Dolar 32,3650
Euro 34,9694
Altın 2.325,97
BİST 9.105,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 23°C
Az Bulutlu
Ankara
23°C
Az Bulutlu
Cts 24°C
Paz 24°C
Pts 26°C
Sal 22°C

ASTSUBAYA ETKİN PİŞMANLIK İNDİRİMİ!

ASTSUBAYA ETKİN PİŞMANLIK İNDİRİMİ!
17 Eylül 2020 09:01
177

Adana’da FETÖ sanığı eski astsubaya etkin pişmanlık indirimi

Adana’da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik davada yargılanan eski astsubay, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık O.Ş. ve avukatı katıldı.

O.Ş. savunmasında, önceki aşamalarda detaylı beyanlarda bulunduğunu belirterek, “Emniyetteki ifademde ayrıntılı beyan ve teşhislerde bulundum. Bu ifadem ve teşhisim doğrudur. Kullanmış olduğum iki telefon hattı FETÖ üyelerince sabit hatlardan arandı. Örgüt üyeleri beni aradıkları zaman sohbet toplantısına çağırıyordu. Sohbetlere gitmediğim zaman tekrar tekrar arıyorlardı. Tüm bildiklerimi anlattım. Beraatimi talep ederim.” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet savcısı ise esas hakkındaki mütalaasında sanığın FETÖ/PDY’nin “mahrem imamları” ile ankesörlü hatlar ve büfe telefonlarından periyodik ve ardışık arama sistemiyle irtibat kurduğunun tespit edilmesi, sanığın mahkeme aşamalarında tutarlı beyan ve teşhislerde bulunması dikkate alınarak etkin pişmanlık hükümleri kapsamında cezalandırılması yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme heyeti, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan önce 7 yıl 6 ay hapse mahkum ettiği O.Ş’nin cezasını etkin pişmanlık hükümleri kapsamında 1 yıl 6 ay 22 güne indirdi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

ASTSUBAYA ETKİN PİŞMANLIK İNDİRİMİ

ASTSUBAYA ETKİN PİŞMANLIK İNDİRİMİ
28 Nisan 2019 10:05
3

Fetö Sanığının Cezasında “Etkin Pişmanlık” İndirimi

Kayseri’de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) davasında yargılanan sanığa verilen 9 yıl hapis cezası, etkin pişmanlık hükmü uygulanarak 1 yıl 10 ay 15 güne indirilip ertelendi.
 

Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasında tutuksuz sanık açıkta olan astsubay Burak D. ve avukatı hazır bulundu.

Örgütün mahrem imamları ile ankesörlü telefonlardan ardışık aranarak görüştüğü iddiasıyla yargılanan sanık Burak D, esasa ilişkin savunmasında, dershaneye gittiği dönemde örgüt ile tanıştığını, askeri liseye yönlendirmeyle değil kendi isteği ile girdiğini ve burada okuduğu dönemde örgüt mensuplarıyla görüştüğünü anlattı.

En son görüşmesini 2013 yılı ekim ayında yaptığını anlatan Burak D, “Daha önce cemaat olarak bildiğim örgütün gerçek yüzünü gördüğüm için ayrıldım. Okuldan mezun olduktan sonra hiç görüşmedim. Tanımadığım hiçbir telefonu açmadım.” diye konuştu.

Duruşmada tanık olarak dinlenen sanığın babası da oğlunun kendi isteğiyle askerlik mesleğini seçtiğini, örgütün yönlendirmediğini öne sürdü.

Oğlunun örgütle irtibatını kestiğini iddia eden tanık, “Örgüt mensupları, oğluma ulaşamayınca benimle iletişime geçti. Görüşme talebinde bulundular. Bana, örgütten ayrılmanın mümkün olmadığını belirterek oğlum ile konuşmamı ve onu ikna etmemi istediler. Ben de oğlumun yaptığının doğru olduğunu söyleyerek, görüşmeyi kestim ve bir daha da görüşmedim.” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, Burak D’ye, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan önce 9 yıl hapis cezası verdi, etkin pişmanlık hükümlerini uygulayarak bu cezayı 1 yıl 10 ay 15 güne indirip hükmün açıklanmasını geri bıraktı.

Öte yandan, Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinde “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuksuz yargılanan ihraç polis Mehmet Emin Özcan da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi.

