Dolar 32,5659
Euro 34,7746
Altın 2.492,39
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 22°C
Az Bulutlu
Ankara
22°C
Az Bulutlu
Cum 20°C
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 24°C

İHANETE ADIM ADIM BÖYLE HAZIRLANMIŞLAR!

İHANETE ADIM ADIM BÖYLE HAZIRLANMIŞLAR!
22 Nisan 2019 20:02
121

FETÖ ihanete böyle hazırlandı: Ankara’daki darbeye hazırlık toplantıları

Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in talimatının ardından sivil imamların başkanlığında Ankara’nın birçok yerinde darbeye hazırlık toplantıları yapıldı.

AA muhabirinin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine ilişkin iddianame, mütalaa ve gerekçeli kararlardan derlediği bilgilere göre, Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş gibi sözde üst düzey FETÖ yöneticileri, elebaşı Fetullah Gülen’in darbe talimatını mahrem imamlara aktardı.

Mahrem imamlar da kendilerine bağlı örgüt mensubu askerlerle irtibata geçerek darbe yapılacağı bilgisini paylaştı. Ardından ihanet gecesi icra edilecek ihanet planlarını hazırlamak için toplantılar düzenlendi.

Bunların arasında en dikkat çekeni Ankara Konutkent’teki villada, Adil Öksüz başkanlığında yapılan ve sözde yurtta sulh konseyi üyeleri eski tuğgeneraller Mehmet Partigöç ve Gökhan Şahin Sönmezateş, tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, albaylar Murat Koçyiğit ve Bilal Akyüz, albay Mustafa Barış Avıalan, yarbay Turgay Sökmen ile eski tuğamiral Halil İbrahim Yıldız ve eski albay Hakan Bıyık’ın katıldığı toplantılardı.

Villada, 6-7-8-9 Temmuz 2016’da yapılan darbe toplantılarında, Ankara başta olmak üzere Türkiye genelinde hangi birliklerin kullanılacağı, uçakların bombalayacağı kritik kamu kurumları, alıkonulacak darbe karşıtı generaller ve sözde atamalara ilişkin detaylar belirlendi.

Darbe girişiminin ardından olay yeri inceleme ekipleri, Harmancık ile 15 Temmuz’dan sonra yakalanan sivil imamlardan Birol Kurubaş’ın parmak izini bu villada tespit etti.

Darbe girişiminden sonra itirafçı olan Yıldız ve Bıyık, soruşturma aşamasında “Kuzgun” ve “Şapka” isimleriyle gizli tanık olarak toplantıda yaşananları bütün detaylarıyla savcılara anlattı.

Yargılama aşamasında ise gerçek kimliklerini kullanan söz konusu isimlerden Bıyık, Konutkent’teki darbe toplantılarının Adil Öksüz başkanlığında yapıldığını söyledi.

Bıyık, “Bu şahıs (Adil Öksüz) villaya girdiğim ilk gün olduğu gibi diğer günlerde de sürekli olarak villanın diğer katlarını da gezerek villada bulunan ve yapılacak olan askeri darbeyle ilgili çalışmaları yürüten diğer örgüt mensuplarıyla görüşmeler yapıyordu.” dedi.

Eski tuğamiral Yıldız da toplantıda Harmancık’ın kendisine, “Bir darbe planı üzerinde çalışıyoruz. Ufak tefek ayrıntılar kaldı. 15 Temmuz veya 22 Temmuz’da darbe planını uygulamaya koyacağız.” dediğini aktardı.

İhanet gecesi ise sivil imamlar ve sözde yurtta sulh konseyi üyeleri Akıncı Üssünde günler öncesinden hazırlıklarını tamamladıkları darbe planı icra etti.

PİLOTLAR DA İHANETTEN ÖNCE TOPLANTI YAPTI

Ses hızını aşıp alçaktan uçan savaş uçakları, 15 Temmuz ihanetinin unutulmayacak anları olarak hafızalardaki yerini aldı. İhanet gecesi Ankara semalarında alçaktan uçan ve bomba yağdıran darbeci pilotlar da bağlı oldukları mahrem imamlarından darbe talimatı aldıktan sonra günler öncesinde darbeye hazırlık toplantıları gerçekleştirdi.

