Dolar 32,3367
Euro 35,1626
Altın 2.244,08
BİST 8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 13°C
Az Bulutlu
Ankara
13°C
Az Bulutlu
Çar 7°C
Per 6°C
Cum 7°C
Cts 10°C

BAŞBAKANDAN UZMAN JANDARMALARA MÜJDE!

BAŞBAKANDAN UZMAN JANDARMALARA MÜJDE!
18 Haziran 2018 20:09
425

Başbakan Yıldırım’dan önemli açıklamalar

Başbakan Binali Yıldırım, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sabuncubeli Tünelleri’nin açılış töreninden sonra programa katılan Yıldırım, “Kandil operasyonunun nihai hedefinin PKK terör örgütünü Türkiye’ye bir daha zarar vermeyecek şekilde tamamen etkisiz hale getirmek olduğunu belirterek, “Bizim başkalarının topraklarında herhangi bir gözümüz yok. Bizim amacımız sınırlarımız dışında ülkemizi taciz eden, insanlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden terör örgütünü yok etmek.” dedi.

 

Sabuncubeli Tünelleri’nin açılışının ardından vatandaşlarla iftar  yapan BaşbakanYıldırım, kendisinin kullandığı 1957 model Playmouth Savoy marka  gümüş rengi klasik otomobille Habertürk Televizyonunda yayınlanan “Türkiye’nin  Nabzı” programına katılmak üzere tünelden geçti.  Programdan önce tünelle ilgili açıklama yapan Yıldırım, “”Bazıları orada burada iş  yapamazlar, yapılan işlere de karşı çıkarlar ya tüneli görüyorlar artık yapılmış,  yapılacak bir şey yok. Bunu gözden kaçırmanın imkanı yok. Bu sefer de diyorlar ki  paralı olacakmış. Paralı değil, bedava. Gidiş de geliş de bedava olacak.” dedi.

Program sunucusunun sorusu üzerine tünelin çok güzel olduğunu,  kullandığı aracın da çok nostaljik olduğunu kaydeden Yıldırım, “(Araba  kullanmayı) çok severim ama fırsatım olmuyor.” dedi. Başbakan Yıldırım, İstanbul’da Marmaray ve metroyu kullandığının  hatırlatılması üzerine İstanbul’da ikisini kullanarak iş adamı Erdoğan Demirören’in cenazesine gittiğini kaydetti. Bulundukları yerin Manisa ve İzmir’in buluştuğu meşhur Sabuncubeli  mevkisi olduğunu aktaran Yıldırım, Evliya Çelebi’nin 300 yıl evvel Sabuncubeli’ni  “korkunç” olarak nitelendirdiğine işaret etti.

KANDİL’E OPERASYON

Yıldırım, Kandil operasyonunun startının mart ayında verildiğinin  hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: “Operasyonun nihai hedefi PKK terör örgütünü ülkemize bir daha zarar  vermeyecek şekilde tamamen etkisiz hale getirmek. Bizim başkalarının  topraklarında herhangi bir gözümüz yok.  Bizim amacımız sınırlarımız dışında  ülkemizi taciz eden, insanlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden terör  örgütünü yok etmek. Bunu yurt içinde büyük oranda başardık. Ancak yurt dışından  özellikle kuzey bölgesinden, kısmen İran’dan sızmalar oluyor. Bunları da bu  operasyonla mahallinde, bulunduğu yerde etkisiz hale getirmeyi hedefliyoruz.” Türkiye sınırlarının güneyinde gerek Irak gerekse Suriye’den herhangi  bir tehdit olduğu sürece Türkiye’nin varlığının orada olacağını vurgulayan  Yıldırım, “Bütün terör unsurları ortadan kaldırıldığı zaman her şey normale  döndüğü zaman, bizim oralarda beklememizin bir anlamı yok. Biz başından beri  Suriye’nin de Irak’ın da toprak bütünlüğüne bağlıyız ve orada siyasi otoritenin,  devlet otoritesinin tam anlamıyla tesis edilmesiyle bizim işlerimiz de  kolaylaşacak. Yoksa biz oralarda neden bulunalım? Her yönden bizim için sıkıntı.  Askerlerimiz orada, maliyeti var, bir sürü unsur var.” diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, Sincar’da da Fırat’ın doğusunda, Kuzey Irak  bölgelerinde de yapılanmaların olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti: “Şu anda anda sıcak takip, yakın tehdit Kuzey Irak sınırlarında. Orada  faaliyet yapıyor silahlı kuvvetlerimiz ama Fırat’ın doğusunda aynı şekilde yakın  tehdit ortaya çıkarsa orada da her türlü tedbiri alma hakkımız saklı. Sincar’a  daha önce hava harekatı yaptık. Şimdi de tabii orada ABD unsurları var, orada  karmaşık bir yapı var. Öncelikle diplomasi ile muhataplarımızla meseleyi çözmeyi  deneyeceğiz ama bu mümkün olmazsa tabi başka opsiyonlar da elimizde duruyor.”