Mahkeme heyeti, sanık Özcan’a, 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

 

***

 

Adana’daki Fetö/pdy Davası

Adana’da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturmada, örgütün “mahrem imamları”yla ankesörlü ve büfe telefonlarından, periyodik ve ardışık arama sistemiyle haberleştikleri iddia edilen 18 eski astsubay sanığın tutuksuz yargılandığı davanın duruşması yapıldı.

Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu.

Duruşmada tanık olarak dinlenen S.Ç, huzurda bulunan sanık A.K. ile astsubay meslek yüksek okuluna gitmeden önce tanıştırıldığını söyledi.

FETÖ içerisinde kendileriyle “Burak” kod adlı şahsın ilgilendiğini belirten tanık S.Ç, “Burak bana ve sanık A.K’ye ‘Siz askeri okulda aynı grupta olacaksınız. Birbirinize sürekli destek olun. Gizliliğe dikkat ederek, gözle namaz kılacaksınız.’ talimatını verdi. Burak kod adlı şahıs, Balıkesir’e gelerek A.K. ve benimle bir evde sohbet toplantısı yaptı. FETÖ bizden askeri okul sonrası himmet istemeye başladı.” dedi.

Sanık A.K. ise savunmasında, FETÖ’nün “mahrem imamlarıyla” ankesörlü ve büfe telefonlarından periyodik ve ardışık arama sistemiyle haberleşmediğini savunarak, “FETÖ üyesi değilim. Tanık beyanlarını kabul etmiyorum. Örgütsel bir konumum bulunmamaktadır. Beraatimi talep ederim.” diye konuştu.

Diğer sanıklar da FETÖ/PDY üyesi olmadıklarını belirterek, beraatlerini istedi.

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, dosya kapsamındaki eksik hususların giderilmesi ve sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verilmesi yönünde görüş sundu.

Mahkeme heyeti ise sanık E.T’nin dosyanın ayrılmasına ve diğer sanıkların mevcut hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

 

***

 

Darbecilerin yalanını bir kez daha tescilleyen rapor

İhanet gecesi, Meclis’e bomba attığını itiraf eden darbeci pilotlar Hasan Hüsnü Balıkçı ve Hüseyin Türk’ün beyanları ile bombalama anına ilişkin telsiz görüşmelerini görmezden gelen FETÖ’cülerin yalanlarla gerçeği manipüle etmeye çalıştıklarını bir kez daha tescilleyen rapor ortaya çıktı
 

Darbe girişimine saatler kala Akıncı Üssü’nün eski harekat komutanı albay Ahmet Özçetin, 16 savaş uçağına mühimmat yüklenmesi talimatını verdi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Polis Özel Harekat Başkanlığı, TÜRKSAT ve TBMM’ye bu uçaklardan 14 bomba atıldı. Bombalı saldırılarda polis ve vatandaşlardan 68 kişi şehit oldu 222 kişi de yaralandı. İhanet gecesi darbecilerin iki kez hava saldırısı düzenlediği TBMM’ye uçaklardan üç bomba atıldı.

Bu bombalardan ikisi darbeci pilot Hüseyin Türk, biri de Hasan Hüsnü Balıkçı’nın bulunduğu uçaktan atıldı. İki pilot da savcılık sorgusunda Meclis’i bombaladıklarını kabul etti.

KAPAT [X]
Darbeci pilot Balıkçı, “Son anda ihtiyaç nedeniyle bana uçuş görevi verildi ve ben maalesef TBMM’yi bombaladım.” itirafında bulunurken, darbeci Türk de uçağında 6 “MK-82 klasik mühimmat” bulunduğunu, bunlardan 4’ünü TÜRKSAT’a ikisini de Meclise attığını ifade etti.

Türk, “Telsizden ‘Burası şehir içi bir yer mutabık mıyız’ diye sordum. Onlar da ‘Mutabıkız atış serbest dediler.’ Ben de kalan 2 bombayı da verilen koordinata (TBMM) attım. Bombalama yaptığım yerin Ankara olduğunu biliyordum.” ifadeleriyle Meclis’in nasıl bombaladığını anlattı.

Olaydan sonra el konulan ve dava dosyasının delileri arasına giren telsiz kayıtlarında, Meclis’in bombalamasına ilişkin görüşmeler de yer aldı.

Buna rağmen darbeci askerler ile firari FETÖ’cüler, TBMM’ye uçaklardan bomba atılmadığını, Meclis’e önceden yerleştirilen bombaların uzaktan kumanda ile patlatıldığı yalanına sarıldı.

