Dolar 32,4740
Euro 34,7548
Altın 2.476,37
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 21°C
Az Bulutlu
Ankara
21°C
Az Bulutlu
Cum 20°C
Cts 18°C
Paz 21°C
Pts 22°C

PİYASALAR ALT ÜST

PİYASALAR ALT ÜST
26 Ocak 2016 01:02
113

 

Piyasalar alt üst! Petrolün tarihi…

Siyasi çalkantılar, finansal dalgalanmalar, bölgesel krizler, sektörel sıkıntılar ve ekonomik dönüşümler karşısında en hızlı tepki veren ürünlerin başında hampetrol geliyor. Hampetrol fiyatlarının seyri ise küresel ekonomiyi baştan sona etkiliyor.

Melis Bayraktaroğlu, Yurt Gazetesi için hazırladığı “Tarihsel açıdan petrol piyasasının geçirdiği evreler” yazı dizisinin ikinci bölümünde petrolün tarihsel süreçteki inişli çıkışlı bir grafik izlediği dönemleri ele aldı. İşte o yazı… 
 
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan ekonomik büyümeyle birlikte hızla artan hampetrol talebi, süreç içerisinde siyasi krizler ve talep daralmaları nedeniyle, dalgalı bir seyir izledi. Soğuk Savaş döneminde, genelde siyasi kararlarla dramatik değişim yaşayan hampetrol fiyatları, günümüzde ise bir yandan bölgesel savaşlar öte yandan küresel ekonomide sık aralıklarla yaşanan krizler nedeniyle oldukça kırılgan bir nitelik taşıyor. Bu yazımızda, tarihsel süreçteki inişli çıkışlı gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz.
 
1979 ve 1980’de İran ve Irak’taki gelişmeler, hampetrol fiyatlarında bir başka artış dönemine yol açtı. İran İslam Devrimi sırasında, Kasım 1978 ile Haziran 1979 döneminde, günlük petrol üretimi 2-2.5 milyon varillik bir kayba neden oldu. Bir noktada üretim neredeyse durdu. 
 
Öte yandan, İran-Irak Savaşı boyunca, Kuveyt Irak’a milyarlarca dolar yardım yaptı. Ancak petrolün ve paranın bir ülkenin güveniğini sağlamakta asla yeterli olmayacağı ve askeri gücün yerini tutamayacağı, 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle gözler önüne serildi.
 
İran İslam Devrimi, pek çok devrim gibi, sadece tek bir etkene dayanmayan, birçok sorunun birikmesiyle geniş bir rejim karşıtı grubun oluştuğu bir süreç sonunda gerçekleşen bir siyasal, toplumsal ve ekonomik olguydu. Öte yandan; bu devrim, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemdeki yüksek fiyatların da en temel sebeplerinden biridir. Ancak devrimin fiyatlar üzerindeki etkisi daha sonrasında gelişen olaylar sebebiyle çok uzun sürmeyecekti. Esasında, devrimden hemen sonra, İran üretimi günlük 4 milyon varile kadar yükselmişti.

Petrolde düşüş durmak bilmiyor! Petrol piyasasının geçirdiği evreler
 
Hampetrol üretimi yüzde 10 düştü
 
Eylül 1980’de, 79 Devrimi ile zayıf düşmüş olan İran, Irak tarafından işgal edildi. Çünkü Şah’ın devrilmesi ve yerine geçen Humeyni’nin Şii rejimi, Irak’ın hem dış güvenliği hem de iç güvenliği açısından tehditler içermekte ve Saddam Hüseyin’in planlarını gerçekleştirmesinin önünü tıkamaktaydı. Devrimin, yüzde 90’ı Şii olan bir ülkede gerçekleşmiş olması, bölgede bulunan siyasal ve ekonomik bakımdan geri kalmış Şii toplumlarını harekete geçirmişti. Kasım ayında, her iki ülkenin toplam üretimi sadece  günde 1 milyon varildi. Bu; bir yıl öncesine göre, günde 6.5 milyon varil daha düşük bir üretim anlamına geliyordu. Sonuç itibarıyla, dünya hampetrol üretimi 1979’a göre yüzde 10 düşmüştü.
 
İran İslam Devrimi’nin ve İran-Irak Savaşı’nın sonuçları nedeniyle yaşanan üretim kaybı, hampetrol fiyatlarının ikiye katlamasına yol açtı. Nominal fiyat 1978’de 14 dolarken, 1981’de 35 dolara yükseldi. Yaklaşık 30 yıl sonra İran’ ın üretimi, Şah Rıza Pehlevi yönetimini altında ulaşılan seviyenin sadece üçte ikisi kadardı. Irak’ın üretimi ise şu anda iç karışıklıklar sebebiyle oldukça yetersiz. 
 