“O MECBURİYET ORTADAN KALKTI”

ABD’nin Türkiye’ye sözü olduğunu kaydeden Yıldırım, “Biz PYD ve YPG  ile birlikte hareket etmemizin amacı bu bir tercihimiz değil, bu bir mecburiyet,  DEAŞ’ı yok etmek istiyoruz.’ DEAŞ şimdi yok oldu, gündemde değil, büyük oranda  yok oldu Suriye’de ve Irak’ta DEAŞ söndü. O mecburiyet de ortadan kalktı. Şimdi  yapılması gereken söz verildiği gibi, o silahların toplanıp, onların tamamen  lağvedilip bu örgütün ve oradaki insanların üzerinde baskının kalkması lazım.  Türkiye’ye olan tehdidin de sona ermesi lazım. Bizim duruşumuz burada çok net.”  dedi.

Başbakan Yıldırım, ülkeler arasındaki ilişkilerin de sadece güvenle  yürümeyeceğini ifade ederek, şunları söyledi: “ABD’nin geçmişteki sözlerine bakarsak, güven bunalımı olduğu aşikar.  En son Münbiç operasyonuyla bunu bir ölçüde düzeltme fırsatı oldu. Fırat’ın  doğusuna bunlar geçti de her şey halloldu diye bir şey yok. Fırat’ın doğusu  batısı fark etmez. Yani orada ağır silahlarla donatılmış bir terör örgütü var  olduğu müddetçe bu bizim ülkemiz için öncelikli bir tehdittir. Bunu görmezden  gelemeyiz ve mutlaka oradaki terör unsurları lağvedilmelidir, silahları  ellerinden alınmalıdır. Bunu yapacak olan da ABD’dir. ABD yaptı yaptı, yapmadı  biz her zaman kendi güvenliğimizi, insanımızın can ve mal güvenliğini korumak  için gereğini yaparız. Bu bizim uluslararası hukuktan doğan da bir hakkımız aynı  zamanda.”

FETÖ İLE MÜCADELE

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çok büyük bir darbe  yediğini kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti: “Şu anda örgüt elemanları yargılanıyorlar. kimisi hüküm giydi,  kimisinin yargılama süreci devam ediyor, kimisi tutuklu. Örgütü ayakta tutmak,  onları ümit üzerinde tutmak için sürekli Pensilvanya’dan, oradan buradan çeşitli  mesajlar, talimatlar geliyor. Çıkmaz ayın son çarşambası, filanca gün, falanca  saat… Birtakım hurafelerle örgütü canlı tutup, tekrar bir onlara kurtuluş ümidi  aşılamaya çalışıyorlar. Olay bu. Bir darbe hazırlıkları olduğu kanaatinde değilim  ama biz ‘böyledir’ diye tamamen de rehavet halinde değiliz. 15 Temmuz ve  öncesinden çok acı tecrübelerimiz var. Bu anlamda her türlü tedbiri elden  bırakmıyoruz, 7-24, her zaman, nerede ne gibi hareketlenme var, olabilir buna  bakıyoruz. Örgütün tamamen kamudan, kolluktan, askerden, polisten, yargıdan  arınması kolay bir iş değil. Çok titiz çalışma gerektiriyor. Büyük oranda bu  yapıldı ama örgüt maalesef sizin koyduğunuz kriterlerin dışında yeni bir şey  geliştiriyor, boş durmuyorlar ki. Bir bakıyorsunuz başka bir kılıkla başka bir  formatla karşınıza çıkabiliyorlar. O bakımdan o mücadelenin zorluğundan  bahsediyorum ama şu anda biz hükümet olarak kolluk olarak olaya hakimiz, yapılmak  istenen şey mensuplarını diri tutmak, onun dışında yapacakları fazla bir şey yok.  Türk yargısına hesap vermeye devam edecekler.”

Başbakan Binali Yıldırım, Cumhur İttifakı’na ilişkin  “Yolumuza devam ediyoruz. Biz sahada bu ittifakın ruhunu zedeleyecek bir olayla  karşılaşmadık. Gittiğimiz her yerde MHP’nin il başkanı da geliyor, belediye  başkanı varsa geliyor, milletvekili de geliyor. Biz bugüne kadar herhangi bir  sıkıntı yaşamadık.” dedi.

