısmı vatan olmaktan çıktı. Çünkü deniyor ki Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından: “O şehitler orada tekrar vatan olsun diye veriliyor.”
Şimdi bu tür polemiklere girmeyelim isterseniz.

 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Polemik için söylemedim.
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Yani, Sezgin Tanrıkulu şu anda bizim partimiz adına bağlayıcı konuşma yapacak konumda bir arkadaşımız değildir.
 

Kaldı ki bu tür görüşler de olabilir. Bakın burası komisyon, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Biz elbette her görüşü tartışabilmeliyiz. Ben sadece şunu söylemek istedim: Geçen toplantıda benim orada bir “Şehir gerillası savaşı hüküm sürüyor.” lafıma hem siz hem de Milliyetçi Hareket Partisinden arkadaşlarımız, “Vay, teröriste nasıl gerilla…” Hâlbuki, ben, defaatle, üzerine basa basa, Sayın Başkanımdan izin ala ala “Ben teröriste ‘terörist’ diyorum, teröristle ancak savaşılır. Ben sadece bir askerî terim olarak kullandım.” dememe rağmen siz hassasiyet gösterdiniz. Ben sadece ona işaret ettim. Yani “Amerika Birleşik Devletleri bizim devlet olarak, ‘terörist’ olarak gördüğümüz bir örgütü müttefik olarak görüyor ve ‘terörist’ demiyor.” diye söyledim. Yoksa, burada sizinle ayrıştığımız bir nokta yok yani.
 

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Geçmişte bu açıklamayla alakalı söyledim ben.
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Uzatmayalım artık, tamam.
 

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Kifayeti müzakere.
 

BAŞKAN – Evet, görüş birliği var.
 

KAMİL AYDIN (Erzurum) – Başkanım…
 

BAŞKAN – Kamil Bey, siz de…
 

KAMİL AYDIN (Erzurum) – Efendim, bakın, bazen kastını aşan kelimeler ağzımızdan çıkıyor, onun için boğazın dokuz boğum olduğunu söylerler.
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Şimdi, bunu söyleme, kastını aşma.
 

KAMİL AYDIN (Erzurum) – Efendim, ben size varmayacağım, ben Washington’a doğru yelken açıyorum, lütfen, müsaade edin ya. Ben dilciyim, biraz… Bakın askerî terminolojiye hâkimsiniz, eyvallah, saygımız sonsuz.
 

BAŞKAN – Galiba Kamil Bey denizaşırı yelken açacak.
 

KAMİL AYDIN (Erzurum) – Yani ilginç bir şey.
 

BAŞKAN – “Overseas” denizaşırı…
 

KAMİL AYDIN (Erzurum) – Şimdi, bazen, bakın, dilde -hakikaten çok incedir- sevdiğimiz bir insana “öldü” demeyiz, “kaybettik” deriz, ya da “Alemi berzaha göç etti.” deriz, “Rahmeti Rahman’a erdi.” deriz. Yani dilin bazı hassasiyetleri var ama sevmediğimiz bir insana da ya da bin kişinin, 10 bin kişinin, 40 bin kişinin katiline de efendim “beyefendi”, “sayın”, “şöyle, böyle” demeyiz. Bu, dildeki hassasiyetlerdir. Biz de dedik ki o gün… Ben biliyorum, tabii ki Hüsnü Bey’in ne kadar hassas olduğunu o konuda. Şu Komisyonda hassas olmayan kimse yok. Bunu test etmiyoruz. Hassas olmayanlar işte bu komisyonu terk edenler gördüğümüz kadarıyla, çünkü buranın adı Millî Savunma Komisyonu. Biz de, hatırlarsanız Sevgili Başkanım, başlarken dedik ki: “İnşallah, adına, ismine, sıfatına uygun bir komisyon çalışması yaparız. Millî bir duruş sergilenir.” Allaha şükür, bugüne kadar da bu konuda hiçbir gruptan bir sıkıntı yok, katılanları kastediyorum. Fakat, not olsun, kayıtlara geçsin diye, burada… Tabii mademki PYD söz konusu, burada Dursun Bey’in öyle bir çekincesi var, haklıdır, bu bir askerî anlaşma, bir tatbikat anlaşması. Ama eğer PYD’yi aklama gibi bir pozisyonu da varsa Amerika Birleşik Devletleri’nin ki var, bunun içeride ve dışarıda dünden bugüne kadar, PYD Türkiye gündemine geldiği günden beri kim lehte ve aleyhte, kim onu aklar vaziyette ya da suçlar vaziyette ne demişse, hepsi Türkiye kamuoyunun dikkatine sunulmalı. Kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum. Kim PYD’yi aklamışsa herkes kayıtlara geçsin.
 

