Emekli astsubaylar haykırıyor: Hayata tutunamıyoruz
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yıllarca hizmet verdikten sonra emekli olan binlerce astsubay; subay emeklilerine verilen hakların kendilerine verilmediği, az maaş aldıkları, verilen sözlerin tutulmadığı ve ekonomik sıkıntı yaşadıkları gerekçeleriyle 19 günlük “astsubaylığa saygı” yürüyüşüyle seslerini duyuracak. PD’ye konuşan Ergün Erdoğan, sesi titreyerek, emekli subaylardan 30 bin lira daha düşük aldıkları maaşlarla artık hayata tutunamadıkları ve psikiyatrik vaka olduklarını söylüyor.
KAYNAK : patronlardunyasi.com / Murat KAYA
Astsubaylar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ana omurgasını oluşturuyor ve hizmetleriyle, bu kuruma çok büyük katkılar sunuyor.
Orduda en önemli görevler üstlenen, sorumluluk alan, savaşta en ön safta bulunan ve kaza ya da şehit olmalarıyla ilgili protesto gelebilen astsubaylar, ordunun ayrılma taşımasına izin vermesi maaşların subayların maaşlarından çok daha düşük olmasından yakın diyor. Astsubaylar ayrıca emeklilikte de üst rütbelilere göre oranlar da az maaş almaları, başka işlerde çalışmak zorunda kalmaları ve yetkililere kayıtlı haklardan yararlanmaları nedeniyle siyasilerden haklarının korunmasına yönelik yasal düzenlemeleri bekliyor.
Bütün bu beklenti, emekli astsubaylarca gerek eylemlerle, gerekse mitinglerle ve yürüyüşlerle dile getiriliyor.
TARİHTE İLK KEZ MSB’Yİ PROTESTO ETTİLER
Astsubay İnisiyatif Hareketi ve Çalıştay Grubu, meslektaşlarının toplantı halinde kamuoyuna duyurmak ve beklenen düzenlemelerin yapılması için bu yıl çok sayıda aktif eylemde bulundu.
Ankara Ulus’ta 27 Ocak 2024’te bir miting düzenlendi ve bu mitingde emekli astsubaylar tarihinde ilk kez Milli Savunma Bakanlığı’nı (MSB) protesto etti.
Aynı emekliler bu yılın şubat aralarında ise 785 dilekçeyi MSB’ye sunarak, düzenlemelerin düzenlenmesinde bulundu. 2 Mart’ta bu kez İzmir’de bir araya gelen hak arayışındaki 27 bin emekli astsubay, Gündoğdu meydanında seslerini ilgililere duyurmak istedi.
İSTANBUL’DA 52 BİN KİŞİLİK MİTİNGTEN SONRA YENİ EYLEM: YÜRÜYÜŞ
Emekli astsubaylar 16 Mart’ta İstanbul’da 52 bin kişinin seçilmesiyle düzenlenen mitingden sonra yeni bir eyleme başladı. Onlar, 19 gün boyunca bir yürüyüşle, seslerinin en üst makamlarında duyulmasını çalıştırmaya çalıştılar.
Binlerce emekli astsubayı temsil eden, sesi olan Çalıştay Grubu üyesi Cafer Demir, Fatih Kozan ve Levent Keleş; 29 Eylül’de, onlar için simge bir isim olan 15 Temmuz darbe kalkışması şehidi Astsubay Ömer Halisdemir’in Niğde’deki kabrinden yürümesi başladı.
Toplam 427 kilometrelik mesafe yapılması planlanan yürüyüş, Ankara Anıtkabir’de bitecek ve geniş katılım sağlanacak bu noktada gruplar halinde toplanan emekli astsubaylarca basın bildirisi okunacak.
Maaş bağlamanın yükseltilmesi, tazminat haklarının ödenmesi, 2022’de söz verilen ancak seçimden sonra kadük bırakılan sözlerin yerine getirilmesi, düzenli olarak 10 bin puan talebinin karşılanması amacıyla düzenlenen “astsubaylığa saygı” yürüyüşüne; var duraklatılacaklarda katılım olacak. Her yerde bulunan emekli astsubaylar, bir araya geldikleri eylem yürüyüşçüsü emekli astsubaylarla bir süre birlikte yürüyecek.
OKUNACAK O BİLDİRİDE ŞEHİT ÖMER HALİSDEMİR DETAYI
Yürüyüşün, astsubaylar için çok anlamlı olan 17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü’nde bitmesi planlanıyor.
Ankara’da oğlu yürüyüşten sonra yürüyüşçülerden Cafer Demir, bir basın bildirisini okuyacak.
Tüm şehitlerin ölümüyle anılacağı, gazilerin de minnet ve saygıyla selamlanacağı bildiride, Astsubay Ömer Halisdemir’e yönelik; şu ifadeler kullanılacak:
“Ömer Halisdemir meslektaşıma belki daha önce de mezarının başında söyleniyorlar. Bir kere de ben söylemek isterim. Sen mertçe, erkekçe, yiğitçe onlarca kahpenin üzerine öleceği bile bile kendi karargahındaki kişisel tarafından sorumluluğuna kemer dolananlar bakan oldu, milletvekili oldu. Utandılar mı? Elbette hayır! Bir çok şeyden utanmadıkları gibi utanmadılar. Senin gibi, onun astsubay gibi, sürekli kahpe pusuların, hainlerin, ölümün üzerinde yürüdük. Yıllarca bize ‘git ve öl’ diyenler, ‘biz aileyiz’ diyenler iş adalete, iş hakka-hukuka gelince kör ve sağırı oynadılar. Söz verdiklerini unuttular. Utandılar mı, elbette hayır! Birimiz Ömer Halisdemir’iz.”
