Dolar 32,4445
Euro 34,7285
Altın 2.440,04
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 24°C
Az Bulutlu
Ankara
24°C
Az Bulutlu
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 21°C

DARBE GİRİŞİMİ DAVALARINDA SONE GELİNİYOR!

DARBE GİRİŞİMİ DAVALARINDA SONE GELİNİYOR!
9 Mayıs 2019 21:00
138

Darbe girişimi davalarında sona doğru

FETÖ’nün darbe girişimine yönelik açılan 289 davadan 254’ü karara bağlandı, 35’inde ise yargılamalar sürüyor.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine ilişkin açılan 289 davadan 254’ü mahkeme heyetleri tarafından karara bağlandı, 35’inde ise sanıkların yargılanmasına devam ediliyor.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, FETÖ’nün darbe girişiminin ardından cumhuriyet başsavcılıkları tarafından 100 binin üzerinde soruşturma yürütüldü.

Soruşturmaların tamamlanması sonrasında darbecilerin hakim karşısına çıkarılması amacıyla açılan 289 davadan bugüne kadar 254’ü karara bağlandı.

3 bin 101 sanık hakkında mahkumiyete hükmedildi

Sona eren davalarda, bin 959’u ömür boyu olmak üzere 3 bin 101 sanık hakkında mahkumiyete hükmedildi.

Yargılamaları tamamlanan davalarda 995 sanık ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar arasında eski 58 general, 651 subay, 137 astsubay, 49 uzman çavuş, 4 polis memuru da yer aldı.

35 dava sürüyor

Eski 15 general, 325 subay, 99 astsubayın da aralarında bulunduğu sanıklardan 957’sine müebbet hapis cezası veren mahkemeler, bin 149 kişi hakkında 1 yıl 2 ay ila 20 yıl arasında değişen hapis cezalarına hükmetti.

Mahkeme heyetleri, tamamlanan davalarda bazı sanıkların da beraatini kararlaştırdı. Davalardan 35’inde ise yargılamalar sürüyor. Bu davalardan 5’i İstanbul, 18’i ise Ankara’da görülüyor.

 

***

 

Akıncı Üssü Davası

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin 475 kişinin yargılandığı davanın sanıkları, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
 

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Okulunda (MEBS) kursiyer teğmen olan sanık Ekrem Malkoç savunma yaptı.

Malkoç, akşam bölük komutan vekili üsteğmen Eren Çalışkan’ın, “Sorgulamayın” ifadesiyle mesaiye çağırmasına yönelik mesajı üzerine kışlaya gittiğini iddia etti.

Birliğe taksiyle gittiğini, bir süre sonra da tabur komutanının peşinden Akıncı Üssü’ne geçtiklerini anlatan Malkoç, buranın Akıncı Üssü olduğunu da tabeladan gördüğünü ileri sürdü.

Üsse girdikten sonra gruplara bölündüklerini, kendi grubunu da havacı bir teğmenin emrine verildiğini bildiren Malkoç, götürüldükleri yerde eğer birisi gelirse ana kapıya yönlendirme görevi verildiğini savundu.

Malkoç, amirlerinin emirleri doğrultusunda hareket ettiğini iddia ederek, verilen emirlerde kanuna aykırı bir şey olmadığını öne sürdü.

Okuldaki kursiyer Fatih Kandemir’in “illegal iş yaptıkları ve silahlarını alıp birliğe dönün” şeklindeki mesajı üzerine, çıkmak üzere uygun anı beklediklerini bildiren Malkoç, sabah da buradan ayrıldığını söyledi.

Birliğe katılması için önceden belirlenen kişilerden olduğuna yönelik iddiayı da reddeden Malkoç, WhatsApp grubundan herkesin mesaiye çağrıldığını, özel olarak seçilmediğini savundu.

FETÖ/PDY ile de bir bağı olmadığını iddia eden Malkoç, hiçbir suç işlemediğini ileri sürdü.

Malkoç, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Sanık eski kursiyer teğmen Emre Sakarya da birinci amirleri olan bölük komutan vekili üsteğmen Eren Çalışkan’ın mesajı üzerine kışlaya gittiğini bildirdi.

Daha sonra Akıncı Üssü’ne götürüldüklerini anlatan Sakarya, orada gruplara ayrıldıklarını söyledi.

Sakarya, bir darbe girişimi içinde olduklarını bilmeden kanuna uygun emirlere göre hareket ettiklerini savundu.

Okuldaki kursiyerlerden Fatih Kandemir’in 02.59’da, eğitim merkez komutanının emri doğrultusunda kışlaya dönmelerine yönelik mesajı üzerine bir sıkıntı olduğunu anladığını ileri süren Sakarya, suçlamaları kabul etmedi.

arbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler (MEBS) Okulunda kursiyer teğmen olan sanık Mert Keskin savunma yaptı.