Bu kapsamda, darbe girişiminden bir gün önce, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bölgesini bombalayan eski pilot üsteğmen Müslim Macit, Emniyet Havacılık Dairesi Başkanlığını vuran eski pilot üsteğmen Mehmet Çetin Kaplan ve Ankara semalarında alçak uçuş yapan eski pilot üsteğmen Adem Kırcı, eski kurmay binbaşı Mehmet Fatih Çavur’un evinde bir araya geldi.

Çavur, 15 Temmuz gecesi ilk alçaktan uçuşu yapan ve darbeci pilotlara bombalanacak noktaların bilgisini aktaran darbeciydi. 

Pilotlara, “Cemaatten olduğunuzu biliyorum.” diyerek sözlerine başlayan Çavur, “Siz, bugüne kadar bunlar için yetiştirildiniz. Verdiğimiz emeğin karşılığını ödeyeceksiniz. Ben bugüne kadar savaşvari günler olmasını bekliyordum.” dedikten sonra 15 Temmuz gecesi yapılacakları anlattı.

AKINCI ÜSSÜ’NDE DARBE TOPLANTISI

Pilotların darbe hazırlığı kapsamında yaptıkları bir diğer toplantının adresi ise o gece savaş uçakların havalandığı Akıncı Üssü 143. Filo Komutanlığındaki gazino oldu.

Eski 141. Filo Komutanı yarbay Hakan Karakuş’un başkanlığındaki toplantıda, son hazırlıklar gözden geçirildi ve görev dağılımı yapıldı.

Uçak pilotlarına bombalanacak noktalar hakkında bilgi verildi. Toplantıda söz alan eski yarbay Hasan Hüsnü Balıkçı, pilotlara, “Bizim isim listemiz var. Hepsi ellerinde, hepimiz bu listedeyiz. Bazı generallerden alınmaya başlandı. Sonra tek tek bize gelecek. Bu işi bugün yapmamız gerekiyor. Onlardan önce davranmamız gerekiyor.” diyerek darbe yapacaklarını açık bir şekilde söyledi.

HELİKOPTER PİLOTLARININ İHANET TOPLANTISI

Ankara’da TRT, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT yerleşkesine saldırı düzenleyen helikopter pilotları da darbe hazırlıkları kapsamında toplantı yaptı.

Yenimahalle’deki örgüt evinde 13 Temmuz’da düzenlenen toplantıda, sözde yurtta sulh konsey üyesi eski yarbay Özcan Karacan ile eski yarbaylar İlkay Ateş, Erdal Başlar ve eski binbaşı Taha Fatih Çelik yer aldı.

Toplantıda, 16 Temmuz gece saat 03.00’te darbenin başlayacağı bilgisini alan darbeciler, kendi aralarında görev dağılımı yaptı.

AMBARLI’DAKİ DARBE TOPLANTISI

Darbe girişiminden 3 gün önce jandarma sınıfındaki örgüt mensubu askerlerin bir kısmı mahrem imamlarla Şaşmaz Sanayi Sitesi yakınlarındaki Ambarlı’daki darbe toplantısında bir araya geldi.

Burada darbe gecesi görev verilen askerler, mahrem imamların nezaretinde ilk kez gerçek isimleriyle birbirleriyle tanıştırıldı. Darbenin yapılacağını aktaran imamlar, 15 Temmuz akşamına ilişkin görev dağılımına herkesin uymasını istedi.

İtirafçı eski jandarma astsubayı E.Y, mahkemede toplantıya ilişkin bildiklerini anlattıktan sonra, “Bizi ısrarla Ankara’da tutmaya çalışıyorlardı, bizi darbe hevesine kurban edeceklermiş. Bunların baş tezgahçısı sivil kişilerdi yoksa TSK’de hiçbir subay darbe girişimine kalkışmaz.” ifadelerini kullandı.

