HAİNLER HER YERDE!
İstanbul merkezli sahte reçete operasyonu
SGK dolandırıcılığıyla ilgili çok sayıda doktor ve hemşire gözaltına alındı.
İstanbul Polisi’nin 32 ilde “eş zamanlı” olarak düzenlediği operasyonda 266 kişiden oluşan ilaç çetesi çökertildi. Hedeflere şafak vakti giren ekipler, aralarında Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde görevli profesörün de bulunduğu 90’a yakın doktor, eczacı ve terör örgütleri mensubu militanlar yakalandı. Ele geçirilen Suriye, Irak ve İran’daki terör örgütlerine gönderilen ilaçların canlı bomba eylemlerinden önce kullanıldığı belirtildi.
Son yılların en büyük operasyonunu İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne (İEM) bağlı Kaçakçılık Suçlarıyla Müacedele Şube Müdürlüğü (İKP) ekipleri, şafak vakti gerçekleştirdi. Alınan bir istihbaratı değerlendiren İKP dedektifleri, organize bir örgütün, Yurt genelinde sahte reçeteyle ilaç alımı yapıp Sosyal Güvenlik Kurumu’nu (SGK) milyonlarca lira zarara uğrattığı bilgisine ulaştı. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan alınan izin doğrultusunda geniş çaplı teknik ve fiziki takip başlatıldı.
TAKİP ÖNCEKİ GÜN BİTTİ
Yaklaşık 6 aylık takibin ardından aralarında, profesör, çok sayıda doktor, eczacı ve memurların da bulunduğu suç örgütünün yapısı net bir şekilde ortaya çıkarıldı. Sahte reçeteler ile işbirliği yapılan eczanelerden temin edilen ilaçların, Irak, İran ve Suriye’deki terör örgütleri PKK, PYD, DEAŞ/IŞİD adlı örgütlere gönderildiği belirlendi. İzleme çalışması önceki gün tamamlandı ve operasyon kararı alındı.
ÇALIŞKAN, BİZZAT YÖNETTİ
İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın bizzat takip edip yönlendirdiği operasyon şafak vakti, aralarında Diyarbakır, Adana, Mersin, Batman, Siirt, Antalya, Hatay, Mardin, Ağrı ve Ankara’nın da bulunduğu 32 ilde “eş zamanlı” olarak başladı. Çevik Kuvvet ve Özel Harekat polislerinin destek verdiği operasyonların İstanbul ayağında 103 adrese girildi. Ekipler, aralarında Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. Mehmet Orhan A.’nın da bulunduğu 90’a yakın doktor, eczacı ve terör örgütü üyesi 107 şüpheliyi gözaltına aldı. Saat 09.00’da operasyon ilk ayağı başladığı gibi “eş zamanlı” olarak tamamlandı.
DEPOLARA DA GİRİLDİ
Baskınların bir diğer bölümünde ise suç örgütünün depo olarak girildiği adreslere girildi. İKP timleri, depolarda binlerce kanser, hematoloji, ruh ve sinir hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaç ele geçirildi. Ele geçirilen bazı ilaçların terör örgütlerince canlı bomba eylemlerinde kullanıldığı ve büyük yankı uyandıran operasyonu ilgili bakanlıkların yakından takip ettiği öğrenildi. İllerden hava ve karayoluyla İstanbul’a getirilen şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından Vatan Caddesi’ndeki İKP Merkezi’nde sorguya alındı. Yurt genelinde baskınlara 2 binin üzerinde polisin katıldığı belirtildi.
AYNI PROFESÖR HAKKINDA 2011 YILINDA İŞLEM YAPILMIŞ!
Sahtekâr mı kahraman mı?
SGK’nın Dicle Üniversitesi’nde 790 bin TL’lik yolsuzlukla suçladıkları doktor için savcı, “İlaçları yoksullara dağıtmış olabilir” dedi.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) müfettişleri, kuruma gelen bir ihbar üzerine yaptıkları soruşturmada, Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hematoloji Kliniği’nde ‘ilaç yolsuzluğu’ tespit etti. Müfettiş raporlarına göre kliniğin şefi Prof. Dr. O. A., tüm reçeteleri eşine ait eczaneye yönlendiriyor, bazı ilaçları yazabilmek için tedavilerle ilgili prosedürlerde oynama yapıyordu.
