EFSANE KOMUTAN HAYATINI KAYBETTİ! GENÇ BİR JANDARMA ASTSUBAYIN GÖZÜNDEN…

Terörün doğuda zirve yaptığı 1993-1996 yılları arası idi.
Her yerden acı haberler geliyor, gün geçmiyor ki bir çok şehit haber gelmesin. İşte böyle bir dönemde 23 yaşında genç bir jandarma astsubay olarak 2. Şark atamam Kd. çvş. Rütbesinde; Bingöl İli, Yayladere İlçesi, Güneşlik Karakol Komutanlığına yapılmıştı.
Yayladere İlçesi Bingöl’e bağlı olsa da Elazığ’ın Karakoçan İlçesi üzerinden gidiliyordu. Karakoçan o yıllarda adeta toplanma bölgesi gibiydi. Karakoçan’da birkaç gün bekledikten sonra ilk konvoyla Yayladere’ye geldik. 1-2 gün sonra da BTR ile yeni görev yapacağımız karakollara gittik. Komşu karakol olan
Alınyazı’ya kader arkadaşım, devrem Seyit’i bıraktıktan sonra bizim karakola geldik.
Kısa bir görüşmeden sonra BTR ilçeye geri döndü. Karakola bir devrem vekaleten bakıyordu. Kısa sürede devir teslimi bitirip devremi de ilk konvoyda asıl görev yeri olan ilçe merkezine gönderdik.
Karakol konum olarak iyi bir yerde değildi. Yaklaşma istikametleri olsun, arazi arızaları olsun, mahkum bir bölgede kurulmuştu. Zaten bu yüzden sık sık baskın ve taciz gören bir yerdi. Maalesef 6-7 ay öncede yaşanan büyük bir baskın olayında Karakol komutanı 1986 mezunu Balıkesirli Rıdvan Astsubay ve askerleri şehit olmuştu.
İL JANDARMA KOMUTANI KARAKOLA GELDİ
Karakolda askerleri topladık, moral vermeye çalıştık ama durum iyi değildi. Birkaç gün sonra batıda beraber çalıştığımız Alay komutanı Feridun Albay helikopterle karakola geldi ve güvenlik neler yapabileceğimizi konuştuk.
Ne istediğimizi filan sordu. Ben de “öncelikle yaklaşma bölgelerinin tamamının mayınlanması gerektiğini, karakolun çevresinin 3’lü çelik tel üstüvane ile sızmalara karşı mutlaka kapatılması gerektiğini söyledim” ki zaten o dönemde bölgede Parmaksız Zeki denen Vatan Haini ( Ergenekon ve Balyoz Davalarında Gizli Tanıklık yaptığı basına yansımıştı halen Diyarbakır Cezaevinde tutuklu) 500-700 kişilik gruplarla geziyor, karakollara, önce 1-2 terörist sızma girişiminde bulunuyor, sızma başarılı olursa esas gruplarla saldırıya geçiliyordu. Bunun en acı örneğini Çalıkağıl Karakolunda ve yardıma giden Komando bölüğünün pusuya düşmesi ile yaşamıştık. (J. Gn. K.lığı Örnek olaylar kitapçığında detayları mevcuttur.)
Hain Parmaksız Zeki’nin en acı veren eylemlerinden biri de 1993 yılında suçsuz, günahsız, silahsız 33 askerin Bingöl Elazığ Karayolunda yol kesme eylemi sonrası otobüsten alınarak şehit edilmesiydi.
TACİZ VE BASKIN GİRİŞİMLERİ HIZ KESMİYOR
Her neyse kısa bir sonra Alay komutanımız tüm istediklerimizi gerçekleştirdi. Alaydan ekip geldi yaklaşma bölgeleri mayınlandı, karakolun etrafı tel üstüvane ile kapatıldı. Ama İlçe Jandarma, Alınyazı ve bizim karakol üzerindeki baskın ve taciz girişimleri bitmiyordu. Birer gün arayla mutlaka baskın ve taciz girişimi oluyor hatta bazen aynı gece hem ilçe jandarmaya hem de Alınyazı veya bizim Güneşlik Karakoluna baskın taciz girişimi oluyordu ve resmen bunalıyorduk.
Yine nisan ayında büyük bir baskın girişimi olmuş, gece boyunca çatışma devam etmişti. İlçedeki topçu bataryasının yoğun topçu desteği ve Özlüce Baraj İnşaatındaki Komando Bölüğünün 120’lik havan atışı desteği olmasa işimiz çok zordu.