“Terör örgütlerinin 24 Haziran seçimlerini provoke etmeye yönelik  eylemleri olabilir mi?” sorusunu cevaplayan Yıldırım, “Bunlar her zaman  beklenebilir ama istihbarat örgütlerimiz çok iyi bir koordinasyonla çalışıyor.  Birçok olay önceden tespit ediliyor, engelleniyor. Tedbiri elden bırakmıyoruz.  Daha ziyade toplumun moralini bozmaya yönelik birtakım çalışmaların yapıldığı  yönünde bilgiler geliyor, bir kısmı boş çıkıyor, bir kısmı ciddiye alınıyor ve  önceden yapılan operasyonlarla ortadan kaldırılıyor.” diye konuştu. FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin farklı bir mücadelenin söz konusu olup  olmadığını da değerlendiren Yıldırım, eldeki bilgi, bulgu ve sanık ifadelerine  dayanarak gerekli işlemlerin yapıldığına işaret etti.

Başbakan Yıldırım şöyle devam etti: “Biz partimizde yaptık, başka partiler onların bileceği iş. İş bu  noktada yargıya intikal ettiği için ister siyasi, ister bürokrasi ayağı, ister  yargı ayağı, polis ayağı olsun bunları ortaya çıkaracak bundan sonra yargıdır.  Onun işi onun alanıdır. Bizim yapacağımız sadece yargıya destek vermek, yardımcı  olmak, istedikleri bilgi, belge, alınması gereken karar varsa onları yerine  getirmek olacaktır.” Yıldırım, suikast iddialarına ilişkin olayların detaylarına girmenin  nazik bir dönemde doğru olmadığını ifade etti.

BÜLENT ARINÇ AÇIKLAMALARI

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın FETÖ’ye ilişkin açıklamalarını  değerlendiren Yıldırım, şunları kaydetti: “Bunların (FETÖ) örgüt olarak ilk piyasaya çıkışları, kendilerini  belli etmeleri bu MİT tırlarıyla başladı. Hatta Milli İstihbarat Teşkilatı  Başkanını sorguya almaya, gözaltı yapmaya çalışmalarıyla yavaş yavaş işin rengi  belli oldu ama asıl 17-25 Aralık’tır. 17-25 Aralık’ta bizatihi örgüt kendini  ortaya koydu, yargı kanalıyla hükümeti devirmeye kalktılar. Onun görüşü kendine  ait. Ama biz olayı yaşayan konumundayız. Detayları bilen konumundayız. Sonra  kimseyi sayın Arınç’ı 15 Temmuz’dan sorumlu filan tutmuyor. Öyle bir şey nereden  çıktı onu da anlamadım.17-25 bizim için önemli bir tarihtir. Örgütün kendini  açığa çıkarması ve ‘Hükümetin karşısına ben de varım, bu millet iradesini senin  elinden alacağım.’ demesidir. Bu tamamen milli iradeye, seçilmiş hükümete,  yasalara aykırı bir tutumdur. Örgütün gereği de yapılmıştır. Orada yapılanlar  17-25 Aralık’ta esnasında biz siyasi irade olarak gereken adımları gecikmeksizin  attık ve işin içindekilere yapılması gereken işlemleri yaptık.”

İTTİFAKIN TEMELLERİ 15 TEMMUZ’DAN SONRA ATILDI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin fitne uyarısı ve Cumhur  İttifakı’nda tartışmalar olup olmadığı yönündeki soru üzerine Yıldırım, “O tedbir  olarak söylenmesi gereken bir şey. Münferit şeyler de olabilir. Onları genele  şamil yapmak, genele yaymak doğru olmaz. Siyasette aynı parti içinde de insanlar  birbirleriyle bazen rekabete gidebilir. Cumhur İttifakı iyi gidiyor, sıkıntımız  yok. Cumhur İttifakı’nın özü, başlangıcı esasında 2016 Ekim’dir. Sayın  Bahçeli’nin, ‘Siyasetteki tıkanıklık, yani bu sistem bu iki başlı sistem  yürümüyor, bunun bir şekilde fili durumun anayasal hale getirilmesi gerekir.’  diyerek başlattığı süreçtir. İttifakın temelleri 15 Temmuz’dan sonra atıldı.  Yenikapı ruhu, anayasa değişikliği, halk oylaması ile ittifak devam etti.  Yolumuza devam ediyoruz. Biz sahada bu ittifakın ruhunu zedeleyecek bir olayla  karşılaşmadık. Gittiğimiz her yerde MHP’nin il başkanı da geliyor, belediye  başkanı varsa geliyor, milletvekili de geliyor. Bugüne kadar biz herhangi bir  sıkıntı yaşamadık.” ifadelerini kullandı.