Keskin, astsubaylıktan teğmenliğe geçiş yaptığını anlattığı savunmasında, 15 Temmuz’da normal mesaiden sonra evine gittiğini, 21.37’de kursiyerlerin ortak WhatsApp grubuna, bölük komutan vekili üsteğmen Eren Çalışkan tarafından herkesin mesaiye gelmesi ve emrin sorgulanmamasına yönelik mesajlar atıldığını söyledi.

Gece eğitimi için mesaiye çağrıldıklarını düşündüğünü öne süren Keskin, Çalışkan’a gece eğitimi için mi çağrılıp çağrılmadıklarını sorduğunda ne için olduğunu bilmediğini söylediğini iddia etti.

Yakın arkadaşı Murat Yazıcı’yı da evinden alarak 22.25’te kışlaya giriş yaptığını dile getiren Keskin, tabur binasına geçtiklerinde üsteğmen Çalışkan ile tabur komutanı Metin Bilgici’yi gördüklerini kaydetti.

Keskin, emir verilmesi üzerine eğitim elbisesi giydiklerini anlatarak, Eren Çalışkan’ın silah ve teçhizatlarını almasını söylemesi üzerine, bölük astsubaylığına idareten baktığı için deponun anahtarlarını aldığını söyledi.

Tabur komutanı nezaretinde depoyu açtığını ve herkesin tabanca ile G3 silah aldığını savunan Keskin, ancak G3’lerin mühimmatının bulunmadığını ileri sürdü.

“O sırada darbe ile ilgili bir bilgim yoktu ve emir de yasaldı.” diyen Keskin, sonrasında askeri araç planlaması olmadığı için sivil araçlarla kışladan çıkış yapıldığını ifade etti.

Keskin, tabur komutanı Bilgici’ye sorduklarında da “İçiniz rahat olsun. Görev verildi, gidiyoruz.” dediğini savunarak, terör saldırısı olduğu endişesiyle herkesin bir telaş yaşadığını öne sürdü.

Kışladan 23.50’de çıktıklarını, bu sırada radyodan darbe girişimiyle alakalı bir şey duymadığını ileri süren Keskin, 01.00 civarı Akıncı Üssü’ne geldiklerini dile getirdi.

Keskin, gruplara ayrıldıklarını ve tabur komutanının yönlendirmesiyle bir havacı personeli takip ederek lojman bölgesine götürüldüklerini savunarak, burada nizamiyeye yaklaşık 50 metre mesafede bekletildiklerini söyledi.

Kendisinin yüzbaşı olduğunu anlatan bir kişinin G3 mühimmatı verdiğini ancak silahına dolu şarjör takmadığını savunan Keskin, orada bekledikleri sırada sela verilmeye başlandığını belirtti.

Keskin, bu sırada kapı yakınında bir kişinin havaya ateş açtığını, yüzbaşının tekrar yanlarına gelerek gerek olması durumunda ateş edebileceklerini bildirdi.

Beraberindeki 3 kursiyer arkadaşıyla ateş etmeyeceklerine yönelik konuşup oradan ayrılmaya karar verdiklerini öne süren Keskin, 03.00 civarı illegal bir işin içinde olduklarına ve kışlaya dönmelerine yönelik mesajlar geldiğini kaydetti.

Keskin, nizamiyeler silahlı kişilerce tutulduğu için uygun olan sabah saatlerinde çıkış yapıp MEBS Okuluna gidebildiklerini anlattı.

Darbecilerin emirlerine uymadığını ileri süren Keskin, iddia edilen suçları işlemediğini savundu.

FETÖ ile de bir bağı olmadığı iddiasını paylaşan Keskin, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

 

***

 

Zırhlı Birlikler Darbe Girişimi Davası

Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 sanıklı davanın görülmesine esasa ilişkin savunmalarla devam edildi.
 

19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.

Eski kursiyer teğmen Emrah Şensoy, 15 Temmuz gecesinde bir darbe kalkışmasının olduğunu bilmediğini, sadece verilen emirlere uyduğunu ve darbe gecesi tanka mühimmat yüklediğine ilişkin iddiayı reddetti.

Tabur komutanı Fatih Çubukçu’nun garajlar bölgesine gitmelerini ve tanklara binmelerini emrettiğini ileri süren Şensoy, “O gece halkın nizamiye bölgesinde toplandığı gördüğümde tanktan indim ve bir daha binmedim.” dedi.

15 Temmuz gecesi bölük binasından hiç ayrılmadığını ve kendi emniyeti için binada beklediğini öne süren Şensoy, sabaha kadar bir salonda bekletildiklerini ve daha sonra gelen emniyet güçlerine teslim edildiklerini belirterek, kendisine cebir ve şiddet uygulayan emniyet güçlerinden şikayetçi olacağını iddia etti.

Darbeden haberdar olmadığını ve suçsuz olduğunu öne süren Şensoy, tahliye talebinde bulundu.

Eski kursiyer teğmenlerden Ensar Hüdai Sağkal ise sadece aldığı talimatla cephaneliğe gittiğini ve tanka hiç binmediğini ileri sürdü.