– Darbecileri yalanlayan rapor

İhanet gecesi Meclis’e bomba attığını itiraf eden pilotların itirafı ile telsiz kayıtlarını görmezden gelen FETÖ’cülerin iddialarını, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarınca bombaların atıldığı yerde yapılan kimyasal incelemelerin yer aldığı rapor da çürüttü.

Darbe girişiminden hemen sonra Meclis Yerleşkesi’nde yapılan olay yeri incelemesi sonucu elde edilen bulgular, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarına gönderildi.

İnceleme sonuçlarının yer aldığı uzmanlık raporu, Akıncı Üssü davasının görüldüğü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletildi.

Raporda, Meclis’te patlamaya neden olan cismin savaş uçaklarından atılan “MK-80” serisindeki bombaların olduğu belirtilerek, şu tespite yer verildi:

“Suç fiillerinin tespiti ile ilgili TBMM Yerleşkesi içerisinde yapılan aramalar neticesinde elde edilen bulgulardan 2016-013939-1 sayılı olay yeri inceleme raporunda belirtilen bulgular, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı’nda kimya incelemesi için gönderilmiştir. Netice olarak TBMM yerleşkesine MK-80 serisi uçak bombalarına ait parçaların, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu tarafında askeri amaç için üretilen ana patlayıcı maddesi TNT olan parça, basınç ve yangın etkili MK-80 serisi uçak bombalarından olduğu tespit edilmiştir. Bu itibarla MK-80 serisi 3 adet uçak bombasının patlatılması neticesinde canlılar üzerinde yaralayıcı, öldürücü, cansızlar üzerinde ise yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduğu tespit edilmiştir.”

Böylece FETÖ’cülerin “Meclis uçaklar tarafından bombalanmadı” iddiasının gerçeği yansıtmadığı bir kez daha ortaya çıktı.

 

***

 

Genelkurmay Çatı Davası

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlere ilişkin, aralarında sözde “yurtta sulh konseyi” üyelerinin de yer aldığı 224 kişinin yargılanmasına devam edildi.
 

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda görülen duruşmada, sözde yurtta sulh konseyi üyelerinden olan dönemin Kara Havacılık Komutanlığı taarruz helikopter tabur komutanı eski yarbay Özcan Karacan esasa ilişkin savunmasını yaptı.

Darbe girişiminden yaklaşık 13 ay sonra Antalya’da yakalandığını, 25 Ağustos 2017’de ilk kez hakim karşısına çıktığını beyan eden sanık Karacan, itiraf niteliğindeki emniyet ifadelerinin baskı altında alındığı iddiasında bulunarak, “Zeka seviyemiz yükseldikçe şiddete daha az ilgi ve ihtiyaç duyacağız.” diye konuştu ve beyanlarını kabul etmediğini dile getirdi.

Olay tarihinden yaklaşık bir ay önce bazı darbe sanıkları ile odasında toplantı yaptığı iddiası hakkında da konuşan Karacan, 15 Temmuz’dan yaklaşık bir ay önce kendi birliğine bağlı bir helikopterin düştüğünü, bu sebeple kendisine bazı askeri personelin “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunduğunu söyledi. Karacan, söz konusu ziyaretlerin darbe içerikli olmadığını savundu.

Kendisine bağlı helikopterlerden ateş açıldığı ve 15 Temmuz’da yaşanan ölüm ve yaralanma hadiselerinden de sorumlu tutulduğunu hatırlatan Karacan, “‘Pistler bombalandı’ denildiğinde, tanklara patates tıkandığı söylendiğinde biz cayır cayır uçuyorduk. Eğer Kara Havacılık’ta bir şeyler durduysa aklı selim davranan pilotlar sayesindedir. Biz insanlarımıza ateş etmedik.” açıklamasını yaptı.

Karacan, 15 Temmuz’da darbeci helikopter pilotlarını yönlendirdiği ve polis araçlarının vurulmasını sağladığına dair telsiz kayıtlarında oynama yapıldığı iddiasında bulunarak ses kayıtlarını kabul etmediğini beyan etti.

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve karara bağlanan Cumhurbaşkanına suikast davasında da yargılandığını belirten Karacan, suikast girişimiyle bir ilgisinin bulunmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanına suikast teşebbüsüne ilişkin 15 Temmuz’dan kısa süre önce İzmir’deki 3. Kara Havacılık Alay Komutanlığına gittiği ve burada planlama doğrultusunda talimat verdiği iddia edilen kişilerin albay rütbesinde olduğunu aktaran Karacan, kendisinden üst rütbede olan kişilere emir ya da talimat vermesinin söz konusu olmadığını belirtti.