KORGENERALLİ DARBE HAZIRLIĞI GÖRÜŞMELERİ

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski EDOK Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı korgeneral Metin İyidil de darbe girişiminden önce ihanet toplantılarına katılan isimlerdendi.

Hüküm giydiği davanın gerekçeli kararına göre İyidil, darbe girişiminden önce Polatlı’da konuşlu 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığına gitti.

İyidil, burada sözde “yurtta sulh konseyi” tarafından 4. Kolordu Komutanı olarak atanan eski tümgeneral Osman Ünlü ve konsey üyesi eski tuğgeneral Murat Aygün ile görüştü.

Gerekçeli kararda İyidil’in, elebaşı Gülen’in, çok önemli konuların yüz yüze görüşülmesi yönündeki talimatına uyarak darbe öncesi görüşmelerini bu yöntemle yaptığına işaret edilerek, şu tespite yer verildi:

“Bu görüşmelerin ihtilale hazırlık mahiyetinde görüşmeler olduğunun kabulünün hayatın olağan akışı gereği olduğu, ayrıca sanığın HTS kayıtları ve kendi savunmasından da anlaşılacağı üzere hain ihtilale kalkışma gecesi de ihtilali gerçekleştirme amacıyla Ankara merkezine 60’ın üzerinde tankı çıkaran Mamak’taki 4. Kolordu Komutanlığına gelerek faaliyet yürüten Osman Ünlü ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı, bu telefon görüşmelerinde de Osman Ünlü’nün ihtilalci cunta içinde yer aldığını ve o doğrultuda faaliyette bulunduğunu, üstü olan Metin İyidil’e bildirdiği anlaşılmaktadır.”

 

12 EYLÜLÜ MÜ ÖRNEK ALDILAR?

 

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Genelkurmay Çatı Davasında sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasına devam edildi.

Bugünkü celsede savunmasını yapan eski Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, savunmanın 2 günle sınırlandırıldığının tutanağa geçirilmesini istedikten sonra, “Sözlerime şunu, şunu anlatacaktım, ama vazgeçtim” diyerek, yaklaşık yarım saat süren bir giriş yaptı. Şu ana kadar yapılan savunmaların her birinin başyapıt niteliğinde olduğunu, kendisine söyleyecek çok bir şey kalmadığını belirten Harmancık, Başkan Oğuz Dik’e hitaben, “Bu savunmalardan sonra sizin de olaylara, insanlara, sanıklara, tanıklara, Hulusi Akar ve yanındakilerine bakış açınızın değiştiğini düşünüyorum” dedi.

“EMİR DEĞİL. BİZ ASKER DEĞİLİZ”

Soruşturma ve kovuşturma sürecinde yaşanan hukuk “ihlallerini” sıralayıp, “Sanki üstün bir akıl, görünmeyen bir el, 15 Temmuz davalarının yine hukuk tarafından , hukuken bozulması için çaba sarfediyor” yorumun yapan Harmancık, FETÖ’yle mücadele konusunda Polis Akademisi’nde düzenlenen çalıştaya Mahkeme Başkanı Dik’in de “Emirle katıldığı” ifadesini kullanınca şu diyaloglar yaşandı:

Başkan: Emir değil. Biz asker değiliz.

Harmancık: Niçin gittiniz?

Başkan: Biz gideriz, ne olacak?

Harmancık: Hangi kelimeyi kullanayım?

Başkan: Resmi bir çalıştaya katıldık.

Harmancık: Telefon mu açtılar, davetiye mi gönderdiler? Siz gidiyorsunuz, hukuk ihlali, ihsas-ı rey olmuyor, tarafsızlığınız bozulmuyor, bağımsızlığınız zedelenmiyor. Velev ki öyle. Buradaki askerler de emirle gitti. Emre itaati suç saymak insafsızlık olur.

