GENELKURMAY’DAN YENİ YASAKLAR!
Ülke yangın yerine dönmüş, aylardır şehit haberleriyle kavruluyoruz, içerden-dışardan kuşatılmışız, Genelkurmay neyle mi uğraşıyor?
Hâlâ “kumpas” davaların mağdurlarına, askeri sosyal tesislere girme yasağı koymakla…
Davaların kumpas olduğu ortaya çıkmadan önce Genelkurmay’a, “Bu insanlara niye sahip çıkmıyorsunuz?” eleştirisi yönelten pek çok emekli asker sosyal tesislere girmeme cezasına çarptırıldı.
Bu cezalandırma, davaların “kumpas” olduğu ortaya çıkıp, tahliyeler başladıktan sonra da devam etti. Hapishane sürecinde Genelkurmay’ı eleştiren bazı isimlere yine orduevi yasağı kondu. Albay Mustafa Önsel gibi en sert açıklamaları yapan, yazdıkları kitaplarla TSK’daki“cemaatçi” yapılanmaya işaret eden isimler ise ailelerinden uzak illere tayin edildi.
(Mustafa Önsel)
İKİ YASAKLI
Genelkurmay’ın bu cezalandırma yönteminden nasibini alan son iki isim Balyoz davasından yıllarca hapiste yatan emekli Albay Mustafa Önsel ile İzmir Askeri Casusluk davası sanıklarından emekli Üsteğmen Onur Süer oldu. Her ikisine de 2 yıl süreyle askeri tesislere girme yasağı kondu.
Emekli Albay Mustafa Önsel birkaç gün önce ömrünü verdiği Jandarma’nın sosyal tesislerine gittiğinde öğrendi yasak kararını. İçeri alınmadı.
Önsel’in suçu belli; Yazdığı kitaplar, Odatv’de yayınlanan yazıları… TSK’da cemaatçi yapılanmayla yeterince mücadele edilmediğine dair mesajları…
Peki daha geçenlerde Genelkurmay’ın da sonucu, “Süreçte çok üzüldük… Hukuka inandık… Şimdi sevinçliyiz” sözleriyle alkışladığı İzmir Casusluk davasında beraat eden, beraatin ardından istifasını veren Üsteğmen Onur Süer’in suçu ne? Ne kitap yazdı, ne yazı, ne de mesaj…
Galiba onun da suçu, ortaya çıkardığı bir olay ve bunun Odatv’de haber yapılması.
Neydi o olay, kısaca hatırlatalım:
Mart 2014’te Genelkurmay Başkanlığı’nın iç internet sistemi olan intranette, İstihbarata Karşı Koyma Başkanlığı’na ait bölüme “TSK’dan bilgi-belge sızdırmaya çalışan örgütlerin çalışma yöntemlerini” örnek olaylarla anlatan bir ders notu konur. Ders notu denilen, İzmir Casusluk davası iddianamesinin neredeyse kelimesi kelimesine özetiydi adeta.
EMEKLİ ASTSUBAYA ŞOK ORDUEVİ YASAĞI! (Okumak İçin Tıklayınız!)
İşte Üsteğmen Süer tahliyesinin ardından o “ders notunun” peşine düşer. Telefonla ilgili daireyi arayarak, karşısına çıkan Yüzbaşıya kendisini tanıtıp bu notun ne olduğunu, Cemaatin ekmeğine neden yağ sürdüklerini sorar. Yüzbaşı, telefonu kapattıktan sonra tutanak tutup, Onur Süer hakkında Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı’na suç duyurusunda bulunur Tutanağın altında o Yüzbaşı’nın dışında, İzmir Askeri Casusluk davası Savcısı Zafer Kılınç’ın gönderdiği belgelere, “gizli” raporu vererek, çok sayıda subayın tutuklanması ve uzun süre hapiste yatmasına yol açan Genelkurmay’da oluşturulan Komisyonun Başkanı ile bizzat İstihbarata Karşı Koyma Dairesi Başkanı, yani o “ders notunun” hazırlanıp, yayınlanmasına onay veren ismin de imzası vardır.
(Onur Süer)
Onur Süer Şubat 2015’te Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gidip ifade verirve suç duyurusu, “Kovuşturmaya yer yok” kararıyla sonuçlanır.
Anlaşılan o ki, öyle cezalandırılamayan Süer, böyle cezalandırılıyor.
İşin ilginç yanı şu; Beraatinden sonra TSK’dan istifa eden Onur Süer, askeri sosyal tesislere giriş kartı bile çıkartmadı. Yani bir anlamda, zaten olmayan bir “haktan” mahrum edildi.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ…