54 yaşındaki emekli astsubay, o sanatını yaşatıyor

Ankara’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli olduğu sırada kaligrafi sanatına gönül veren Saim Yeşildağ, İzmir’e tayin olduktan sonra 2015 yılında ilk atölyesini açtı.

2017 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli olan Yeşildağ, kaligrafi sanatının kaybolmaması için kendini öğrenci yetiştirmeye adadı. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ünvanını alan Saim Yeşildağ, sanatını atölyesinde genç kuşaklara aktarıyor. Uzun yıllar Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev yaptığını ifade eden Yeşildağ, 2007 yılında Ankara’da olduğu sırada kaligrafi ustası Fahri Deniz’den 5 yıl boyunca eğitim aldığını söyledi.

İzmir’e tayin olduktan sonra 2015 yılında atölyesini açtığını belirten Saim Yeşildağ, “2015-2017 yılı arasında görev yaptığım esnada hafta sonları çalışıyordum. 2017’de emekli olduktan sonra tamamen burada çalışmaya başladım. O günden beri de uzun süredir öğrenci yetiştirmeye ve sanatı yaymaya devam ediyorum” dedi.

“SANAT İNSANI RAHATLATIYOR”

İnsanların kaligrafi sanatının ne olduğunu bilmediğini söyleyen Yeşildağ, “Toplumumuz genelde hat sanatını biliyor. Hat, Arap alfabesiyle yapılan güzel yazı sanatı, kaligrafi ise Latin alfabesiyle yapılıyor. İkisinin farkı sadece alfabesinin farklı olması. Amacım bu sanatı tanıtmak. Sanat insanı rahatlatıyor. Öğrenci yetiştirmeyi çok istedim ve hala da devam ediyorum. Şu anda aktif olarak ve 60 öğrencim var. Her gün atölyede ders yapıyoruz. Öğrencilerimizle sergi hazırlığındayız. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı kaligrafi sanatçısı oldum. Hedefim, bundan sonra bu ünvanı alacak kişileri de oraya yönlendirmek. Hatta yetiştirdiğim 4 tane arkadaş kaligrafi sanatçısı oldular, bu sanatı icra ediyorlar. Onların da güzel şeyleri yaptığını görmek manevi olarak çok büyük haz veriyor” diye konuştu.

“SANATIN KAYBOLMAMASI TEK HEDEFİMİZ”

Kaligrafi yapan sanatçı sayısının az olduğunu dile getiren Saim Yeşildağ, “İzmir’de öğrencilerim haricinde kaligrafi sanatçısı pek yok. İstanbul ve Ankara’da var ancak az sayıda. Sanatın kaybolmaması tek hedefimiz. Elimizden geldiğince güzel şeyler yapmaya çalışıyoruz. Okullarda, öğrencilere bu sanatı tanıtmak için etkinliklerde bulunuyoruz. Milli Eğitim Müdürlüğü’nden de talepler geliyor, bu bizim için çok büyük bir olanak oluyor. Öğrettiğimiz, anlattığımız kişilerden ne kadar kazandırabilirsek sanata dair bu bizim için çok büyük bir mutluluk” dedi.

“RAHATLATIYOR, MEDİTASYON OLUYOR”

Asıl mesleği makinistlik olan ancak boş zamanlarında kaligrafi yapan Bilal Üzer (42) ise “Resim yapmayı ve yazı yazmayı çok seviyorum. Kaligrafiyi biliyordum fakat geliştirmek için yeterli bir bilgiye sahip olmadığım için yollarımız Saim hocamla kesişti.

9 aydır birlikte çalışıyoruz, ilerletiyorum. Makinistim, tren kullanıyorum. Boş zamanlarımda da burada ders görüyorum. Özellikle sanatsal şeylerle uğraşmayı seviyorsanız çok rahatlatıyor, meditasyon oluyor” diye konuştu.