“YSK 15 TEMMUZ’U SEVENLER DERNEĞİ Mİ”

Harmancık, sözde Yurt Konseyi üyesi olduğu suçlamasını cevaplandırırken, şunları söyledi:

“İddianamede ‘Yurtta Sulh Konseyi (YSK) üyelerinin kimlerden oluştuğuna yönelik bir belge ve ifadeye rastlanmamıştır’ diyor. Savcı esas hakkındaki mütalaasında, iddianame içeriklerini aynen tekrar ettiğini belirtiyor. Yani kovuşturma aşamasında da YSK konusunda bilgi, belge bulunamadığını söylüyor. Özetle YSK, hukuken hiçbir anlam ifade etmeyen, kıymet-i harbiyesi olmayan, davanın popülaritesi için üretilen sanal bir kurgudur.”

15 TEMMUZ’UN TAMAMEN 12 EYLÜL’DEN KOPYALANAN BİR SENARYO OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR

“YSK 15 Temmuz’u sevenler derneği mi?” diye sorup, Genelkurmay’da bulunan bir kitap ve soruşturma tutanaklarından hareketle, 15 Temmuz’un 27 Mayıs ihtilaline benzetilerek, YSK’nın 38 kişiden oluştuğunun savunulduğunu hatırlatan Harmancık, şöyle devam etti:

“Genelkurmay’da 12 Eylül’le ilgili kitaplar, başarılı olmuş Bayrak Harekat Planı da var. Daha ilginci, 15 Temmuz’un 27 Mayıs’a benzetilmesine yol açan İhtilal Çıkmazı isimli kitap deliller arasında yok, ama Bayrak Harekat Planı var. Bu darbeciler 27 Mayıs’tan mı, 12 Eylül’den mi yararlandı. Karşılaştırıldığında birçok açıdan 12 Eylül’e benzemektedir. Mesela 12 Eylül’deki konsey, 27 Mayıs’taki komitedir ve 27 Mayıs’ta emir-komuta zinciri yoktur. Özetle, 15 Temmuz’un tamamen 12 Eylül’den kopyalanan bir senaryo olduğu görülmektedir. 15 Temmuz hangi darbeyle benzeşiyor, bağımsız bir bilirkişi incelemesi yapılsın.

Bunun önemi şudur; 27 Mayıs’a benzemediği kabul edilirse, YSK’nın zorlama 38 sayısı ortadan kalkacak, bunun sonucunda da ya 5 kişilik yeni bir konsey tespit edeceksiniz veya ‘Konsey falan yok’ diyeceksiniz. Konseyin 38 kişiden oluşup, oluşmadığını doğrulayabilecek yegane tanık Hulusi Akar’dır. Herhalde kendisine, ‘Başımıza geç’ teklifi yapılırken, YSK’dan bahsedilmiştir. Nedense Akar bu konuya hiç girmiyor, ‘Yurtseverler birliği gibi aklımda kaldı’ diye küçümsüyor.”

“PANİK BUTON SORULDU DA YSK SORULMADI”

Duruşmanın saat 14.00’te başlayan öğleden sonraki bölümünde sözde Yurtta Sulh Konseyi’ne ilişkin beyanlarına devam eden Harmancık, şunları söyledi: “Konseyde olduğu belirtilen Mehmet Dişli ile aramızda büyük husumet vardır. Bunu Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanı, Kurmay Başkanı bilir. İkimizin ismini aynı listede düşünmek hayaldir. Böyle bir listeyi ancak onu ve beni hiç tanımamış birileri yapabilir. 15 Temmuz gecesi Hulusi Akar Akıncı’da sohbet etti, konuştu, sorular sordu, çay içti, bir şeyler yedi, TV izledi. Acaba Yurtta Sulh Konseyi’nin kimlerden oluştuğunu, Konseyin Başkanının kim olduğunu, Kuvvet Komutanlarından kimlerin yer aldığını, yer almayanların neden olmadığını sormuş mudur? Sormamışsa, demek ki, hiç merak etmedi. Belki de sordu, ama aldığı cevaplar sizinle paylaşılacak kadar değerli değil ki, kendisine saklıyor. Özel celsede ifadesi alınan Akar’a, özel kalem müdürünün seçimi, panik buton soruldu da YSK sorulmadı. Sayın Başkan, bunu sormayı neden unuttuk dersiniz.”