“İTTİFAKIN RUHUNA UYGUN BİR KADRO GÖREBİLİRİZ”

Binali Yıldırım, “Seçimden sonra ittifaktan vazgeçilecek.” diye bir  düşüncelerinin olmadığına işaret etti. Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul  Türkeş’in “İttifak sürmez kanaatindeyim.” açıklaması yaptığının ifade edilmesi  üzerine Yıldırım, “Tuğrul Bey ile görüşmedim. İttifakın seçimden sonra dağılacağı  görüşüne ben katılmıyorum. MHP tüzel kişiliğini muhafaza edecek, zaten o şartla  kendi amblemiyle seçime giriyor. Biz kendi amblemimizle giriyoruz. Onlar bizim  listemizde, biz onların listesinde değiliz. Sadece BBP bizim listelerimizden  giriyor. Yani Tuğrul Bey şunu ifade etmiş olabilir. Ülkücü taban iktidarda olmak,  iktidarda gözükmek ister. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın oluşturacağı yönetim  kademelerinde mutlaka arzu edilirse bunlar karşılıklı rızayla olacak. Mutlaka  ittifakın ruhuna uygun bir kadro görebiliriz.” şeklinde konuştu.

“İttifakın sıhhati AK Parti’nin 320 ve üstü vekil alıp almamasına göre  değişir mi, 280 vekil alırsanız tırnak içinde bir nevi zaruri bir 5 yıllık  ittifak gibi sonuç doğar mı?” sorusunu cevaplayan Yıldırım, “Bence hiç bu olmamış  şeyler üzerinden sonuç üretmenin bir anlamı yok. Görelim, niye 330 değil, 360  değil de 280 olsun? Yani yüksek tutalım.” diye konuştu.  “HDP barajı geçerse üstünlük muhalefete geçer” değerlendirilmesinin  hatırlatılması üzerine de “Geçsinler, geçmesinler, ne yaparsa yapsınlar. Biz ne  yapacağımızı biliyoruz, biz milletimize güveniyoruz.” yanıtını veren Başbakan  Yıldırım, seçimde iyi bir sonuç alacaklarına inandıklarını kaydetti.

Yıldırım, sahanın da kendilerine “durmak yok, yola devam”, “istikrar  ve güven bu ülke için vazgeçilmez”, “terörü yok etmek bu ülkenin beka sorunudur”  dediğini belirterek, “Onun için mutlaka güçlü iktidara ihtiyaç var.” ifadelerini  kullandı.

“BİZİM GÜNDEMİMİZDE AF YOK”

Başbakan Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerisiyle  gündeme gelen af meselesinin “Cumhur İttifakı’nda çatlak var” olarak  yorumlandığının ifade edilmesi üzerine şunları söyledi: “Hayır. Her konuda aynı fikirde olmamızı kimse beklemesin. Biz bir  ittifak kurduk, partilerimizi birleştirmedik. Onun için farklı görüşte olmasını  olgunlukla karşılıyoruz ama katılmıyoruz. Bizim gündemimizde af yok.” Sosyal medyada AK Parti mitinglerinin eski havasında olmadığı yönünde  değerlendirmelere ilişkin Yıldırım, gözle görülür bir zayıflık görmediğini  anlattı. Başbakan Yıldırım, ramazanın şartlarının zor olduğunu, insanların oruç  tuttuğunu dile getirerek, “Mutlaka bir zorluğu var ama ona rağmen heyecanlı bir  topluluk görüyorum. Coşku görüyorum. Oruç ağzıyla güneşin alnında saatlerce  kimseyi zorla tutamazsınız. Bir heyecan, hareket var. Dolayısıyla ramazan  şartlarına rağmen oldukça iyi görüyorum. Bugün Uşak’taydık. Gayet güzeldi.” diye  konuştu.

Yıldırım, muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Denizli mitinginde  İzmir’in Ödemiş ilçesinden gidenlerin olmasını “AK Parti seçim meydanlarında  halkı oradan oraya taşıyor” diye eleştirmesiyle ilgili soruya da Ödemiş’le  Denizli’nin birbirine çok yakın yerler olduğu cevabını verdi. Bazı insanların  merak ettiğini, Cumhurbaşkanı’nı izlemeye gidenlerin ayıplanamayacağını dile  getiren Yıldırım, şöyle devam etti: “Muhalefetin derdi, ne boşluk bulurum nereyi nasıl istismar ederim,  derdi o. Mitingde Ordu’da ‘efendim Başbakan boş meydana konuşuyor’ diyor. Daha  ben meydana gitmemişim, miting saati gelmemiş. İnsanlar yavaş yavaş gelmeye  başlıyor. Meydanı çekiyor, benim fotoğrafımı da oraya monte ediyor. Algı  operasyonu yapıyorlar. Ne yaparsa yapsınlar, milletle bizim aramızdaki sevgi  bağını koparamazlar.”

Başbakan Yıldırım vaatlerinin birçoğunu gerçekleştirdiklerini  anlatarak, “Biz şimdi meydanlarda konuşurken, bugün ondan bahsettim, diğer  partilerin cumhurbaşkanı adayları çıkıyorlar ya ne vaat etsek diyorlar,  niyetleniyorlar, ‘ya bunu yapmışlar’ diyor. ‘Bunu söylemeyelim’. Başka bir şeyi  söylemeye kalkıyor, onu da yapmışlar.” ifadelerini kullandı.Muhalefetin “asgari ücreti biz söyledik, iktidar yaptı” ifadesinin  hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Onların yapma şansı yok, tabii iktidar  yapacak.” dedi.

