Dolar 32,5025
Euro 34,8826
Altın 2.437,41
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 25°C
Az Bulutlu
Ankara
25°C
Az Bulutlu
Cum 25°C
Cts 22°C
Paz 23°C
Pts 20°C

ASKERİ YARGIYA REKOR CEZA TALEBİ!

ASKERİ YARGIYA REKOR CEZA TALEBİ!
10 Nisan 2017 12:54
128

 

Son dakika: Askeri yargı hakkındaki iddianame tamamlandı

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün askeri yargıdaki  yapılanmasını oluşturdukları gerekçesiyle 33 kişi hakkında iddianame  düzenleyerek, mahkemeye gönderdi.

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör  Örgütü’nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasına ilişkin 33 kişi hakkında  iddianame düzenleyerek, mahkemeye gönderdi.  İddianamede şüpheliler Mehmet Nesim Atmaca, Fatih Dağlı, Abdulkadir  Demi?r, Hüseyin Cansever, Cafer Karakurt, Arif Bakır, Nurettin Açık, Mustafa  Haşim Boynueğri, Abdurrahim Özkan, Muhammet Yüksel, Şuayip Karayel, Akif Us,  Murat Yıldız, Yasin Güvendi, Şerafettin Aydemir, Taha Erol, Hamit Erdem Şahan,  Muhammed Bıçakçıgil, Turgut Kapan, Ibrahim Halil Dişçi, Faruk Savaş, Samet  Okcanoğlu, Ilyas Damarseçkin, Serkan Kızılca, Adem Irmak, Cevher Eren, Şafak  Kadir Baran, Hamza Badıllı, Sezai Zengin, Mevlüt Kömür, Züleyha Demir, Ibrahim  Alpsoy ve Sefa Mumcu’nun “anayasal düzeni ihlale teşebbüs” suçundan  ağırlaştırılmış müebbet, “silahlı terör örgütü üyesi olmak”, “terör faaliyeti  kapsamında resmi belgede zincirleme sahtecilik” ve “kamu kurum ve kuruluşlarının  zararına zincirleme dolandırıcılık” suçlarından 45 yıl 6’şar aya kadar  mahkumiyetleri talep edildi.

 

 

 Milli Savunma Bakanlığının (MSB) “müşteki” olarak yer aldığı  iddianamede, darbecilerin oluşturduğu ”Yurtta Sulh Konseyi” tarafından  yayımlanan sözde ”Sıkıyönetim Direktifi”nin ekinde bulunan ”Sıkıyönetim  Mahkemeleri Görevlendirme Listesi” ve listenin sonundaki “Not 1” kapsamında  görevlerine devam edecek askeri yargı mensuplarına dair liste ile ”Not 2”  kapsamında “Askeri hakimler askeri mahkeme ve savcılar hakkında mevzuatta Milli  Savunma Bakanlığına verilen yetki ve görevler ikinci bir emre kadar Genelkurmay  Adli Müşavirliği tarafından kullanılacaktır” şeklinde “görevlendirmeler”  bulunduğu ifade edildi.

 

 

 FETÖ’nün, devlet içinde yapılanma ve örgütlenme için önem verdiği  devlet kurumlarının başında “mahrem yapı” olarak adlandırılan Türk Silahlı  Kuvvetlerinin (TSK) bulunduğu, örgütün TSK’daki yapılanmasını askeri yargıdaki  etkinliğiyle sağlamaya çalıştığı kaydedilen iddianamede, askeri yargının da adli  ve idari yargıda olduğu gibi önemli ölçüde FETÖ üyesi hakim ve savcılardan  oluştuğu belirtildi.

 

 

 

 

ÇALINTI SORU ŞÜPHELİLERİ 

 

 

Toplam 217 askeri hakimden 214’ünün sözde “sıkıyönetim mahkemelerine”  özel görevler ile atanmalarının bunun kanıtı olduğu ifade edilen iddianamede, bu  hakimlerin, 2009-2014 arasında yapılan sınav sonuçlarına göre atandıkları ve  sınavda kopya çektiklerine dair “kuvvetli şüphe” bulunduğu yönünde teknik  değerlendirmeler olduğu bildirildi. Askeri mahkemeler ve adli müşavirlik kadrolarının kopya çekmek gibi  usulsüz ve hileli yöntemlerle, ayrıca askeri mahkemeler, adli müşavirlik, Askeri  Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kadrolarının baskı ve yıldırma  yöntemleriyle örgüt mensuplarının eline geçtiğine yer verilen iddianamede, “15  Temmuz askeri darbe girişimi öncesinde, özellikle kumpas davalarının  mağdurlarınca, FETÖ üyesi oldukları yönünde birçok ihbar, şikayet ve suç duyurusu  yapılan ve kimisi darbe girişiminde yer alan askeri şahıslar hakkında, örgütün  askeri yargıdaki mensuplarınca etkin soruşturma ve/veya kovuşturmalar  yapılmadığı, diğer yandan kumpas davaları gerekçe gösterilerek FETÖ üyesi olmayan  birçok subayın TSK’dan ilişiklerinin kesildiği belirlenmiştir” ifadeleri yer  aldı.

 

 

 FETÖ üyesi oldukları yönünde kuvvetli şüphe bulunan iddianamenin  şüphelileri arasında, birbirlerini adli ve idari soruşturmalardan koruma  konusunda dayanışma olduğunun tespit edildiği bildirilen iddianamede, askeri  yargıda, özellikle atama, soruşturma gibi işlemlerde karar verici mekanizmalarda  etkin durumda olan askeri hakim sınıfı subayların, darbe girişimine karşı  direnenleri yargılayacakları ifade edildi.

