Yazıcıoğlu'nun ölümünde FETÖ parmağı
Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin soruşturmaya FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettiği öne sürülen 17 kişi hakkında iddianame hazırlandı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, BBP Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya ile pilot Mustafa Kaya İstektepe ve gazeteci İsmail Güneş'in 25 Mart 2009 tarihinde içinde bulunduğu helikopterin düşmesiyle vefat ettikleri helikopter kazasından sonra başlatılan soruşturmaya FETÖ'nün müdahalesinin ortaya çıkarılmasıyla ilgili yürütülen çalışmalar tamamlandı.
Aralarında FETÖ'nün darbe girişiminde Cumhurbaşkanına suikast girişiminden mahkum eski yarbay Davut Uçum ile eski astsubay Aydın Özsıcak'ın da olduğu 17 kişi hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olma", "silahlı terör örgütü adına suç İşleme", "silahlı terör örgütüne yardım etme", "kişinin ölümünden yararlanarak hırsızlık suçuna yardım etme", "zincirleme şekilde yalan tanıklık" ve "suç uydurma" gibi suçlardan iddianame hazırlandı.
Şüpheliler hakkında çeşitli oranlarda ceza istenen iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, sanıkların, helikopterin düşmesinin ardından başlatılan soruşturma sürecinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ve örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda, soruşturmaya müdahale ederek örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmede bulundukları belirtildi.
FETÖ/PDY'nin milli ve manevi birçok değeri istismar ederek yargı, emniyet ve TSK içerisinde yapılandığı, bu yapılanma sayesinde 17-25 Aralık yargı darbe girişimi, "Selam Tevhid" gibi birçok soruşturmada örgütün amaçları ve menfaati doğrultusunda yargının araç olarak kullanıldığı vurgulanan iddianamede, "Kamuoyunun malumu olduğu üzere şahsi ve siyasi hayatı itibarıyla mümtaz ve müstesna kişiliği ile partili olsun olmasın birçok insanın sevgi ve saygısına mazhar olan merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun bu çizgisinin FETÖ/PDY tarafından fark edilmesi uzun sürmediği anlaşılmaktadır" denildi.
Soruşturma dosyasında FETÖ/PDY'nin amaçları ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok iş ve işlemler yapıldığına dikkat çekilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"İsimli isimsiz birçok ihbar mektubuyla yüzün üzerinde kişinin iki yılı aşkın sürelerle telefonlarının dinlendiği ve soruşturmaya dahil edildikleri anlaşılmıştır. Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismiyle yan yana gelmesi dahi düşünülemeyecek, uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, sahtecilik vb. suçlardan sabıkalı, kriminal şahıslara Muhsin Yazıcıoğlu'nun hukukunu koruma görüntüsü altında yalan tanıklık yaptırıldığı, kurgu mahiyetinde gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller ihdas edildiği, aynı zamanda vefat edenlerin yakınlarının acılarının istismar edildiği, örgütün genel olarak amacı, taktik ve stratejisi dikkate alındığında, bu şekilde olayın 'Ergenekon' tarafından gerçekleştirilen suikast olduğu iddiasıyla TSK içerisindeki açılması muhtemel kadrolara örgüt mensuplarının yerleştirilmesinin planlandığının değerlendirildiği, 17-25 Aralık tarihinden sonra ise doğrudan 60. hükümeti temsil eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı üst düzey görevlilerin soruşturmayla ilişkilendirilerek örgütün emniyet, yargı ve TSK içerisindeki gücü ile hükümetin görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye çalışıldığının düşünüldüğü ancak kanunda yapılan değişiklikle özel yetkili mahkemeler kaldırılınca bu girişimin akim kaldığı anlaşılmıştır."
Yazıcıoğlu'nun ismini FETÖ/PDY'nin kullanarak istismar ettiği de kaydedilen iddianamede, sanıkların soruşturmayı örgüt menfaatleri doğrultusunda yönlendirdikleri belirtildi.
***
SON SAVUNMALARI ALINDI
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 76 sanıklı davada sona yaklaşıldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 76 sanıklı davada sona yaklaşıldı. Sanıkların son savunmalarının alındığı duruşma 6 Ocak'a ertelendi. Öte yandan mahkeme, cinayetin işlendiği dönemde astsubay olan Cingöz hakkında İstanbul'u terk etmeme, dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz ile uzman çavuş Ecevit Emir hakkında ise ev hapsi kararı verdi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ramazan Akyürek ve Hamza Celepoğlu Sincan, Mehmet Uçar ise Eskişehir'den SEGBİS sistemi ile katıldı. Tutuksuz sanıklar Engin Dinç, Hüseyin Yılmaz, Hacı Ömer Ünalır, Mikdat Özbek, Musa Yıldırım, Hasan Durmuşoğlu ve Eyüp Temel ise duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada dönemin Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olan ve 'görevi kötüye kullanma' suçundan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen Engin Dinç, "17 Şubat 2006'da yazdığımız ses getirici eylem notunu İstihbarat Daire Başkanlığına gönderdik. Dolayısıyla görevimi yaptım. Böyle bir zorunluluk olmamasına karşın çalışma arkadaşlarıma notu İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne de göndermesini söyledim. O dönemin yetkililerini de telefonla bilgilendirdim. Yasin Hayal hakkında genel bilgileri rapora aktardım. Yazıda Hayal'in nasıl birisi olduğunu, daha önce neler yaptığını anlattık. Devamında İstanbul'da eylem planladığını söyledik. Bütünsel olarak olay aktarıldı. Ses getirici eylem tabiri istihbaratta genel bir jargondur. Diğer yandan yazının bütünü dikkate alındığında bombalı eyleme karışan birinin sıradan bir eylem yapmayacağı anlaşılır" şeklinde konuştu.
Dönemin İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nda astsubay başçavuş rütbesiyle İstihbarat Şube Müdürlüğü Aşırı Sağ Faaliyetler Unsur Komutanı olarak görev yapan Mikdat Özbek, FETÖ üyeliği ile suçlandığını ancak halen görevde olduğunu ifade etti.
Duruşmada İstanbul Jandarma Komutanlığı görevlileri Eyüp Temel ve Musa Yıldırım, Trabzon Jandarma Komutanlığı görevlileri Hacı
Ömer Ünalır, Hüseyin Yılmaz, Trabzon Emniyet görevlisi Hasan Durmuşoğlu, Samsun Jandarma görevlisi Murat Bayrak da son savunmalarını yaptı.
Duruşmaya görüntülü olarak bağlanan eski jandarma tuğgeneral Hamza Celepoğlu, savunmasını Ocak ayında değil Şubat ayında yapmak istediğini söyledi. Mahkeme başkanı ise bunun yapılamayacağını aktardı.
Sanık savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti sanıklar Tamer Bülent Demirel, Veysel Şahin, Volkan Şahin, Yakup Kurtaran, Yavuz Karakaya, Yusuf Bozca ve Yüksel Avan ile avukatlarının 20 Ocak tarihinde görülecek olan duruşmada, sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ercan Gün, Ramazan Akyürek, ile avukatlarının ise 22 Ocak tarihinde görülecek olan duruşmada esasa ilişkin savunma yapmalarına karar verdi. Cinayetin işlendiği dönemde astsubay olan sanık Emre Cingöz'ün kaçma girişiminde bulunduğuna ilişkin emniyetten bilgi geldiğini de açıklayan mahkeme, Cingöz'ün İstanbul'u terk etmeme, dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz ile uzman çavuş Ecevit Emir hakkında ise ev hapsi kararı verdi.