“350’DEN FAZLA TÜNEL YAPTIK”

Yıldırım, bakanlığı döneminde temeli atılan Sabuncubeli tünellerinin  açılışını yapmasının nasıl bir duygu olduğunun sorulması üzerine, şunları  söyledi: “Bu çok güzel bir şey, kendi elinizle ektiğiniz bir mahsül yetişince,  olgunlaşınca gelip biçiyorsunuz, topluyorsunuz. Burada temel atarken bir küçük  taş parçasını kırmak için 10 dakika uğraştık. 4 kilometreden iki tünel var  burada. Bunu belki küçük görüyor bazıları ama Türkiye 3 bin metrelik iki tüp Bolu  Tünelini 30 yılda zor yaptı. AK Parti iktidarında biz 400 kilometreye yakın tünel  yaptık. Bir o kadar da devam eden tünel var. 350’den fazla tünel yaptık. Şimdi  çarşamba günü Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin en uzun tünellerini açıyor, iki çarpı  14, 28 kilometre. Girdiğin zaman 12-13 dakikada zor çıkıyorsun, 90 kilometre ile  gittiğinizde. Türkiye nerede nereye geldi. Hizmetlere o kadar çok alıştı ki  insanlar. Biri bitmeden biri geliyor, dolayısıyla bunlar ufak iş falan demeye  başlanıyor.”

 “Siz de dediniz ya Türkiye Cumhuriyetinin son Başbakanısınız. Kendi  ellerinizle zamanında oy istediniz.” ifadesi üzerine Başbakan Yıldırım “Bundan da  çok mutluyum.” dedi. “Bakanlık, Başbakanlıktan sonra milletvekili adayısınız. Milletvekili  olmaya hazır mısınız, bu kadar icradan sonra?” sorusuna da Yıldırım, şu yanıtı  verdi:  “Ben başından beri milletvekiliyim. 7 Haziran-1 Kasım arasını  saymazsak hep milletvekili olarak parlamentoda oldum ama milletvekilliği görevimi  yapma fırsatım olmadı. Biz seçilecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin işlerini  kolaylaştıracak çalışmalar yapacağız, boş durmayacağız. Meclis destek verirse  icra çok daha güzel, çok daha hızlı çalışır. Yaptık işte yapacağımız kadar, 16  yıldır dağ bayır, gece gündüz koşturuyoruz Cumhurbaşkanımızla.”

“HİÇBİR ŞEYE TALİP OLMAM”

Başbakan Yıldırım, meclis başkanlığına talip olup olmayacağı yönündeki  soruya da “Ben hiç bir şeye talip olmam.” dedi.  “Olursa evet der misiniz?” şeklindeki sorusu üzerine de Yıldırım,  “Önümüzde 12 gün var. Bunları düşünecek zaman değil. Son dakikaya kadar, son  saniyeye kadar var gücümüzle erişebildiğimiz kadar vatandaşımıza erişip bu  ülkenin geleceğini anlatıyoruz. Bu ülkenin ne kadar büyük tehditlerle karşı  karşıya kaldığını anlatıyoruz. Allah aşkına, soruyorum diğer adayların terörle  ilgili projeleri ne? Hiç duydunuz mu? Terörle nasıl mücadele edecekler? PKK ile  FETO ile diğer terör örgütleriyle nasıl mücadele edecekler?” diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım, “Selahattin Demirtaş sıradan  bir insan değil. Terör örgütüne açık destek veren birisi. 6-7 Ekim olaylarında  bunu yaptı hatırlayın. PKK’nın cenazesine gidildi diye savcılık soruşturma  başlattı. Görüşünü sordular, ‘Asıl o cenazeye gitmeyenlere ben hesap sorarım.’  dedi. Böyle bir yapıyı ziyaret etmek ne anlama geliyor, ben bunu hem CHP  seçmenlerinin hem de aziz milletimizin takdirine bırakıyorum.” dedi.