 

 

Dolayısıyla örgütün, darbe girişiminin başarıya ulaşması açısından  yaşamsal öneme sahip sıkıyönetim mahkemesi ile adli müşavirliklerine, mensubu  olmayan askeri hakim ve savcıları atamalarının olanaklı olmadığına dikkat çekilen  iddianamede, “Zira örgütün, mensubu olmayan ve örgüt hiyerarşisi içinde diğer  örgüt mensuplarıyla fikir ve eylem birlikteliği içinde hareket etmeyecek askeri  hakim sınıfından subayları sıkıyönetim görevlendirilme listesinde MSB emrine  ataması da bu tespiti doğrulamıştır.” ifadesi kullanıldı.

 

 

 “Soruşturma kapsamında toplanan tüm deliller değerlendirildiğinde  şüphelilerin FETÖ üyesi olduğu, askeri darbe girişimini planlayan ve  uygulayanlarla arasında fikir ve eylem birlikteliği bulunduğu” kaydedilen  iddianamede, darbe girişiminde yer alan şüphelilerin bireysel eylemlerinin  diğerlerinin eylemlerini kolaylaştırma ya da manevi destek olmak suretiyle  birbirlerinin varlığından güç aldıkları ve birbirlerinin suç işleme kararını  kuvvetlendirdikleri belirtildi. Askeri darbe girişiminin planlanmasından icrasına kadar bir bütün  olduğu kaydedilen iddianamede, askeri birliklerin kontrolü, kimi askeri ve sivil  görevlilerin enterne edilmesi, şehirlerin önemli kavşak noktalarının askeri  araçlarla ulaşıma kapatılması; uçak, helikopter ve tank gibi savaş araçlarıyla  sivil halka ateş edilmesi, televizyon kanallarının ele geçirilmesi gibi, bu bütün  içinde yer alan eylemlerin darbeci askerlerin talimat ve emirleriyle  gerçekleştirildiği hatırlatıldı. 

 

 

 

TRT’DE YAYINLANAN SIKIYÖNETİM EMRİ

 

 

Aynı şekilde darbecilerce TRT’de okunan ve tüm askeri birliklere emir  olarak iletilen sıkıyönetim direktifi ekinde yer alan sıkıyönetim mahkemeleri  görevlendirmesinin bu bütünün bir parçası olduğu vurgulanan iddianamede, şunlar  kaydedildi: “Sıkıyönetim direktifinin yayınlanmasıyla askeri darbeciler tarafından  sıkıyönetim ilan edilip sokağa çıkmanın yasaklandığı, sıkıyönetim mahkemelerinin  bu emir ve talimatlar çerçevesinde bu sıkıyönetim ilanı üzerine faaliyete  geçtiği, askeri darbe girişimine karşı koyacak, darbeci askerler tarafından  verilecek emir ve talimatlara uymayan yasama, yürütme, yargı organları  temsilcileri, tüm kamu görevlileri başta olmak üzere ülkede bulunan herkesin  anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerini  kullanmalarını kısıtlama sonucu doğuracak arama, yakalama, gözaltına alma,  tutuklama, mal varlığına el koyma gibi kararları verecek, bu konularla ilgili  soruşturma ve kovuşturma faaliyetleri yapmak suretiyle darbenin fiilen  gerçekleşmesini ve hukuken sonuç doğurmasını sağlamak amacıyla şüphelilerin  sıkıyönetim askeri mahkemeleri, savcılıkları ve adli müşavirliklerde ve askeri  yargı içinde yer alan diğer birimlerde görevlendirildikleri, bu eylemlerinin  Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve bu  düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs niteliğinde olduğu, anayasal  düzeni ihlal eylemlerine katıldıkları anlaşılmıştır.”

 

 

 

TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ…

 

 

Şüphelilerin, diğer suçların yanında terör örgütü üyesi olmak suçunu  da işledikleri ifade edilen iddianamede, şüphelilerin FETÖ üyesi askeri  hakim-savcı olarak devletin yargı erkine yerleşmek amacıyla, sınavdan önce diğer  örgüt mensuplarından soru ve cevapları elde ettikleri, resmi belge niteliğindeki  cevap kağıdına, önceden öğrendiği işaretlemeleri yapıp, gerçekte olmayan bir  durumun ortaya çıkmasını sağlayarak, cevap kağıdını içerik itibariyle başkalarını  aldatacak şekilde sahte olarak düzenledikleri anlatıldı. Şüphelilerin, bu sahte belgeyi hile unsuru olarak kullanıp, kamu  kurumu olan MSB’yi aldatarak, sınava giren diğer adaylar zararına ve kendi  yararına olacak şekilde sınavı kazandığına dair belge düzenlettirdiği ve bu  şekilde askeri hakim-savcı olarak atandıkları aktarılan iddianamede,  şüphelilerin, usulsüzce atandıkları kamu görevi nedeniyle haksız şekilde maaş  alarak kamuyu zarara uğrattıkları ve bu şekilde “zincirleme şekilde resmi belgede  sahtecilik” ve “zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık” suçlarını  işledikleri belirtildi.

 

 

GENERALDEN  HAKİME KÜFÜR!’ TIKLAYINIZ…