BAŞKAN – Kamil Bey, teşekkür ediyorum.
Galiba birinci konuyu geçtik, ikinci konuya başlıyoruz.

 

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti ve Gürcistan Hükûmeti Arasında icra Edilecek Kafkas Kartalı Küçük Birlik Komando Tatbikatı İçin Ev Sahibi Ülke Desteği Koşullarına ilişkin Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı vardır.
Tasarının tümünü görüşlerinize açıyorum. Soru yoksa…

 

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) – Başkanım…
 

BAŞKAN – Efendim.
 

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) – Diğer konularda bizim grup olarak bir itirazımız yok, kabul ediyoruz. Ancak birinci konuyla ilgili notumuzu size ileceğiz, şerhimizi ileteceğiz.
 

BAŞKAN – Tamam.
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Amerika Birleşik Devletleri’yle ilgili olan…
 

BAŞKAN – Tamam.
 

MURAT BAKAN (İzmir) – Zamanlamasıyla ilgili…
 

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Başkanım oylamaları hızlı hızlı yapıp, geçelim.
 

BAŞKAN – O zaman diğer konuları oylayalım mı?
 

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Oylayalım Başkanım.
 

BAŞKAN – Evet, bilgi almadan oylamaya geçiyoruz.
Esas komisyona olumlu görüş bildirilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

 

BAŞKAN – Gündemin üçüncü sırasında yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı İle Mali Cumhuriyeti Savunma ve Mücahitler Bakanlığı Arasında Askerî Eğitim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1 Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı vardır.
Bilgiye ihtiyaç yok gördüğüm kadarıyla.
Esas komisyona olumlu görüş bildirilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

 

BAŞKAN – Gündemin dördüncü sırasında, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik Ve Bilimsel İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı vardır.
Tasarının tümünü görüşlerinize açıyorum. Bilgi ihtiyacı yok gördüğüm kadarıyla. Bu konuda esas komisyona olumlu görüş bildirilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

 

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, gündemimizin beşinci sırasında yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı ile Birleşik Arap Emirlikleri Silahlı Kuvvetleri Genel Karargâhı Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı vardır.
 

Tasarının tümünü görüşlerinize açıyorum. Hükûmet tarafından bir bilgi ihtiyacı, komisyon ihtiyaç duymuyor.
Değerli arkadaşlarım, esas komisyona olumlu görüş bildirilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

 

BAŞKAN – Gündemimizin altıncı sırasında, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Benin Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı vardır.
Tasarının tümünü görüşlerinize açıyorum. Bunda da sanıyorum komisyonun bilgiye ihtiyacı yok.
Bu konuda esas komisyona olumlu görüş bildirilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

 

BAŞKAN – Gündemimizin yedinci sırasında, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Çad Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı vardır.
 

Tasarının tümünü görüşlerinize açıyorum. Bunda da sanıyorum bilgiye ihtiyaç yok.
Anlaşmayla ilgili esas komisyona olumlu görüş bildirilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, yedi tasarı vardı, tamamladık.

 

Değerli arkadaşlarım, CHP’li üyelerimizin bir özel toplantıları var, onlar saat 11’de ayrılmak durumundalar.
Başka bir konu var mı? Söz almak isteyen arkadaşımız var mı?

 

MURAT BAKAN (İzmir) – Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun.

 

MURAT BAKAN (İzmir) – Şimdi, çok yerinde olarak birtakım brifingler alıyoruz komisyonda. Komisyonunun ilk toplantısından itibaren de biz bununla ilgili olumlu düşüncelerimizi size ifade ettik, ben şahsınıza da mükerrer defalar söyledim.
 

BAŞKAN – Sağ olun.
 