Washington’ın Fiyat kontrolleri
 
1973-1981 arasındaki hampetrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş, ambargo dönemi sonrasında ABD’nin enerji politikasında Radikal değişiklikler yapmasını zorunlu kıldı. Washington, ABD’deki petrol üretimi üzerinde fiyat kontrolleri uygulamaya başladı. Fiyat kontrollerinin bariz sonucu olarak Amerikalılar, ithal petrol ürünlerine yerli üretimden yaklaşık 50 sent daha fazla ödüyordu ve Amerikan petrol üreticileri dünya piyasa fiyatının altında bir fiyat alıyordu. Aslında, yerli petrol sanayii, Amerikan tüketicisini sübvanse ediyordu.
 
Peki bu politika amacına ulaştı mı? Kısa dönemde, 19731974 hampetrol fiyatı krizinden tetiklenen durgunluk bir şekilde daha az şiddetliydi, zira Amerikan tüketicileri dünyanın geri kalan kısmına oranla daha düşük fiyatlarla karşılaştı. Ancak, bunun daha başka etkileri de oldu. Fiyat kontrolleri olmasaydı, ABD petrol sondaj ve üretimine yapılan yatırımlar kati suretle daha fazla olurdu. Tüketicilerin karşılaştığı yüksek petrol fiyatları düşük tüketim seviyelerinden kaynaklanmış olurdu: Otomobiller galon başına daha fazla mil kat eder, evler ve ticari binalar daha iyi yalıtılırdı. Bundan da önemlisi, sanayi üretimi verimliliğinde gelişmeler daha yüksek seviyelere ulaşırdı. Elektrik üretiminde, petrolden doğalgaza yönelim daha çabuk hayata geçirilirdi. Sonuç itibarıyla, ABD 1979–1980 yılları arasında ithalata daha az bağımlı olurdu ve İran ve Irak üretimine tepki olarak fiyat artışı önemli ölçüde daha düşük seviyelerde kalırdı.  
 
OPEC Fiyatları kontrol etmekte başarısız
 
OPEC ise hampetrol fiyatlarını kontrol etmekte nadiren etkili olabildi. Sıklıkla bir kartel olarak tanımlanan OPEC, bu tanıma tam olarak uymuyor. Bir kartelin başlıca şartlarından biri üye kotalarını zorunlu kılabilecek mekanizmadır. Yaşlı bir Teksaslı petrolcünün sorusu manidar: OPEC ile Teksas Karayolu Komisyonu arasında ne fark var? Cevabı: OPEC’in Teksaslı atlı polisleri yok!.. Teksas Karayolu Komisyonu, fiyatları kontrol edebilirdi zira eyalet, üreticiler üzerinde kesintiler uygulayabiliyordu. OPEC’te uygulanabilen tek mekanizma Suudi arabistan’ın yedek kapasitesiydi ve bu güç, bir bütün olarak örgütün elinde değil, sadece tek bir üyenin elinde bulunuyordu. Kendi geliri üzerindeki düşük fiyatların etkisini giderebilecek ölçüde üretimi artırabilecek yedek kapasite ile, Suudi Arabistan fiyatları etkileyebilmeyi, yeterli şekilde üretimi artırma kozunu kullanarak başarabilirdi. Gerçekte, bu bile OPEC’in hedefleri Suudi Arabistan’ınkilerle çakışmadan bir OPEC uygulama mekanizması olamazdı. Fiyatların büyük bir hızla arttığı 1979-1980 döneminde, Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ahmed Yamani, diğer OPEC üyelerini müteaddit defalar uyararak yüksek fiyatların talepte bir düşüşe yol açacağını ifade etti. Ne var ki, yaptığı uyarılar dikkate alınmadı. Yükselen fiyatlar, tüketiciler arasında çeşitli reaksiyonlara yol açtı: Yeni inşa edilen konutlarda daha iyi yalıtım, çok sayıda eski evde daha iyi yalıtım, sanayi süreçlerinde daha fazla enerji verimliliği ve daha yüksek verimliliğe sahip otomobiller… Küresel bir durgunlukla birlikte, tüm bu faktörler talepte bir düşüşe yol açtı, bu da hampetrol fiyatlarının yeniden düşüş trendine girmesine neden oldu. Küresel durgunluk sadece OPEC için geçerli değildi. Kimse evlerinden yalıtımı dönüştürmek ya da enerji verimli ekipman ile değiştirmek gibi bir çaba içerisine girmedi. Sanayide de 10 yılın sonundaki petrol fiyatı artışına gösterilen tepkinin büyük bir kısmı geçici oldu. Artan petrol tüketimi ile birlikte fiyat oynamalarına tepki sınırlı kaldı. 1970’lerin sonunda geçerli olan yüksek fiyatlar OPEC dışında artan keşif/sondaj  çalışmaları, yeni üretim alanlarınn devreye alınmasıyla sonuçlandı. 1980 ile 1986 arası OPEC dışı üretim günlük 6 milyon varil artış gösterdi. Bu dönemdeki düşük petrol fiyatlarına rağmen, süreç 1970’lerde yapılan yeni keşiflerle devam edildi.
 