Nihayet sabah olmuş, gün ışımıştı. Çatışmanın şiddeti bitmiş, sessizlik gelmişti. Allaha şükür zaiyat vermemiştik. Karakol çatısındaki saclar gelen yoğun ateşten elek gibi olmuş, 2 mevzi roket isabeti nedeniyle kullanılamaz duruma gelmişti. Karakolun yakın bölgesinde arama tarama faaliyeti icra ettik. Yapılan A/T faaliyeti sonucu teröristlerin tel üstüvaneye yaklaşarak sızmaya çalıştıkları ancak ateşle karşılık verince sızamadıkları ve yaralandıklarını veya öldüklerini kan izlerinden anladık. Az ileri de ise vurulan birkaç teröriste ait kan izleri ve yaralanan teröristlere turnike yapılmaya çalıştığını yerlerdeki bezlerden Anladık. Yaklaşık 100-150 metre ilerideki mezarlık kısmında ise yoğun kan ve doku vardı ama ortalıkta leş yoktu, hainler hepsini götürmüş.
Karakola döndük. Kahvaltı çay sigara derken ki bilen bilir böyle gecelerin sabahındaki çayın ve sigaranın tadı hiçbir şeyde yoktur.
KARAKOLA ASAYİŞ KOMUTANI GELİYOR
Telsizden anons geldi. Dediler ki general geliyor, helikopter pistinin emniyetini alın.
Neyse helikopter geldi. Helikopterden inen korgeneral rütbesinde olan biriydi. Tekmil verip karşıladık. Karakol komutanı odasına geçtik, karakol komutanı olarak kısa bir brifing verdim. Gelen kişi dönemin bölgeden sorumlu komutanı Necati ÖZGEN paşaydı. Dün gece yaşanan olayı sordu anlattık, dışarıda görmek istedi. Yoğun ateşin geldiği yerleri, sızma girişiminin olduğu yerleri, sabahki A/t sonrası bulduğumuz kan ve doku izleri ile turnikelerin yerlerini gösterdik.
Dedi ki bu kadar yaklaşabiliyor mu bunlar? Evet komutanım dedik. Yanındaki binbaşı ve yarbaya karakol komutanı ile gidin kan ve doku izlerinin olduğu yeri bana gösterin dedi. Beraber gittik gösterdik bazı numune turnike ve doku parçalarını alıp döndük.
Necati Paşa, bunları görünce “ bu çocuklar birer kahraman, hepinize hela olsun” dedi. Askerleri toplayın konuşacağım dedi, tüm askerler yemekhane de toplandı övgü dolu sözler söyledi ve tekrar karakol komutanı odasına geçtik. Bir isteğimiz olup olmadığını sordu. Zaten elimizde yereli malzeme ve mühimmat vardı ‘sağolun komutanım’ dedik yine de ısrarla sordu. Her neyse bu bölgede alan kontrolünün sağlanması gerektiğini bölge de üs bölgeleri kurulması gerektiğini ve gerekli çalışmaların derhal başlatılmasını yanındaki subaylara emretti. Bize teşekkür edip gözlerimizden öptü ve o zamanın meşhur kanas tüfeklerinden bir tane bırakarak ‘Allaha emanet olun’ diyerek gitti.
Gerçekten de çok geçmeden karakola zırhlı mekanize piyade taburu geldi. İlçe jandarmaya da bir tabur takviye geldi. yaklaşık 2 km. güneyimizdeki teröristlerin lojistik anlamada çok kullandığı bir köye üs bölgesi kuruldu. Komşu Kığı ilçesine Piyade alayı geldi. Artık güç bize geçmişti ve operasyonlar, pusular, arazi arama ve tarama faaliyeti yapar olmuştuk. Hatta kimsenin giremez dediği Vartok Vadisine 3 gün süren bir çatışma ile girmiş, inlerini darmadağın etmiştik.
Evet, operasyonlarda şehit gazi vermiştik ama teröristlerin öz güvenini yok olmasını sağlamış, az da olsa tek tük teslim olmalarına neden olmuştuk. Bölgede alan kontrolü bize geçmişti.