MURAT BAKAN (İzmir) – Fakat komisyonun öncelikli olarak ilgilenmesi gereken konularla ilgili de bir çalışma yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu komisyonun gündemine gelmeyen Jandarma Genel Komutanlığındaki uzman jandarmaların sorunları var. Ben bunu Meclis kürsüsünden dile getirdim ama komisyonda konuşamadık. Uzman er ve erbaşların konuları var, bunları konuşamadık. Astsubayların konularının bir kısmı çözüldü, çözülemeyen ciddi problemler var, bunları konuşamadık. Böyle bir gündem oluşturup bizim bu komisyonda bunları konuşmamız gerekir.

 

Güneydoğu’da her gün polisimiz, askerimiz, uzmanımız, subayımız, astsubayımız şehit olarak geliyor. Ama biz bunların özlük haklarıyla ilgili, bunların problemleriyle ilgili konuları komisyonda görüşmüyoruz.

 

Lütfen, burada gösterdiğiniz hassasiyeti, millî savunma, sanayiyle ilgili gösterdiğimiz hassasiyeti bu Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyle ilgili de gösterelim.

 

Burada bir toplantı yapalım beraber bunları konuşalım, bunların sorunları nelerdir, birlikte bunları burada değerlendirelim, olgunlaştıralım ve bunu bütün grupların da ittifakıyla Meclise getirelim, çözelim varsa sıkıntıları.

BAŞKAN – Sizin öneriniz kendi aramızda konuşalım mı yoksa Savunma Bakanlığından bu konuda bilgi mi alalım, hangisi.

MURAT BAKAN (İzmir) – Savunma Bakanlığından arkadaşlarımız da gelsin, katılsın, onlar da bilgi versin yasa çalışmalarıyla ilgili. Daha önce biz zaten bu çalışmalarla ilgili bilgi istedik, alamamıştık. Mecliste haberdar olmuştuk. Ben bunu burada dile getirmiştim. Kanunlar Kararlar Daire Başkanımız da izah etmişti konuyu “Biz de haberdar olamadık, Plan ve Bütçeye gitti.” diye. Şimdi bunun için uygun zamanımız var. TÜBİTAK’tan bilgi alıyoruz, diğer şeylerden bilgi alıyoruz. Bu konuyla ilgili de bir çalışma yapalım.
 

BAŞKAN – Askerlik sistemiyle ilgili konu var; önümüzdeki hafta perşembe günü Türkiye’de askerlik sisteminin, dünü, bugünü geleceği, onu konuşacağız. Bakanlığımız hazırlık yaptı. Bir de ilaveten geçen hafta gündeme gelen intiharlar, askerde intihar edenler konusu vardı. Bu konuda zaten bizden önceki dönemde bir çalışma yapılmış aldığım bilgilere göre onu da askerlik sisteminin peşine ilave edip onu da gelecek hafta inşallah konuşacağız.

MURAT BAKAN (İzmir) – Başkanım, öncelikli mevzu şu an bu.
 

BAŞKAN – Ama şöyle: Askerlik sistemini bir konuşalım da çünkü o uzun şeydir, hatta Dursun Bey’in de talebi vardı.

MURAT BAKAN (İzmir) – Bunu konuşalım ama uzman jandarmalarla ilgili bir konuşma yaptım, beş dakikalık konuşma, 40 bin uzman jandarma yani ailesiyle beraber sosyal medyada konuşmayı seyretti, binlerce mesaj, telefon, ben inanamadım. Bu insanların yaşadığı sıkıntıları biz ancak uzaktan seyrediyoruz. Konularına değindiğimiz zaman aldığımız tepkiden onların ne durumda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, çok yakıcı. Bu insanlar dağda bayırda, köyde, komda, arazide elinde silahıyla teröristle mücadele ediyor. Öncelikle bunların sorunlarının görüşülmesi gerekir diye düşünüyorum. İntiharlarla birlikte bunu da ekleyelim gündeme. Öncelikli olarak bu konuyu konuşalım.

BAŞKAN – Şimdi, diğerini ama planladık, diğeri planlı; hazırlık da yapıldı.
 

MURAT BAKAN (İzmir) – Önümüzdeki hafta yapalım Başkanım.
 

BAŞKAN – Yok, zamanımız var, her hafta bir şey yapacağız.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Önümüzdeki hafta da bütçe var Sayın Başkanım.
 