FETÖ/PDY yapılanmasıyla hiçbir alakası olmadığını savunan Sağkal, suçsuz olduğunu belirterek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

 

***

 

Bolu’da Fetö/pdy Davaları

Bolu’da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında ayrı ayrı dava açılan eski yüzbaşı ile üniversite öğrencisi hakim karşısına çıktı.
 

Bolu 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, askeri okullara öğrenci hazırladığı iddiasıyla “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan tutuklu yargılanan üniversite öğrencisi Vedat Y. katılırken avukatı duruşmada yer almadı.

Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından, sanığın savunmasına geçildi.

Avukatının duruşmada olmadığını belirten sanık, savunma yapmak istemedi.

Mahkeme heyeti, sanığın bir sonraki duruşmada avukatının huzurunda savunma yapmasına karar verdi.

Duruşmada tanık olarak dinlenilen Ş.Y, daha önce verdiği beyanını tekrar ettiğini dile getirerek, “Sanık cemaate ait eve gittiğimizde bizimle ilgilendi. Maddi durumumuz iyi olmadığı için askeri okullara gitmemizi tavsiye etti. Örgüte ait evde askeri okullara hazırladı. Ayrıca okulda bulunduğumuz dönemde bizimle görüştü ve yapı ile bağımızın kopmamasını sağladı.” diye konuştu.

Tanık İ.G de Bolu’da üniversitede okuduğu 2012’de askeri okullara girmek istediğini anlatarak, “Kalacak yer bulamadığım için yapıya ait bir evde konakladım. Daha sonra askeri okullara hazırlanma gereği duydum. Yapı içinde bulunan birtakım şahısların bu sınavlar için bir grup oluşturduğu söylendi. Ben de 2013’te bu gruba katıldım. Grupla sanık ilgileniyordu. Evde benimle birlikte 3 kişi daha vardı.” ifadelerini kullandı.

Yanlarına, bazen sanık ile birlikte başka kişilerin de geldiğini anlatan İ.G, şunları kaydetti:

“Eve gelen bazı şahıslar mülakatlarda nasıl davranmamız gerektiği ve nasıl giyinmemiz gerektiğini anlatıyordu. Evde Fetullah Gülen’e ait kaset ve CD’ler izletiliyordu. 2013’te jandarma astsubaylığını kazandım. Sanık okul döneminde ankesörlü telefonla bizi arayarak görüşme talep etti.”

Tanık O.K ise sanıkla 2013’te askeri okullara hazırlanmak için tanıştığını aktararak, “Kod adı ‘Volkan’dı. Askeri okullara özendirme konusunda sözler söyleyerek tavsiyelerde bulundu. 2013’te yapılan sınavda jandarma astsubay okuluna girdik. Burada bulunduğumuz 2 yıllık süre boyunca da bu şahıs bizimle irtibat kurarak 2 haftalık aralarla bizimle görüşmeye devam etti.” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 18 Eylül’e erteledi.

– İkinci duruşma

Aynı mahkemedeki ikinci duruşmada ise “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan tutuksuz yargılanan görevinden ihraç edilen yüzbaşı M.A. savunma yaptı.

Hakkındaki iddiaları reddeden M.A, ardışık arama tespitlerinin tutarsız olduğunu öne sürdü.

Evinin olduğu bölgede çok sayıda baz istasyonu olduğunu ifade eden M.A, bu nedenle söz konusu tespitin sağlıklı olmadığını savundu.

M.A, hakkındaki tanık beyanlarını da kabul etmeyerek, bu iddialarla ilgili savunma yaptı.

Sanığın savunmasının ardından eski askeri personel E.G. tanık olarak dinlenildi.

E.G, sanığı darbe girişiminden birkaç gün sonra Şemdinli’de görevli bulunduğu kışlada gördüğünü dile getirerek, “Bu kışlaya, tayini çıktığı için ilişiğini kesmek için gelmişti. Karşılaştığımızda bana ‘Ya olmadı, yapamadılar, beceremediler.’ anlamında bir söz söyledi. Söylediği sözlerin birebir böyle olduğunu hatırlamıyorum. Ama söylediklerini, bu yapının darbe teşebbüsünü gerçekleştiremediğinden bir hayıflanma gibi anladım. Ben de ‘Darbe olsaydı eşinle çocuğunla rahat gelebilecek miydin?’ diye bir söz söyledim. Bunun üzerine şahsa nizamiyeden biri seslendi. Cevap vermeden yanımdan ayrıldı.” ifadelerini kullandı.

M.A’nın örgütle irtibatı olup olmadığı konusunda bilgisi olmadığını belirten E.G, bu nedenle örgüt üyesi olup olmadığı konusunda bir şey söyleyemeyeceğini kaydetti.

Mahkeme heyeti, duruşmayı diğer tanıkların dinlenilmesi ve eksik hususların giderilmesi için 11 Eylül’e erteledi.