Suudi Arabistan etkisi
 
OPEC; örgüt dışından düşük talep ve yüksek üretim ile karşılaştı. 1982-1985 arasında, OPEC fiyatları istikrar altına almak için üretim kotaları uygulamayı denedi. Bu gayretler defalarca başarısızlıkla sonuçlandı ve çok sayıda OPEC üyesi kotalarının ötesinde üretim yaptı. Bu dönemin büyük bir kısmında, Suudi Arabistan fiyatlardaki serbest düşüşü engellemek üzere üretimini kesme yönünde bir davranış sergiledi. Ancak, Ağustos 1985’te Suudiler bu rolü üstlenmekten yoruldu. Hampetrolde fiyatı spot piyasaya bağladılar ve 1986 başında üretimi günde 2 milyon varilden 5 milyon varile yükselttiler. Hampetrol fiyatları 1986 yılının ortasında varil başına 10 doların altına doğru sert bir düşüş yaşadı. Fiyatlardaki bu düşüşe rağmen Suudi gelirleri düşük fiyatları telafi eden yüksek hacimlerle aynı seviyede kaldı. Aralık 1986’da yapılan bir OPEC fiyat düzenlemesi ile varil fiyatı 18 dolar olarak  hedeflenmekle beraber, 1987 Ocak ayında fiyatlar çöktü ve zayıf olarak seyretti.
 
Irak’ın Kuveyt’i işgali
 
1990 yılında hampetrol fiyatı düşük üretim neticesinde yükseldi, Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ve Körfez Savaşı ile birlikte belirsizlik oluştu. Dünyanın en büyük petrol üreticisine, Suudi Arabistan’a olan bu yakınlık reaksiyonun şekillenmesine yardımcı oldu. Ardından fiyat döngüsü tersine döndü. ABD ekonomisi güçlüydü, Asya-Pasifik Havzası büyüme trendindeydi. 19901997 arasında dünya petrol tüketimi günde 6.2 milyon varil arttı. Asya’nın yüksek talebi devam ediyordu, bu etkenler 1997’ye kadar uzanan bir fiyat toparlanmasına katkı sağladı. Rusya’nın düşen petrol üretimi fiyatların toparlanmasında bir diğer etken oldu. 1990- 1996 arasında Rusya’nın üretimi günde 5 milyon varilden daha fazla düştü. OPEC; fiyatları kontrol konusunda bazı başarılar elde etmesine rağmen çok fazla sorun da yaşadı. Kota değişikliklerinin yapılmasında zamanlama hataları yapıldı ve üye ülkeler arasında üretim disiplinin sağlanması konusunda da her zamanki sorunlar devam ediyordu. Fiyat artışları 1997’de ve 1998’de Asya’daki ekonomik kriz OPEC tarafından küçümsendiğinde hızlı bir sona ulaştı. Aralık 1997’de, OPEC kotasını günde 25 milyon varilden (yüzde 10) artırarak 27.5 milyon varile yükseltti ve bu uygulama 1 Ocak 1998’de yürürlüğe girdi. Asya ekonomilerindeki hızlı büyüme durdu. 1998 yılında, Asya-Pasifik petrol tüketimi 1982’den beri ilk defa durdu. Düşük tüketim ve yüksek OPEC üretim, fiyatları aşağı yönlü bir sarmala doğru itti. Buna cevaben, OPEC Nisan ayında kotaları günlük 1.25 milyon varil düşürdü ve Temmuz ayında da 1.33 milyon varillik bir başka düşüş uyguladı. Fiyat düşüşü Aralık 1998’e kadar devam etti. Fiyatlar 1999’un başlarında toparlanmaya başladı. Nisan ayında OPEC üretimi  bir kez daha düşürerek. 719 milyon varil azalttı. Her zamanki gibi, sadece tüm kotalar incelenmedi, aynı zamanda 1998 in başı ile 1999’un oraları arasında OPEC üretimi günde yaklaşık 3 milyon varil azaldı. Bu düşüşler fiyatları varil başına 25 dolar yükseltmek için yeterliydi. Büyüyen ABD ve dünya ekonomileri ile, fiyat 2000 Nisan ve Ekim arasında, 1981 öncesi en yüksek seviyesine ulaşana kadar yükselmeye devam etti, üç ardı ardına OPEC kota artışı; toplam günlük 3.2 milyon varil, fiyatları yükseltmeye yetmedi: Fiyatlar sonunda düşmeye başladı bu arada 1 Kasım 2000 tarihinde 500,000 varillik bir kota artışı yapıldı.