MURAT BAKAN (İzmir) – Hayır, biz burada olgunlaştırabiliriz, İhtisas Komisyonu burası, hiçbir sıkıntı yok, yaparız.
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Başkanım, eğer izin verirseniz biz ayrılacağız.

BAŞKAN – Peki.
 

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Sadece, geçen haftadan devam, Komisyon üyelerimize bilgi olsun diye bir bilgi notu aldım, onu aktarayım.
 

Şu anda İstanbul, Ankara, İzmir, Amasya polis okullarında iki üç yıllık polis memurları, 3.800’den fazla bunlar, eğitim görüyorlar. Eğitim süreleri yirmi gün. Yirmi günlük eğitim sonunda genellikle doğu illerine atanacaklar. Şubat ayının 20’sinde de kurs bitiyor. Yani, geçen hafta tam da buna işaret etmek istemiştim: Gerek asker gerek polis, orada teröristle mücadele eden güvenlik güçleri hem bölgeyi tanıma noktasında zaaf içindeler hem de yetersiz eğitimle gönderiliyorlar. İki üç yıllık polis memuru, yirmi günlük kurs. Bu, tabii, zatıaliniz işaret etmeden söyleyeyim: Tabii ki Millî Savunma Komisyonundan ziyade İçişleri Komisyonun işi olabilir, polislerle ilgili ama aynı konu askerler için de geçerli. Bugün de şimdi yine 1 şehidimiz, 2 yaralımız var Sur’da. O bakımdan, lütfederseniz eğer, bu, Millî Savunma Bakanlığından alacağımız brifinge bu bölgeye gönderilen askerî personelin eğitimleri konusunda koyalım, bu son derece önemli yani sadece bunu bilgi notu olarak aktarmak istedim. Geçen hafta “4 bin polis atandı.” derken ham bilgiydi, onu geliştirdim.

Çok teşekkür ediyorum, saygı sunuyorum efendim.
İyi günler diliyorum.

 

BAŞKAN – Evet, kolay gelsin size.
Başka söz almak isteyen var mı?
Bu muhalefet şerhi için bir zaman da gerekiyor koymamız…
Normalde ne kadar süre veriyoruz, bir gün mü, üç gün mü?
Efendim, başka söz almak isteyen var mı?

 

KAMİL AYDIN (Erzurum) – Sayın Başkan, yani gerçekten Türk Silahlı Kuvvetlerini bir bütün olarak düşünüp bütün birimleri yani sadece uzman jandarma ya da belirli bir kesimini değil de ben inanıyorum ki rütbeli, rütbesiz gerçekten bir sürü sıkıntıları olan bir yapıyla karşı karşıyayız.

 

Türkiye de olağanüstü şeyler yaşıyor şu günlerde. Bunu sizin programlamanız ışığında zamana yayarak sağlıklı bir istişare mantığıyla götürürsek gerçekten belki diğer komisyonlara katkı sağlayacak, karar mercisindeki gruplara ya da bakanlığa katkı sağlayacak birtakım şeyler burada olgunlaştırılabilir.
 

Burada mesela benim de dikkatimi çeken Türk Silahlı Kuvvetlerinde olsun diğer kolluk kuvvetlerimizde olsun bu “gazilik” ve “malullük” kavramı da çok daraltılmış bir şey. Yani hakikaten bir sürü mağdur kardeşimiz var. Parmağını yitirmiş, efendim sırtında şarapnel parçaları var, yok yüzde 30, yüzde 10 işine engel değil. Hâlbuki bunlar belirli bedel ödemişler. Askerlik öncesi bunlar kusur sayılırken askerlik hizmetine, askerde aldığı bu tür yaralanmalar bunun iş hayatına bir katkı, bir olumsuz şey olmayacağını düşünerek böyle bir haktan mahrum bırakmak gibi, yani çok boyutlu, astsubaylarımızın var, subaylarımızın var, bunu gerçekten hem ilgili birimlerden brifingler alarak çünkü sağlıklı bir düşünce oluşturabilmek için bilgiyi sağlam edinmek lazım hem de kendimiz burada bir istişare şeklinde belki olgunlaştırıp katkıda bulunabiliriz diye düşünüyoruz.