Aradan yaklaşık 27 yıl geçmiş. Bu gün evde bilgisayarı açıp haberlere baktığımda Necati Özgen Paşanın hayatını kaybettiğini gördüm. O günler aklıma geldi. Çok üzüldüm. O günlerde aldığı kararla operasyonlar yapıldı, üs bölgeleri kuruldu, şehit ve gaziler verdik ama kat be kat askerin hayatını kurtardı. Elini taşın altına koydu. Hiç ilgilenmeyip vaziyeti idare edebilirdi. Necati paşamıza Allahtan rahmet, değerli ailesine sabırlar dilerim. Cennet mekanı olsun.
Bu arada Güneşlik Karakolunda beraber görev yaptığım değerli silah arkadaşlarım; karakol komutan yardımcım Ahmet Astsubaya, Uzman Jandarmalar, Hakan, Ramazan ve Gümrah’a, ve ismini sayamadığım kahraman Mehmetçiklerimize selam ederim.
NECATİ ÖZGEN KİMDİR
ŞehitlerNecati Özgen, (İncesu) Türk asker. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde değişik kademelerde görev ve komutanlıklarda bulunmuş, “mümtazen terfi” ile ödüllendirilip bir yıl kıdem kazanan ilk general olmuştur.
Askeri kariyeri
Kara Harp Okulu’ndan 1959’da mezuniyetten sonra, bir dönem Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Kıbrıs’ta görevlerde bulunmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Doğu ve Kıbrıs uzmanı olarak anılmıştır.[1] Piyade Okulu Komutanlığı, Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Asayiş Komutanlığı, 3. Ordu Komutanlığı bünyesinde görev yapmış. 1999’da orgeneral rütbesine terfi etmiş, PKK saldırılarının yoğun olarak yaşandığı 1991-1995 yılları arası Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı görevi sırasında dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in dönemin başbakanı Tansu Çiller’e atıfla “vur” emrini verdiği paşalardan olan Özgen, 19 Ağustos 1996 ile 23 Ağustos 1999 tarihleri arasında yaptığı Harp Akademileri Komutanlığı görevinden 1999 yılında emekli olmuştur.
2009 yılında 24 Mayıs 1993 PKK pususunda katledilen 33 silahsız askerin öldürülmesi olayından taktik sorumluluğun dönemin bölge komutanı kendisi olduğu için kendisinin sorumlu olduğunu iddia etti.[2]
Özel hayatı
Türkan Özgen ile evli Necati Özgen’in Ebru adından bir kız vardır. İngilizce bilmektedir. Emekliliği sonrası Müdafaa-i Hukuk Vakfı başkanlığı yaptı.imize Allahtan rahmet, gazilerimize sağlıklı huzur dolu mutlu yıllar dilerim.
Efsane Orgeneral Necati Özgen son yolculuğuna uğurlandı
Tedavi gördüğü hastanede önceki gün hayatını kaybeden emekli Orgeneral Necati Özgen (83), son yolculuğuna uğurlandı.
Büyük Selimiye Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nuh Köroğlu, bazı askeri yetkililer ve aile yakınları katıldı.
Cenazede eşi Türkan ile çocukları Umut, Fulya ve Ebru Özgen taziyeleri kabul etti.
Kılınan cenaze namazının ardından Özgen için dua edilip helallik alındı.
Cenaze töreninin ardından Özgen’in naaşı, askerler tarafından alınarak cenaze aracına konuldu.
Necati Özgen, Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
TERÖRLE MÜCADELENİN EFSANESİYDİ
Kara Harp Okulu’ndan 1959’da mezuniyetten sonra, bir dönem Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Kıbrıs’ta görevlerde bulunan Necati Özgen, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Doğu ve Kıbrıs uzmanı olarak anıldı.
Özgen, Okulu Komutanlığı, Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Asayiş Komutanlığı, 3. Ordu Komutanlığı bünyesinde görev yaptı. 1999’da orgeneral rütbesine terfi etti.
PKK saldırılarının yoğun olarak yaşandığı 1991-1995 yılları arası Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı yapan Özgen, 19 Ağustos 1996 ile 23 Ağustos 1999 tarihleri arasında yaptığı Harp Akademileri Komutanlığı görevinden 1999 yılında emekli oldu.
Türkan Özgen ile evli Necati Özgen’in Ebru adından bir kız var. Emekliliği sonrası Müdafaa-i Hukuk Vakfı başkanlığı yaptı.
Dede Ersel AKSU
25 Haziran 2021