Müfettişler, Ayyıldız’ın 3 yılda 790 bin TL’lik haksız kazanç elde ettiğini rapor etti. Ancak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve üniversite yönetimi kovuşturmaya gerek görmedi. Hatta Savcı, O.A’yı adeta ‘Robin Hood’a benzetti. Ayyıldız ise ‘kendisini çekemeyenlerin ürettiği bir komplo’ya uğradığını söylüyor.
Her şey 2007’de Diyarbakır Emniyeti’ne gelen ihbarla başladı. Ayyıldız Eczanesi’ne ait araç içinde başka şahıslara ait çok sayıda sağlık karnesi ve ilaç kupürü olduğu iddia ediliyordu. Polis arabada 38 sağlık karnesi, 18 ilaç raporu, 33 vesikalık fotoğraf, 5127 ilaç kupürü ele geçirdi.
Eşine yönlendirdi iddiası
Soruşturma sürerken SGK’ye de bir ihbar geldi. İmzasız ihbarda Prof. Dr. O. A.nın klinikte yazılan reçeteleri eşi D. A’ya ait eczaneye yönlendirdiği iddia ediliyordu. Bunun üzerine SGK, 2008’de soruşturma başlattı ve özellikle yatan hastalara ait reçetelerin bu eczaneden kuruma fatura edildiği ortaya çıktı. Sahte imzalı ya da imzasız raporlara dayanan ve tedavi planlarında olmadığı halde SGK’ye fatura edilen ilaçlara ilişkin kurumun 790 bin liralık zararı mevcuttu. A. Eczanesi 1 Ocak 2007 ile 30 Haziran 2008 arasındaki 30 ayda 9 milyon 472 bin TL’lik reçete faturalamış, bu bedelin yüzde 90 kadarı da Prof. Dr. Ayyıldız’ın tek uzman olduğu klinikte yazılmıştı. Sonuç bölümünde ise zararın tahsil edilmesi talep ediliyordu.
Kovuşturmaya gerek yok
Rapor savcılığa gönderildi. Resmi Belgede Sahtecilik, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık suçlamasıyla açılan soruşturma 27 Haziran 2011’de tamamlandı ve işler tam da burada karıştı. Çünkü savcılık, SGK raporuna rağmen kovuşturmaya gerek görmedi. Savcı Ahmet Yavuz imzalı kararda, O.A. ve ekibinin ilaçları sosyal güvencesi olmayan hastalar için kullanmış olabileceği belirtilerek bir nevi ‘Robin Hood’ yerine kondu. Dr. A.nın aklanmasıyla sonuçlanan süreçten geriye geriye 33 sayfalık bir yolsuzluk raporu kaldı.
40 binde 19 sorun çıkmış
Savcı, Dr. O.A’nın yazdığı ilaçların eşine ait eczaneden alınması konusundaki iddiaları, eldeki belgelerin yeterli olmadığı ve yeterli somut delil bulunmadığı gerekçesiyle yersiz buldu. Rektörlük tarafından yapılan soruşturmanın sonuç bölümünde ise A:’nın hastada gelişebilecek komplikasyon ve bulgularda kötüleşme beklenmesi nedeniyle önceden yazmış olabileceği kanaatine varıldığı yazıldı.
Böylece A. üniversite tarafından da aklanmış oldu. Görüşlerini aldığımız O. A. ise “Çekemeyecek olanlar var” dedi. “Bu öyle enteresan bir sektör ki reçetelerin hiçbirinde benim direkt imzam yok. 30 ayda incelenen 40 binden fazla reçeteden 19’unda sorun olduğu iddia ediliyor. Bu aslında bir başarı” diyerek başına gelenleri kamuoyunda prestijini sarsmaya yönelik bir hareket olarak niteledi. A. sorumlular hakkında yasal haklarının da saklı olduğunu ifade etti.
AĞIR YARALI ASKERLERİ TEDAVİ ETMEMEK İÇİN RAPOR ALAN DOKTORLAR ( Okumak için tıklayınız…)