Saadet Partisinin cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu’nun  Selahattin Demirtaş ile ilgili açıklamalarının sorulması üzerine Yıldırım,  “Herkes kendi işine baksın. O kadar merhametliyse gitsin yanında otursun beraber,  yorulmaz da. Kampanya yaparlar birbiriyle, şenlik olur. Öyle bir şey olabilir  mi?” diye konuştu. Yıldırım, Saadet Partisi seçmeninin CHP’nin olduğu bir ittifakta oy  kullanırken zorlanacağını düşündüğünü dile getirdi. 6-7 Ekim olaylarında hayatını kaybeden insanların kanının Demirtaş’ın  üzerine sıçradığını, bunun tartışılacak bir konu olmadığını vurgulayan Yıldırım,  şöyle konuştu:

“Ben bunların (Millet İttifakı) söylemlerinde bugüne kadar böyle bir  şey yani terörle ilgili kararlı bir söylemlerine rastlamadım. Dolayısıyla bu beni  endişeye düşürüyor. Selahattin Demirtaş’ı ilk işi ziyaret etmesi aslında bir şeyi  ifade ediyor. Selahattin Demirtaş sıradan bir insan değil. Terör örgütüne açık  destek veren birisi. 6-7 Ekim olaylarında bunu yaptı, hatırlayın. PKK’nın  cenazesine gidildi diye savcılık soruşturma başlattı. Görüşünü sordular, ‘Asıl o  cenazeye gitmeyenlere ben hesap sorarım.’ dedi. Böyle bir yapıyı ziyaret etmek ne  anlama geliyor, ben bunu hem CHP seçmenlerinin hem de aziz milletimizin takdirine  bırakıyorum.”

“YAZ YORGUNLUĞU GİBİYDİ, GELDİ GEÇTİ”

Gece gündüz demeden çalıştıklarını ifade eden Yıldırım, ilk gün  nasılsa şimdi de aynı olduklarını söyledi. Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: “Bizde değişen yok. Kayı köyünden Topal Dursun’un, Bahar Hanım’ın oğlu  çıkmış, okumuş gelmiş memleketine. Önemli sorumluluk almış, o sorumluluğun  gereğini yapıyor. Hiçbir zaman hangi sıfatta, hangi sorumlulukta olursam olayım  bu gerçeği asla unutmadım. Ben 81 milyon vatandaşımız içerisinde bir kişiyim.  Onlardan ne bir fazlam, ne de bir eksiğim var. Bu makamlar, mevkiler bizim  kimyamızı bozamaz, değiştiremez. Güç zehirlenmesi demek çok ileri bir iddia olur.  Bizim partimizde bu sıfatı hak edecek bir arkadaşımız olduğunu düşünmüyorum.  Metal yorgunluk ise başka bir şey. Bazı şeylerde artık döngü oluşabiliyor. Bunlar  doğal. Yeni seçim, yeni kongre heyecanıyla bunları da tamamen ortadan kaldırdık.  Yaz yorgunluğu gibiydi, geldi geçti.”

Gündemi muhalefetin belirlediğine dair değerlendirme ve iddiaların  bulunduğunun ifade edilmesi üzerine Yıldırım, bunun doğru olmadığını söyledi. Bugün gündemin Sabuncubeli Tüneli olduğunu dile getiren Yıldırım,  “Bizim boş işlere ayıracak vaktimiz yok. Gün boyunca diğer adayların abuk sabuk,  uçuk kaçık sözlerine cevap yetiştirecek halimiz yok. Biz işimize bakıyoruz.  Açılışlara bile vaktimiz olmuyor.” diye konuştu.

“MUHARREM İNCE NEDEN GOCUNUYOR ANLAMIYORUM”

