Dolar 32,5974
Euro 34,7498
Altın 2.498,51
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 20°C
Yağmurlu
Ankara
20°C
Yağmurlu
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 24°C
Sal 26°C

İÇİMİZDEN ÇIKAN CEVHER’LER!

İÇİMİZDEN ÇIKAN CEVHER’LER!
23 Haziran 2017 09:00
157

 

Truva Yayınları’ndan hafta başı HIRS isimli yeni kitabı çıkan Cevher KOÇ ile kitabı üzerine konuştuk…

 

    –  Truva Yayınlarından yeni çıkan Polisiye-Gerilim tarzında yazdığı ilk romanı “HIRS” hakkında konuşmak için yazar Cevher KOÇ ile birlikteyiz. Cevher bey bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

    

– 1978 yılında Çankırı’da dünyaya geldim. İlk ve Orta Öğrenimimi orada tamamladıktan sonra eğitimime Silahlı Kuvvetler Mızıka Astsubay Hazırlama Okulunda devam ettim.

 

1996 yılında Astsubay olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görevime başladım. 1997 yılında Sevgi Pehlivan ile yapmış olduğum evlilikten olan Murat ve Buse isimli iki evladım ve eşimle mutlu mesut yaşamaya çalışıyorum.

 

 

 – Çok güzel. Kitap yazma isteği nasıl başladı sizde?

 

     – Aslına bakarsanız ilk başlarda kitap yazma gibi bir düşüncem yoktu. Fakat aşırı kitap okuyordum. Kitap okumanın aşırısı olur mu onu da takdirinize bırakıyorum. Bundan yaklaşık 15 sene önce bende bir kitap yazabilir miyim düşüncesi ile yeni baskısı yapılan “HIRS” isimli kitabımın ilk sekiz sayfasını yazdım. Sonuç gayet umut vericiydi.

 

Emekli olduğumda hobi olarak yazı yazmaya karar vererek hayalimi rafa kaldırdım.

 

Bugün düşünüp geçmişe bakınca yaşamış olduğum nadir pişmanlıklardan birisi bu karardır. 2011 yılında ise tekrar yazmaya başladım. Ve yaklaşık  bir buçuk sene gibi bir zamanda kitabımı tamamladım.

 

Daha sonra babamın ve eşimin sağlık problemleri ile ilgilendiğim için birkaç senede istemsiz olarak ara vermek durumunda kaldım. Ve nihayetinde kitabımın basım aşamasına geçebildim.

           

     – Bir kitap için çok uzun bir süre. Beklediğinize değmiştir umarım.

 

     – Aslına bakarsanız 2013 yılına kadar kendi hatam olsa da ondan sonrası için yapacağım fazlada bir şey yoktu. Bende bu arada fırsat buldukça kitap üzerinde düzeltmeler yaptım. Ve sonuç bence gayet tatmin edici oldu.

 

     – Anlıyorum.  Bize biraz romanınızdan bahseder misiniz?

 

     – Tek başına münzevi bir hayat yaşayan romanımın kahramanı Fatih Arıkan’ın küçük bir kızın hayatını kurtarmasıyla başlayan ve devamında küçük kızın teyzesi ile birlikte bir hayatta kalma mücadelesi verdiği gayet hızlı bir şekilde anlatılmış akıcı bir hikaye diyebilirim.

 

     – Gayet kısa bir anlatım oldu. Roman hakkında fazla bir şey söylemeyeceksiniz galiba?

 

     – Ben uzun sürse de sonuçta bir ürün çıkardım ortaya.  Bundan sonraki süreç tamamen okuyucu ile alakalı. Roman hakkında asıl söylenmesi gerekeni okuyucu söyleyecektir.

 

     – Biraz da romanın edebi yönü hakkında bir şeyler söyler misiniz? Türk Edebiyatına yeni bir basamak eklendi diyebilir miyiz?

 

     – Öyle bir şey yok.

 

     – Nasıl yani?

 

     – Romanın edebi yönünden bahsediyorum. Yok işte. Ben edebiyatçı değilim. Ve hiç bir zaman olduğumu iddia etmedim. Ben daha çok roman yazarı demenizi tercih ederim. Bu nedenle Türk Edebiyatına herhangi bir katkım olduğunu falan da düşünmüyorum.

 

Benim kitabımda uzun ve okuyucuyu sıkan gereksiz anlatımlara rastlayamazsınız

 

 

     – Bir yazar için çok enteresan söyledikleriniz. Şu halde kitabınız hakkında konuşacağınız başka bir şey olmalı?

 

     – Ben yazdığım kitabı genelde yaz dönemlerinde gösterime giren ve her hangi bir sanatsal kaygı taşımadan sırf izleyiciye hoş vakit geçirten Amerikan macera filmlerine benzetebilirim. Benim kitabımda uzun ve okuyucuyu sıkan gereksiz anlatımlara rastlayamazsınız. Her şey olabileceği kadar kısa ve hızlı bir şekilde anlatılmıştır.

 

 

     – Anlıyorum. Kitabınızdaki karakterlerden Taylan çok derinlikli ve detaylı olarak çizilmiş. Sanki romanın kahramanı katil gibi anlatılmış.

 

     – Aslına bakarsanız kitap bitene kadar bu dediğinizi fark etmedim. Fakat kitap bitip son okumamı yaptığım zaman bende aynı şeyi düşündüm. Hatta kitabı okuyan dostlarımın da genelde söylediği şeylerden birisi de bu dediğiniz oldu. Ve hatta kitabın en sevilen karakteri de Taylan oldu diyebilirim.

 

 

     – Şu halde Taylan’ın kendisine ait bir hikayesi olsa fena olmaz diyebilir miyiz?

 

     – Aslına bakarsanız olabilir sanki. Geçmişe dönüp Taylan’ın neden böyle olduğu ile ilgili bir şeyler yazılabilir belki de. Düşünmeye değer.

 

 

Üzerinde çalıştığım bir konu var ve muhtemelen seri olarak devamı gelecek

 

     – Bu arada yeni bir kitap çalışmanız var mı?

   

  – Evet. Üzerinde çalıştığım bir konu var ve muhtemelen seri olarak devamı gelecek bir hikayesi olacak. Ayrıca HIRS’ ın devamı şeklinde nitelenebilecek bir başka konu hakkında düşünce aşamasındayım.

 

 

     – Konu hakkında bir sıkıntı yaşamamanız çok güzel.

 

     – Kitabı yazma aşamasını tamamladıktan sonra basım için geçen yaklaşık iki sene içerisinde yeni hikayeler için  düşünecek çok vaktim oldu. En azından düşünsel anlamda boş kalmadım.  

 

    – Peki yeni kitabınız için okuyucuların ne kadar daha beklemesi gerekecek?

 

   – Emre beyle görüşmemizde önümüzdeki sene ağustos ayı için sözleştik. Zaman ne gösterir hep birlikte göreceğiz.

 

   – Merakla bekliyoruz yeni kitabınızı. Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Okuyucunuz bol olur umarım.

 

    – Ben teşekkür ederim.