“KUZGUN KOD GİZLİ TANIK…”

Tüm gerçeklerin ortaya çıkması için Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet komutanlarının 1-15 Temmuz tarihleri arasında nerede olduklarına ilişkin program-otel ile baz bilgilerinin dosyaya kazandırılmasını isteyen Harmancık, Çayyolu’nda bir villada darbe toplantısı yaptığı suçlamasını ise, “Öyle bir villaya hiç, ama hiç gitmedim. Ne orada, ne de başka mekanda sivil veya asker hiç kimseyle 15 Temmuz planlaması yapmadım” sözleriyle reddetti. 

Harmancık, villada parmak izinin bulunduğu iddiası konusunda da şöyle konuştu:

“Kuzgun kod gizli tanık Halil İbrahim Yıldız’a söz konusu villada ifadesinden 21 gün sonra keşif yaptırılıyor. Bu arada villa boşaltılıyor, temizleniyor. Parmak izim madem kesin, 15 gün TEM’de bunu kabul etmeye zorlandım. Günümüzün teknolojik imkanları ile parmak izi bir yerden bir başka yere rahatlıkla transfer edilebilir. Evdeki diğer 4 meçhul parmak izi kimindir? Söz konusu villanın olay yeri inceleme formu ve tespit tutanağı, bulgu, delil listesi formu, olay yeri krokisi ile delillerin bulunduğu yerler ve mühür açma tutanağı dosyada yoktur. Tutanaktaki adres dahi o villanın adresi değil. Villaya kadar en az 14 güvenlik kamerası var. Bırakın bunları, villanın yakınındaki kamera kayıtları bile dosyada yok. Acaba neden? Kamera kayıtları dosyaya intikal ettirilmiş olsa, o villaya kimlerin girip çıktığını öğrenmiş olacaktık. Bu davanın en kritik suç mahallinin üzeri örtülmüştür.”

Kuzgun kod Halil İbrahim Yıldız’ın, kendisini o villaya götürdüğünü söylediği Hasan Coşkuner’in 4-8 Temmuz tarihleri arasında Trabzon’da olduğuna dair belgeler bulunduğuna dikkat çeken Harmancık, “Hasan Trabzon’da ise Halil İbrahim Yıldız’ı villaya götüren Hasan kim? Halil İbrahim Yıldız’ı villaya götüren Hasan ise Trabzon’daki Hasan kim?” diye sordu.

Harmancık, Donanma davası sanığı, Gölcük Deniz Üssü eski komutanı Hayrettin İmren’in, “11 Temmuz’da Mert kod isimli biri beni Ümraniye’de bir eve götürdü. Ömer Faruk Harmancık geldi. 3 dakika görüştük. 15 Temmuz’da darbe yapılacağını söyledi” şeklindeki iddialarını da şöyle yalanladı:

“Etkin pişmanlıktan yararlanan İmren’in ifadelerinde çok çeliski var. Ümraniye’deki ev hala meçhul, yer gösterme yapılmamış. İzmit-İstanbul arasında plaka tanıma sistemi var, ama Mert’in İmren’i götürdüğü arabanın plakası da bilinmiyor. Mert kod, böyle bir intikalin olmadığını söylüyor. O zaman İmren’i İstanbul’a götüren kim? İlk ifadesinde İstanbul’a 11

Temmuz’da götürüldüğünü anlatıyor. Ancak bu tarihte daha Adil Öksüz ABD’ye uçuyor. Senaryonun bu kısmını iyi çalışmamış olacak ki, sonra 11 Temmuz’u 13 Temmuz yapıyor. İyi de 13 Temmuz’da Ankara’dayım, benimle görüşmesi mümkün değil. Hayrettin İmren’in sağlık durumunun cezai ehliyet açısından tespit edilerek, dosyaya konulmasını ve burada dinlenmesini istiyorum.”