Kıraathane tartışmasının hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım,  konunun çarpıtıldığını belirtti. Bunun uygulayıcısının belediyeler olduğunu dile getiren Yıldırım,  “Burada gençler kitap okuyor, araştırma yapıyor, bir araya gelip sohbet  ediyorlar. Bu arada boş zamanlarında vakit geçiriyorlar. Sanki kıraathane ‘İş  yapmasınlar.’ gibi sabahtan akşama kadar otursunlar… Çarpıtıyor, tamamen  polemik. Oradan aklı sıra verimli alan bulduğunu zannediyor. Kıraathane ile kahve  ayrı şey. Kıraathane okuma yeridir. Bunun ne zararı var? Muharrem İnce neden  gocunuyor anlamıyorum. Yani bir yandan eğitimden bahsedeceksin, ‘Genç nesli  geleceğe hazırlayacağım.’ diyeceksin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır  medeniyetler seviyesini hedef göstereceksin. Bir yandan da bu kadar insani,  kültürel bir işi böyle karikatürize edeceksin. Bu tamamen işi çarpıtmadır.”  değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, AK Parti’nin her ferdinin dağ gibi sorunları dağ gibi  eserlere dönüştürerek bu günlere geldiğini ve problemleri de torunlara havale  etmediklerini söyledi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin kendisini “halkın  içinden biri gibi göstermeye çalıştığını” ifade eden Yıldırım, “Ama genel başkan  adaylığı zamanında kırıp dökmediği kimse kalmadı. Yapay hareketlerle milletin  gönlüne girmek kolay değil. Milletin gönlüne girmek özverili çalışma ister.”  şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin ilk çeyrekte 7,4 büyüme gerçekleştirdiğinin  hatırlatılması ve Türkiye üretim ekonomisine geçebilecek mi” sorusu üzerine  Yıldırım, Türkiye’nin üretim ekonomisinde olmaması durumunda bu büyümenin  gerçekleştirilemeyeceğini söyledi. Yıldırım, 2017 yılı büyümenin hayali bir  büyüme olmadığını anlatarak, 2002 yılında 7 bin traktör satılırken 2017 yılında  73 bin traktörün satıldığını ifade etti. İnsanların bu traktörü üretim için aldıklarına dikkati çeken Yıldırım,  şöyle devam etti:  “Büyüme zaten üretime dayalı bir büyüme, bir problem yok. Kamu  harcamaları da var, inşaat sektörü de var, turizm de var ama neticede bir büyüme  var. Bu büyümenin şu olacaktan bu olacaktan ziyade büyümenin istikrarlı ve  sürdürülebilir olması lazım. Yani bir 8 olup bir 4 olmasın. 5,5 ve üzerinde bir  büyüme Türkiye için hedeflerine tutturmaya yeter bir büyümedir. 1924’ten 2002’ye  kadar Türkiye ortalama yüzde 4,7 büyüme yapmış. AK Parti iktidarında 2003’ten  2017’ye kadar da 5,7 büyümüş. 1 puan fark var. 1 puandan ne olacak demeyin. Eğer  1924’ten beri üst üste 5,7 büyüseydi Türkiye, bugünkü olduğundan 2,6 kat daha  fazla büyümüş olacaktı. Fransa’dan sonra dünyanın 7’inci büyük ekonomisi  olacaktı. Onun için büyüme vazgeçilmez, reel ekonomi vazgeçilmez, istihdam  vazgeçilmez, üretim vazgeçilmez tabi millileştirme yerlileştirmeyle ithalatı  aşağı çekmek, ihracatı arttırmak, Türkiye’nin kurtuluşu buradan geçiyor.  Yenilikçi teknolojilere de daha çok kafa yormamız lazım, sanayi 4.0 sanal  gerçekliğe, robot teknolojilerine, bilişim teknolojine yani akıl terine daha çok  yatırım yapmamız lazım.”

 

“JANDARMALARIN İNTİBAK SORUNUNU DÜZELTECEĞİZ”

 

Başbakan Yıldırım, jandarmaların ilk memuriyetine başlangıcında  intibakla ilgili bir sorunlarının olduğunu bunu düzelteceklerini söyledi. “Öğretmen, din görevlileri ve polislere 3600 ek gösterge verileceğini  söylediniz. Uzman jandarmalar da bu konuda sizden 3600 ek gösterge bekliyorlar.  Bu konuda bir müjde istiyorlar sizden” sorusu üzerine Başbakan Yıldırım şunları  kaydetti:

“Jandarmaların ilk memuriyet başlangıcında intibaklarıyla ilgili bir  sorun var onu düzelteceğiz. 9’un 1’inden başlıyorlardı iki yıllıklar 9’un 3’ünden  başlayacaklar. Dört yıllıklar 9’un 3’ünden başlıyorlardı 8’in 1’inden memuriyete  başlayacaklar. Bu bir adımdır bu bir iyileştirmedir. Bunun ötesinde olan  iyileştirmeleri ben burada ayak üstünde söz veremem, çalışılması gerektiğini  düşünüyorum ama ilk memuriyete başlamalarında iyileştirme yapıyoruz bu önemli bir  şey.” Yıldırım, Türkiye’nin geldiği noktanın küçümsenmemesi gerektiğini,  Türkiye’nin son 15 yılda ciddi mesafe kat ederek 3 kat büyüdüğünü anlattı. Uzun süre Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevini  yaptığını anımsatan Yıldırım, Türkiye’nin altyapısının dünyada 39’uncu sıradan  ilk on ülke içerisine girdiğini kaydetti.

Başbakan Yıldırım, vatandaşın yaşam kalitesini arttıran, yaşamlarını  kolaylaştıran hizmetleri gördükçe mutlu olduklarını dile getirerek, “İyi ki  Rabbim fırsat vermiş, milletimiz destek vermiş bu işleri yapmışız, diyorum. Daha  fazlası yapılabilir miydi, yapılabilirdi. Eğer bu vesayetler, dayatmalar,  darbeler olmasaydı zamanı daha etkin kullanabilirdik. Daha fazla mesafe  alabilirdik ama geldiğimiz noktayı küçümsersek haksızlık olur diye düşünüyorum.”  diye konuştu. Yeni seçim sisteminde 50 1’i seçerek çıtayı yükselttiklerini  vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi: “Buna temsili adalet diyoruz. Daha fazla vatandaşın desteğini almak  daha güzel değil mi? 40 ile gelsen, 34’te ‘milletin oylarının üçte biriyle  iktidar oldunuz, öyle olur mu temsilde adalet yok, diğer oylar çöpe gitti’ falan  diyorlardı. Şimdi yüzde 50’den fazlayı alacağız, bu da marifet değil. Yüzde 50  almanızın da yeterli olmadığını düşünüyorum ama şu olması lazım, bundan sonra  iktidara gelen hem hükümette iktidara gelen cumhurbaşkanı icra süresinde  gayrimemnunların sayısını azaltmak gibi bir görevi var. Yani yüzde 50’den  fazlasını aldım geldim, tamam ben alacağımı aldım diyemezsiniz. Geri kalan 49-48  neyse o oranı da aşağıya indirmeniz lazım. Gayrimemnunların oranlarını aşağıya  indirdiğiniz müddetçe halkın desteği çok daha belirgin duruma gelir.”