“YOLLARA DÜŞMEMİZE SEBEP OLANLAR UTANIRLAR MI, ELBETTE HAYIR”
Söz konusu bildiride, MSB bildiriyor ve bu durumun düşmelerine sebep olanlar da eleştirilecek.
“Bize haklarımızı uygulamaları kendilerine ait statüde tutarak sete çektiler. Bize göre alt statüde olanlara statüyü deldirdiler. Utandılar mı? Elbette hayır” denilecek bildiride, şu şekilde gerçekleştirilecek:
“Yaşımız ortalama 60 üzeri. Neredeyse hepimizin sağlık sorunları yaşanıyor. Buralara gelmemize, yollara dökülmemize sebep olanlardan utanırlar mı, elbette hayır! Vatan namusumuz, astsubaylık onurumuzdur. Şunu açıkça bilinsin; astsubaylığın hak ettiği saygınlığa ulaşana, emeğimize, ekmeğimize hak ettiğimiz değere verilene kadar kutsal hak mücadelemiz, kutsal yürüyüşümüz devamını kazandı. Bu vatan için nasıl ölüm üzerine yürüdüysek bu gün de bize yıllardır yapıla gelen haksızlığın üzerine yürüyeceğiz. Bu yürüyüş bir onur mücadelesidir. Bu yürüyüş astsubayın kendi profesyoneline saygı yürüyüşüdür. Hukuktan ayrılmadan kurallar çerçevesinde her türlü eylemin ilk adımıdır. 20 yıldır kendisine MSB Bakanı tarafından, belgelerin tepe bölümünün verilen sözlerini hatırlatma yürüyüşüdür. Siyaset meclisinden ilk seçimde sorulacak bir hesabımız var. Dengeleri değiştirecek gücümüz var. Dünyayı unutmadık, sevdiklerimiz için de notumuzu aldık. Başımız dik, alnımız ak, gücümüzü haklılığımızdan alırız.”
EMEKLİ ASTSUBAY ERGÜN ERDOĞAN’IN HAYKIRIŞI: SUBAY-ASTSUBAY AYRIMI VAR
PD’nin eylemle ilgili görüştüğü emekli astsubay Ergün Erdoğan, sesi titreyerek uğradıkları haksızlıkları anlattı.
“TSK’da subay-astsubay kaydı var” diyen Erdoğan, teknik ve idari sistemin aynı iş dönemlerinde, kendilerine her kademede maaş verildiğini ancak emekli olduklarında subayların maaşlarının yüzde 85’ini alırken astsubayların maaşlarının yüzde 40 civarında olduğunu söyledi.
“BİZİ SÜREKLİ OYALADILAR”
Erdoğan, “Askerlik mesleğini satın alarak aynı işi yapıyoruz biz. Hatta teknik konular bizde. Muhaberatı, iletişim, lojistik hep astsubaylarda. Ordunun bel ağzımızı yapı astsubaylarda. Ama onların bizim görevimizi gerçekleştiremezler, biz merkezileştiririz. Onlar sadece emretme makamı. Dolayısıyla biz icra makamıyız. Mecliste çalışmalar organize edildi, hükümeti ‘haklarınızı güçlendirme’ dedi, bizi sürekli oyaladılar. En sonunda astsubaylar uğruna haykırmak için meydanlara döküldü” ifadesini kullandı.
“SADECE CENAZEMİZE GELİYORLAR”
Yetkililerin sadece ölümlerine geldikleri ve siyasilerin sadece bu katkıyı sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, “Televizyonlarda 20 saniyelik zaman ayırıyoruz bize. Gözünü, uzvunu kaybeden bir sürü arkadaş var. Türkiye performansında yüzde 3’e tekabül eden bir yapıyız biz. Neden görmüyorlar? Sorunumuzu anlatamıyoruz. Siyasilere sesimizi duyurmamız gerekiyor artık. İkinci bir iş yapılandırma emeklilik hayatımızda. Ya güvenlik, ya olmuyor işler yapıyoruz. Çünkü geçinemiyor astsubaylar. Astsubayların üzerinde aktif olarak en mühim görev. Ordunun yükü onlara verilmiş ancak ekonomik olarak değil” şeklinde konuştu.
“YARBAY EMEKLİSİYLE ARAMIZDA 25 BİN LİRA FARK VAR”
Emekli subaylarla emekli astsubayların maaşları karşılaştırıldığında Erdoğan, hesaplamalarını şöyle sürdürdü:
“Eskiden yarbay muadili maaş alırken bugün yarbayla aramızda 25 bin lira fark var. Hele albayı boyutları bile gerek yok yok. Bir albay emekli oluyor üsteğmen maaşı alıyor. Astsubay başlangıçtaki en küçük rütbelinin maaşının geç saatlerine kadar bile alamıyor. Bir albay emekli olunca 54-56 bin lira civarında maaş alıyor. Astsubay emekli oyunca 25 bin lira anca alıyor. Arada 30 bin liralık fark var. Bunların özel kaymaklı tazminatları çıkarılmıştır. Maaş bağlamanın özlü hakları bunu kamuoyuna ve hükümete; onun darbesinin arka subayının özellikleri. Astsubaya gelince ‘dur’ dediler. Bu kadar çoğalır mı? Bu vatanın öz evlatları biz değil miyiz? Hep kandırıyorlar.”
“HAYATA TUTUNAMİYORUZ”
Telefonla görüştüğümüz Ergün Erdoğan, son olarak sesini titreyerek şu miktarı iletmemizi istedi:
“Emekliler ikinci, üç yıllık işlerini yapmaya başladılar. Sosyal ve ekonomik çöküntü döneminde biz hayata tutunamıyoruz. aslında artık psikaytrik vakayız. Bu kast sistemi değişmiyor.”