BEDELLİ ASKERLİK AÇIKLAMASI

“Bedelli askerlik konusu bir muamma mı oldu” şeklinde soru üzerine  Başbakan Yıldırım, “Yok hayır hiç muamma yok. Yeni hükümetin gündemindeki  konulardan birisi bu olacak. Bu bir reform. Bence şartlar oluştu. Ciddi anlamda  birikim var, bunu bedelliyle de çözmek mümkün değil. Bütün boyutlarıyla ele alıp  bu işi mutlaka çözmemiz gerekiyor.” ifadesini kullandı. Yıldırım, seçimlerin ikinci tura kalması ve Kürt seçmenlerin kimi  tercih edeceğine yönelik soru üzerine “Bizi ilgilendiren bir konu değil. Birinci  turda milletin desteğiyle işi bitiririz.” yanıtını verdi.

Güneydoğu’da Türkiye’nin her noktasında var olan partinin AK Parti  olduğunu, diğer partilerin belirli bölgelerde olduğunu dile getiren Yıldırım,  “Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın da temsilcisi biziz. HDP hiçbir şekilde Kürt  vatandaşlarımızı kendi tekelinde göremez. Böyle bir hakkı yok. Hangi yüzle? HDP  teröre tavrını koydu mu bugüne kadar? Terör örgütüne karşı net bir duruş  sergiledi mi? Oradaki hendek olaylarının, çukur olaylarının o kadar tahribatın bu  kadar insanın hayatının yok olmasında HDP’nin taksiratı yok mu? Ağzından hiç ‘PKK  terör örgütüdür, bizim PKK terör örgütüyle alakamız yok’ dediğini duyan var mı?  Ondan sonra bizi dışlıyor. Sen Türkiye’nin birliğini, toprak bütünlüğünü, millet  olarak bir ve beraber olduğunu kabul etmezsen ayrılıkçı politikalar güdersen bir  hayale kapılır gidersen başka bir şey bizden bekleme. Belediyede olanları  gördünüz. Kayyum belediyelerin kaynaklarının nasıl dağa aktarıldığını, o  şehirlerin çamurdan, çukurdan, susuzluktan perişanlıklar içinde ne hale geldiğini  gördünüz. Şimdi gidin bakın Diyarbakır’ı tanıyamacaksınız.” diye konuştu.

“40 TANE EKMEK YEMESİ LAZIM”

Seçimin 24 Haziran’da başarıyla tamamlanacağını ifade eden Yıldırım,  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce’nin performanslarının  karşılaştırılmasının istenmesi üzerine, “Ben hiç takip etmiyorum ki. Fırsat  bulamıyoruz ki. Arada gözümüz ilişiyor.” dedi.

İnce’nin performansının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a  benzetildiği yönündeki söylemlerin olduğunun sorulması üzerine Yıldırım, “Daha 40  tekne ekmek yemesi lazım. Kolay değilki bu iş. Ömrünü vermiş. Mutlaka hırslı,  heyecanlı, istekli buna şüphe yok. Allah işini rastgetirsin.” dedi.

Muhalefetin ‘parlamenter sisteme dönüş yapacağı, seçimi kazanırsa  demokratik parlamenter sistemine geçileceği’ söyleminin hatırlatılması üzerine  Yıldırım, “Eskisi demokratik olmayan sistem miydi? En azından bir mesafe  almışlar. Parlamenter sisteme geçecekleri doğruysa o zaman verdiği vaatler  yanlış. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı o vaatlerin hiçbirini yapamaz. Burada  bir çelişki var. Cumhurbaşkanlığı icra gücü ancak bu sistemde olur. Parlamenter  sistemde cumhurbaşkanı temsilidir. Zaten onların seçim beyannamesinde  cumhurbaşkanlığını sembolik olarak tanımlıyorlar. Beyannameniz var, halka böyle  bir taahhüdünüz var. Yani piyasaya çıkıyor aday büyük büyük vaatler veriyor. Bu  nasıl olacak? ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ derler.” ifadelerini kullandı.